| Burada da Mozambik'teki ekibimiz var. İçlerinden biri Mozambikli kardeşlerine gerekli becerileri öğreten Tanzanyalı bir eğitmen. | TED | هذا هو فريقنا في موزامبيق. مدرب واحد من تنزانيا ، الذي نقل المهارات لثلاثة من زملاءه في الموزمبيق. |
| Hayır. Bana burada eğitmen olabileceğimi söylemiştin. | Open Subtitles | لا.انت قلت بأنني يمكنني ان اكون مدرب هنا |
| eğitmen çok rahatsız etmez dedi. | Open Subtitles | قال المدرب إن هذه السلسلة حتى لا يزعجنا. |
| eğitmen olmasını istediğimde, bir sürü çözümlenmemiş sorunu ortaya dökeceğini biliyordum. | Open Subtitles | , عندما طلبت منها ان تصبح المدربة علمت انه سيتم التخلي عن الكثير من هذه الامتعة |
| - Kılıca ihtiyacım yok. İhtiyacım olan onurlu bir eğitmen... | Open Subtitles | لا أحتاج للسيّف، ما أحتاجه هو مدرّب شريف |
| O bir eğitmen. Yeni bir dans öğretiyor. Adı neydi? | Open Subtitles | هو مدرب.هو يريني رقصة جديدة.ماذا تسمى مرة اخرى? |
| - Artık Doctore değil bir eğitmen vekili olacaksın. | Open Subtitles | لن تبقى مدرب مجالدين بعد الآن سوف تتولى لقب مشرف المجالدين |
| - Artık Doctore değil bir eğitmen vekili olacaksın. | Open Subtitles | لن تبقى مدرب مجالدين بعد الآن سوف تتولى لقب مشرف المجالدين |
| Senin gibi bir eğitmen önümüze kemik atıyor, bir çocuğa kendi için at binme şansı tanıyor sonra da o çocuktan tonla laf işitiyor öyle mi? | Open Subtitles | مدرب مثلك يقوم برمي عظمة لنا و يعطي فتى فرصة لإمتطاء حصان من أجله ثم يقوم بقول كلام عنك ؟ |
| Ve derslerde, eğitmen izin vermeden cansız mankenle temas kuramıyoruz. | Open Subtitles | وبالطبع لا يمكنك الحصول على دمية التمرين إلا إذا جاء المدرب معها |
| Büyüdüğünde eğitmen zincirleri çıkarmaya başlar ama fil pes etmiştir. | Open Subtitles | ومن ثم عندما يكبروا يبدأ المدرب بإزالة السلاسل ولكن الفيل يكون استسلم |
| eğitmen, boş zamanlarımızda birbirimize saldırmamızı tembihledi. | Open Subtitles | المدرب يشجعنا ، على.. لمهاجمة بعضنا البعض في أوقات فراغنا |
| Bittikten sonra eğitmen bana baktı ve... | Open Subtitles | وعندما انتهيت نظرت المدربة إلي |
| Bizim evde bir eğitmen ile bir pilates seansı var. | Open Subtitles | هي تُحْصَلُ على a pilates جلسة مَع a مدرّب في شُقَّتِنا. |
| eğitmen Johns, şu bir avuç yumuşağı gözümün önünden çekin. | Open Subtitles | أيّها المُدرب, أبعد هؤلاء الأوغاد الضعفاء عن وجهي! |
| Çok güzel asistan eğitmen. | TED | كانت مدربة رائعة. |
| Kadromuzda çalışmalarınızı çok iyi anlayabilecek birçok harika eğitmen bulacağınızdan eminim. | Open Subtitles | أنا واثق أنك ستجد معلمين ممتازين ضمن طاقم التعليم لدينا سيكونون أكثر تفهماً لطبيعة عملك |
| Dışarıda koruma olarak, buradaysa eğitmen olarak işkence yapıyor. | Open Subtitles | في الخارج، يعذبني كـ حارس شخصي و هنا كـ مُدرب |
| Ryan orada üç yıl eğitmen olarak çalışmış. Askeri Nitelik Kaydı paralı asker dışında bir şey olduğunu düşündürüyor. | Open Subtitles | لقد كان محاضر هناك لمدة ثلاث سـنوات إن تقييمه أصـبح أسـوأ |
| eğitmen paketlerin haftalardır oraya teslim edildiğini söyledi. | Open Subtitles | سائق التدريب الخاص بي قال ان الطرود كانت تذهب هناك لأسابيع |
| Kadın eğitmen bu balinayla düzenli olarak çalışıyor muydu? | Open Subtitles | هل كانت تلك المُدربة تعمل مع هذا الحوت على أساس عادي ؟ |
| Bu yüzden eğitmen, yavru onunla uğraşmadan önce akrebin iğnesini etkisizleştiriyor. | Open Subtitles | لذا يُعجز المرشد لسعات العقرب، قبل أن يُسلم الصغير زمام الأمور. |
| Acın daha yeni başladı, eğitmen. | Open Subtitles | مُعانتك ليست سوى "لانيستا" مٌبتدأ |
| eğitmen, tanıklıktan suç ortaklığına geçti. | Open Subtitles | يبدوا بأن مدربنا تحول من شاهد إلى شريك |
| Gerçekten çok sağol. Bir eğitmen olarak... | Open Subtitles | شكراً جزيلاً للجهود الإرشادية |