| Sana işleri nasıl yürüttüğümüzü göstersem endişen azalır mı? | Open Subtitles | هل سيريحك ويقلّل من قلقك إذا أخبرتك عن عمليّتنا؟ |
| Şimdilik tek endişen, FBI'a bunu ne zaman söyleyeceğine karar vermek olmalı. | Open Subtitles | قلقك الوحيد الآن متى أنت تذهب لإخبار مكتب التحقيقات الفدرالي. |
| endişen için duygulandım, ama ikimiz de kim suçlayacağımızı biliyoruz. | Open Subtitles | حسناً لقد أثر بي قلقك ولكن كلانا يعلم من هو الذي يلام |
| Bu noktada herhangi bir endişen var mı? | TED | هل توجد لديك أية مخاوف بهذا الشأن في هذا الوقت؟ |
| endişen için sağ ol ama Clark ve ben bunu halledebiliriz. | Open Subtitles | أقدر لك إهتمامك لكن يمكنني حل أموري مع كلارك |
| Oğlunu bir babadan mahrum etmeye niyetim yok, eğer endişen buysa. | Open Subtitles | لحرمان أبنك أب , إذا ذلك ما أنت ِ قلقة بشأنه |
| endişen için teşekkürler ama iyiyiz. | Open Subtitles | نحن على ما يرام يا (أنجيلا)، أقدّر إهتمامكِ لكنّنا على ما يرام. |
| Eğer herhangi bir problem, endişen olursa... ne olursa olsun, şahsi telefon numaram burada. | Open Subtitles | لو واجهت أي مشاكل أو .. ما يثير قلقك أي شيء على الإطلاق فهذا رقم تليفوني الشخصي |
| Betty, endişen için minnettarım ama bunu sabahleyin konuşuruz. | Open Subtitles | بيتي حقيقة اقدر قلقك لكن سنتحدث عن هذا في الصباح |
| Şu takıntılı olduğun plastik bitkiler ne kadar gerçekse endişen de o kadar gerçek. | Open Subtitles | قلقك هذا قريب من هوسك بهذه النباتات البلاستيكية |
| İtirazı yok. endişen için teşekkürler ama bu iş olacak, tamam mı? | Open Subtitles | وهي لا تمانع، أقدر قلقك لكن هذا سيحصل، إتفقنا؟ |
| Şu an öncelikli endişen bu olmayabilir tabii ki ama- Haklısın. | Open Subtitles | أعرف أن هذا قد لا يكون مصدر قلقك الرئيسي الآن، ولكن... |
| Ama senin tek endişen, biyolojik babamı tuzağa çekmenin beni rahatsız ediyor olması. | Open Subtitles | من الواضح أن مصدر قلقك الوحيد يتعلق بأنني قد أنزعج في الواقع لإنني على وشك الإيقاع بأبي البيولوجي |
| Liam! ... bütün endişen her yere kustuğun için geçebilir. | Open Subtitles | لأن قلقك قد أختفى لأنك كُنت قد أنتهيتي |
| endişen kalbime dokunuyor ama yanlış yer. | Open Subtitles | قلقك يؤثر فيي ولكنه ليس في محله |
| Artık öncelikli endişen Sydney olmamalı. | Open Subtitles | لم تعد ( سيدني ) هي قلقك الرئيسي بعد الآن |
| İşleri şöyle yürüteceğiz. Herhangi bir endişen, bir şeye ihtiyacın olursa bu adamla görüşeceksin. | Open Subtitles | هذه هي طريقة عملنا هنا أيّ مخاوف تراودك، أيّ حاجات لديك |
| Bunların altında yatan menkuller konusunda hiç endişen yok mu? | Open Subtitles | ولكن ألديك أية مخاوف عن أداء تسنيد الاوراق الرئيسي؟ |
| endişen için sağ ol, ama her şeyi düzeltmek senin sorumluluğun değil. | Open Subtitles | أقدر لك إهتمامك لكنك لست مسؤولاً عن إصلاح كل الأمور |
| -Onunla ilgili ne endişen var? | Open Subtitles | ا - لماذا انت قلقة بشأنه ؟ |
| endişen dikkate aldındı bil, Karen. | Open Subtitles | (سوف أضع إهتمامكِ فى الإعتبار يا (كارين |
| endişen gözlerimi yaşartıyor Milt. | Open Subtitles | مخاوفك مثيرة للاهتمام يا "ميلت". |
| Beni polise yalan söylemeye zorladın ve ilk endişen ilaç bağlantısını güvene almak. | Open Subtitles | أول شئ تفكر به هو تأمين حصولك على المخدرات |