| Müzakere etmezler. Goa'uld'un bir çok dünyaya saldırdığına daha önce tanık olduk. | Open Subtitles | إنهم لا يتفاوضون، لقد شهدنا قيام الجواؤلد بالهجوم على الكثير من العوالم |
| - bu bölgede hiçbir beyaz. - Bizi rahatsız etmezler. | Open Subtitles | ـ شخص أبيض في الإقليم ـ إنهم لا يضايقوني |
| Tanrı'ya karşı ödevlerini tartışarak beni hasta etmezler. | Open Subtitles | إنهم لا يمرضونني، يتبـادلون الآراء بشأن واجبهم تجـاه الله |
| Sırf Gold kartı olmadığı için ufacık çocuğu ölüme terk etmezler. | Open Subtitles | لن يقوموا بطرد طفل مريض إلى الشارع لأنّه لايملك بطاقة ذهبية |
| Bu kadar önemli, simgesel bir şeyi asla acemi bir sese emanet etmezler. | Open Subtitles | لن يقوموا أبداً بإحياء أمر بهذا الأهمية وبهذه الرمزية بصوتٍ حديث |
| Arkadaşlar birbirlerine alyans hediye etmezler. | Open Subtitles | كلا الأصدقاء لا يُعطون بعضهم خواتم زواج |
| Buralarda bu tarz şeyleri fark etmezler işte. | Open Subtitles | - لأنهم لا يلاحظون هذا النوع من الأشياء هنا |
| Kırılan camlar üstlerine düşmezse fark etmezler. | Open Subtitles | من المحتمل انهم لن يلاحظواَ ألا إذا سقط الزجاج على شخص ما |
| Restoranlarda servis etmezler. | Open Subtitles | إنهم لا يقدموه في المطاعم هل سبق لك و شاهدت سمك الشبوط على اللائحة ؟ |
| - Ettim. Ama erkekler etmez. Böyle şeyleri hiç fark etmezler. | Open Subtitles | لاحظتها , لكن الرجال لا يفعلون إنهم لا يهتمون بهذه الإشياء أبداً |
| Hayır, geceleri kontrol etmezler. Bunları çıkaramayacağımızı düşünüyorlar. | Open Subtitles | لا، إنهم لا يفتشون ليلا يعنقدون أننا لا نستطيع الفكاك من هذه |
| Bu şekilde çimentolayıp işkence etmezler, yüksek güçteki tüfeklerile ile insanları etkisizleştiriyorlar. | Open Subtitles | إنهم لا يقومون بالجلد و التعذيب و هذا إنهم يقتلون الناس باستخدام بندقية قوية للغاية |
| Biraz geç kalmaya laf etmezler. | Open Subtitles | يا إلهي، إنهم لا يمانعون في إطالة أمدهِ. |
| Avrupa hızlı moda endüstrisinin anavatanı olmasına rağmen ve birçok lüks tasarımcılar bulunmasına rağmen genelde kıyafetlerini tescil etmezler ve ve çok fazla açılmış dava yok. | TED | لكن برغم ذلك إنه مسقط رأس مجال الموضة السريعة ولديكم العديد من مصممي الرفاهية هناك، إنهم لا يسجلون ملابسهم عموما، وليس هناك العديد من الدعاوى. |
| Haklısın. Beş para etmezler. | Open Subtitles | أنتِ محقة , إنهم لا يساوون شيئاً |
| Jürinin sempatisini kazanirsak seni mahkum etmezler. | Open Subtitles | إذا كسبنا تعاطف المحلفين، لن يقوموا بإدانتك أبداّ. |
| Bozulmamışsa tamir etmezler. | Open Subtitles | ما لم تنكسر، لن يقوموا بأصلاحها |
| Arkadaşlar birbirlerine alyans hediye etmezler. | Open Subtitles | الأصدقاء لا يُعطون بعضهم خواتم زواج |
| Melanie erkekler ayakları fark etmezler. | Open Subtitles | ميلاني، والرجال لا يلاحظون قدم |
| Sorun etmezler. | Open Subtitles | انهم لن يمانعو بذلك انهم يبدو كخبراء ماليين دوليين او شيء اخر |