"fısıldayacağım" - Translation from Turkish to Arabic

• سأهمس
• أهمس
• تهمس فى

Ve boynuna asılırken o kurumuş ve yaşlı kulağına fısıldayacağım:
و أثناء تشبثي بعنقه سأهمس في تلك الاذن الجافة القديمه

- Merak etme karşılaştığımızda kulağına fısıldayacağım ismini.
لا تقلق، سأهمس اسمه في أذنك في المرة القادمة عندما نتقابل

Peki ben sana hangi isminle fısıldayacağım sevgilim?
وما الاسم الذي سأهمس لك به، يا محبوبي؟

Artık seninle konuşmuyorum. Artık fısıldayacağım.
أنا لن أتكلم معك مره أخرى في الحقيقة , سوف أهمس

Ancak yatağımızda yekvücut yatarken olan biten her şeyi kendisinin kulağına fısıldayacağım.
سوف أهمس له، وأعيد تمثيل اللحظة، عندما نكون متلاصقين في فراشنا

Benim aklımda olan şu. Yalnız olduğumuz halde fısıldayacağım.
والآن، هذا ما يدور في خلدي سوف أهمس حتّى ونحن بمفردنا

Kulağına fısıldayacağım, raks ederek gittikleri yeri.
تهمس فى اذنك أين الرقص يؤدى بها

Hayır. Gel buraya. Kulağına fısıldayacağım.
تعال هنا سأهمس بها في أذنك

Sözleri kulağınıza fısıldayacağım.
سأهمس التعويذة في أذنك

Bunun yerine adını fısıldayacağım.
بدلاً من ذلك سأهمس بأسمك.

Yaklaş, kulağına fısıldayacağım.
ادنو، سأهمس في أذنك

Sürekli kulağına fısıldayacağım. Christopher, ev ödevini yap.
سأهمس في أذنك "كريستوفر) قم بواجبك المنزلي)"

Tamam, fısıldayacağım.
سأهمس

Hayır, yine de aşkımı kulağına fısıldayacağım.
لا، ولكن سأظل أهمس بحبي في أذنيك

- Şimdi River. Kulağına bir şey fısıldayacağım.
و الآن، أنتِ (ريفر) أنا على وشك أن أهمس لكِ بشيء في أذنك

Bense fısıldayacağım: "Hayır."
"وأنا سوف أهمس: "لا