| Finn'in dönüşü eski yaraları iyileştirmek ve sıkıntıları düzeltmek için bir fırsat. | Open Subtitles | وهو عائلتنا. عودة الفنلندي فرصة لرأب الجراح القديمة وإصلاح ما هو مكسور. |
| Kayıtlara geçmesi bakımından, Memur Finn, şüphelinin White House Burgers binasının güneyinde, otoparkta bulunduğunu beyan etti. | Open Subtitles | للسجلِ، ضابط أشارَ الفنلندي إليه الذي المشتبه به كَانَ في مكانِ وقوف بيرغرات بيت أبيضِ، جنوب البنايةِ. |
| Bu konuda Finn Polmar'ı suçlamak günah keçiliğinin en üst seviyesidir. | Open Subtitles | لذا فإنه من الظلم الشديد أن تجعل فن بولمار كبش الفداء |
| Finn Polmar'ın davranışından farklı bir davranış sergilemeye çalışmanız... | Open Subtitles | كما يعرف كل شخص في هذه القاعة وتظاهرك بأن تصرف فن بولمار |
| Yani Finn Johnson'ı tanıyınca, muhtemelen öfkesi aklını başından aldı. | Open Subtitles | لَكنَّه كَانَ، وعندما فنلندي إعترفَ ه، سيطرَ إستيائَه من المحتمل. |
| Onbaşı Finn'in nişanlısı yukarıda. Dün gece yerel haberlerde görmüş. | Open Subtitles | جيبز خطيبة فينس هنا لقد رات الخبر في التلفاز |
| Adınız Finn Haugan mıydı? | Open Subtitles | الفنلندى هوجان? |
| Demek, Finn'in aracıyla Johnson'ın cesedi arasındaki mesafe 12 metre? | Open Subtitles | لذا، المسافة مِنْ سيارةِ الفنلندي إلى جسمِ جونسن هَلْ كَانَ 40 قدم؟ |
| Finn'e intikamını alması için inanılmaz bir fırsat sunmuş. Aklından ne geçiyor? | Open Subtitles | تَقديم الفنلندي بالمثاليينِ الفرصة للإنتِقام. |
| Haklısın, ama Finn'in mermilerinin hiçbirinde dolgu macunu yoktu. | Open Subtitles | الحقّ، لَكنِّي لَمْ أَجدْ أيّ مانع تسرب على أيّ مِنْ رصاصِ الفنلندي الآخرِ. |
| Memur Finn'in, ateş ettiği esnada Johnson'ı teşhis edip etmediğine hâlâ emin değiliz. | Open Subtitles | نحن ما زِلنا لَيْسَ لَنا مُصمّمونُ سواء أَو لَسنا ضابطاً عَرفَ الفنلندي العريفَ جونسن عندما ضَربَه. |
| "Huck Finn" okuyorsun. Bizim sırrımız yok ki. | Open Subtitles | "أنت تقرأ "هانك فن ليس هناك المزيد من الأسرار |
| Bu davalarda Finn'in tutuklama emirleri. | Open Subtitles | مطالبات فن بحبس المتهمين في هذه القضايا |
| Huckleberry Finn, hemen şu dakika eve giriyorsun. | Open Subtitles | هاكلبري فن ادخل إلى المنزل في الحال |
| Rudy hıçkırarak Finn'e niye her şeye sahip olman gerek diye bağırıyordu. | Open Subtitles | (كان (رودي) ينتحب ويصرخ بوجه (فن سائلاً عن سبب استحواذه لكل شيئ |
| Betty Finn gerçek bir dostum idi ve onu bir gurup Swatchdog ve Diyet Kokain bağımlılarına sattım. | Open Subtitles | ' فنلندي بيتي كان صديق مخلص وأنا بعتها لباقة سواتشدوج قليل السكر. |
| Sence Betty Finn'in iyilik perisi mi onu mükemmel yaptı hala garip arkadaşlarıyla mı takılıyor olacaktı? | Open Subtitles | تعتقد إذا فنلندي بيتي جعلت العرابة الجنية هدوئها، هي ما زالت تتدلى مع أصدقاء ها؟ |
| Memur Finn, lütfen şüphelinin ve ateş ettiğiniz an bulunduğunuz yeri gösterir misiniz? | Open Subtitles | فنلندي ضابطِ، يُمْكِنُ أَنْ تُشيرَ إلى موقعِ المشتبه به وأين أنت كُنْتَ عندما تُطلقُ؟ |
| - Finn'in nişanlısı geldi. Toplantı odasına aldım. - Sen mi? | Open Subtitles | خطيبة فينس انها في غرفة المؤتمر - متأكد أنها هناك - |
| - O James Finn üç ay önce öldü. | Open Subtitles | جيمس فينس الذي نتكلم عنه مات من ثلاث أشـهر |
| Merhaba Finn. | Open Subtitles | مرحبا الفنلندى. |
| İyi geceler çocuklar! Yeniden tebrikler, Finn | Open Subtitles | طابت ليلتكم أيها الرفاق تمتعوا بوقتكم، أهنئك ثانيةً يا فين |
| Lily. Lily Finn. | Open Subtitles | أسمى ليلي ليلي فنن |
| Ama, evet, Finn Montgomery iki gün önce ofisimdeydi. | Open Subtitles | ولكن، نعم لقد كان فين مونتجري في مكتبي منذ يومين |
| Yoruldun biliyorum ama yaparsın! Helalsin Finn! Helalsin! | Open Subtitles | أعرف أنك متعب, ولكن تستطيع ان تفعل ذلك فين, محب لعملك الرائحه نتنه هنا |