| Müşteri bunu köpek göğsü gibi görür. | Open Subtitles | لم لا تغطي هذه تشبه صدر كلب يخيف الزبائن |
| Bu akşamın sıcakları, soğan marmelatlı etli kılıçbalığı, az kızartılmış keklik göğsü ve ahududu keşkülü ile sorel böreği. | Open Subtitles | أما الطبق الرئيسي هذا المساء رغيف لحم سمكة السيف مع مربى البصل صدر الحجل المحمر في صوص التوت ومعجنات بالحماض |
| Sol göğsü altında kalan son cam parçasını çıkarmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | كان لابد أن أزيل جزء زجاجي واحد أخير من صدره الأيسر |
| Bu başı, işte göğsü, biraz başlangıcını görebiliyorsunuz. | TED | وهذا رأسه و هنا صدره و ترون البداية شكل ما |
| Aynı zamanda, göğsü açmadan kalp üzerine bypass - atlatma - damarlarını dikebilirsiniz. | TED | يمكنك أيضا أن ترى خياطة جانبيّة لقلب ينبض بدون تكسير فقرات الصدر. |
| göğsü iltihap kaparsa Kongre Üyesine neden olan kişiyi söylerim. | Open Subtitles | لو تلوّث هذا الصدر سأخبر عضو الكونغرس من الملام |
| Tamam tavuk göğsü sandviç istiyorum. Derisiz ve tost olsun. | Open Subtitles | سأتناول سندويتش صدر الدجاج بدون جلد مع خبز محمص. |
| Eğer bir göğsü kaçırırsa, baştan başlıyor. | Open Subtitles | وإذا فاته صدر إحداهن لا يسمح لنفسه بأن يعود أدراجه |
| Tek tavuk göğsü, buluşma öğüdü yok. Hemen geliyor. | Open Subtitles | صدر دجاجة واحد دون نصائح غرامية في الطريق |
| Başka bir adamın göğsü için olan bir kalbi çalmak istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أريد أن أسرق قلباً من صدر رجل آخر |
| İki ördek göğsü, iki kuzu filetosu. Haydi bakalım, millet. | Open Subtitles | اثنان من لحم صدر البط, و اثنان من لحم عنق الحمل فلنتحرك, أيها القوم |
| göğsü açık mıydı bilemiyorum ama öyle hatırlıyorum sanki. | TED | لا أدري إذا كان صدره عاريا، لكن كأنه كذلك. |
| Kolları göğsü kadar büyük değil. | Open Subtitles | ذراعيه ليست كبيرة بما فيه الكفاية لمجاراة صدره |
| göğsü yaralandığında gerçek Jack'le birlikteymiş. | Open Subtitles | قال أنه كان مع جاك الحقيقي حين تمزّق صدره |
| göğsü güçlü kolları, ev sinema sistemi için. | Open Subtitles | صدره .. و ذراعيـه القويتـان .. المسرح المنزلي .. |
| göğsü ve kalbi hariç tüm iç organları bir öbek halinde çıkageliyordu. | Open Subtitles | أصبحت كومة بيضاء مفككة عدا الصدر و القلب |
| Kullanılan silah her neyse göğsü delip geçmiş ve arkadan çıkmış. | Open Subtitles | ايا كان السلاح الذي استخدم فقد اخترق بالكامل مقدمة الصدر و خرج من الظهر |
| Annemle beraberim ve bir anda göğsü patlıyor. | Open Subtitles | كنت مع والدتي وفجأةً , ينفجر صدرها ارتطمت بالأرض |
| Şişman ördeklerden değil, lezzetli ördek göğsü. | Open Subtitles | وليس البط السمين، وإنما صدور طريّة من البط |
| Bu dediğinde sadece tümörü alıyorlar, - göğsü değil, değil mi? | Open Subtitles | حيث أنهم سيزيلون الورم فقط وليس الثدي كله، صحيح؟ |
| - Evet. - Çünkü balık göğsü dedi. | Open Subtitles | نعم لإنه قال "اثداء سمكية" |
| Çıplak göğsü açık erkekleri Main Caddesine mi yığacaksın. | Open Subtitles | أتعنى حفنة من الرجال عراة الصدور يرتدون الملابس الجلدية ويسيرون فى الشارع العام؟ |
| Benim etrafıma kabuklu yengeç ya da denizkızı göğsü gibi koruyucu bir kabuk inşa ettiniz ve artık sokaktaki adamla bağlantımı kaybettim. | Open Subtitles | أنشأتما حولي قوقعة كالتي تحمي السّلطعون أو ثدي الحوريّة والآن فقدت الصّلة مع المرء في الشّارع |
| - Daha erkeksiydi. Yarağı olsun, taşakları olsun. Hele o kıllı göğsü ve kasları yok mu! | Open Subtitles | بقضيبه وصدره المليء بالشعر والعضلات |
| Butları, göğsü ve kanatlarını kestikten sonra... ..kemiklerin üzerinde kalan parçaları en yumuşaklarından başlayarak parmaklarıyla yemeyi sever. | Open Subtitles | بعد أن يقوم بتقطيع السيقان والأجنحة يحب تناول الجثة الحارة بأصابعه بادءا بالمحار |