| Şimdi gülün, sonra ağlayın tüm bunlar ayağınızın dibinde olunca! | Open Subtitles | اضحكوا الأن,و ابكوا فيما بعد عندما يصبح كل ما حولكم رمادا |
| gülün bakalım, ama ölünce cennete gitmek zorundasınız. | Open Subtitles | اضحكوا ، لكن بعدما تموتون يتوجب عليك الذهاب للجنة |
| gülün beyler, bu herkesin okuyacağı bir hikayedir. | Open Subtitles | إضحكوا كما تشائون.. ستكون هذه هي المقالة التي سوف يقرأها الجميع حسنا.. |
| - Hiç bir şey. - gülün çiçeği soldu. | Open Subtitles | انا لا افعل اى شىء لقد انتهى تفتح الوردة بكل تاكيد عند هذا الحد |
| İstediğiniz kadar gülün, ama benim beş senelik ağacım hazır. | Open Subtitles | اضحك كما تشاء لكنني حجزت خطاً من الاشجار لخمس سنوات |
| Şu senin İngiliz gülün nerede? | Open Subtitles | أين وردتك الانجليزية؟ |
| gülün, dünya sizinle gülsün. | Open Subtitles | إضحك ,والعالم يضحك معك بكي, وسوف تبكي وحيداً |
| Melekler, gülün adı ne olursa olsun yine de hoş k okar. | Open Subtitles | أيتها الملائكه, مهما تغير إسم الورده فما زالت رئحتها جميله |
| Sevgisi, bir kuşun cıvıldaması... ya da bir gülün topraktan bitmesi gibidir. | Open Subtitles | هو يحب مثل غناء الطائر أو وردة تتفتح من الطبيعة |
| Takımlar,sigaralar,içkiler ve güzel kadınlarla dolu bir atlı karıncaya sıkışıp kalmış bu üzgün palyonçoya gülün siz. | Open Subtitles | اضحكوا على المهرج الحزين العالق في منصتة الدوارة التي تحتوي على السيجار و الفتيات و الخمر |
| Takımlar, purolar, içkiler ve hoppa kadınlarla dolu atlı karıncasında kapana kısılmış, üzgün palyaçoya gülün. | Open Subtitles | اضحكوا على المهرج الحزين العالق في منصتة الدوارة التي تحتوي على السيجار و الفتيات و الخمر |
| Çabucak affedin yavaşça öpüşün en derinden sevin kahkahalarla gülün. | Open Subtitles | سامحوا الناس سريعًا و قبِّلوا بعضكم ببطء أحبوا بصدق و اضحكوا دون قيود |
| İstediğiniz kadar gülün. Ama ortalığın amına koyduğumuzu hepiniz göreceksiniz. | Open Subtitles | اضحكوا بقدر ما تشاؤوا سترون أنّنا سنغيّر المُعطيات |
| Durmayın, gülün. Teşekkür ederim. Minnettarım. | Open Subtitles | هيا إضحكوا , أنا أقدّر هذا الحقيقة هى , أننى هنا |
| Okay, şimdi gülün, fakat yarın hepimize gülebilirler. | Open Subtitles | حسناً إضحكوا الآن لكن غداً يمكن أن نكون نحن. |
| "Su gülün adi degisse bile kokmaz mi ayni güzellikte?" | Open Subtitles | أن ندعو الوردة باسم آخر تكون رائحته طيبة |
| Hodgins'ten Dylan Krane'nin elinde bulunan gülün türünü belirlemesini istedim. | Open Subtitles | أود أن يقوم هودجيز بالتعرف على نوع الوردة التي كانت في يد ديلان كراين |
| Bütün erkekler aynısınız çünkü. Bana gülün. Sen de onlardan farklı olmayacaktın elbette. | Open Subtitles | هذا ما يفعله كل الرجال , اضحك و لكنك لن تكون مختلفاً |
| O senin gülün. | Open Subtitles | إنها وردتك. |
| Bir daha sinsice gülün, hayalarınızı boynunuza sokayım. | Open Subtitles | إضحك أكثر , و سأقتلع تلك الكرة اللعينة من فوق رقبتك |
| ama gülün içindeki penis, kadınların içinde, sadece 'ölüm anındaydı'. onlardan o kadar çok vardı ki üşengeçliğim cesaretimi kırdı. | Open Subtitles | القضيب بداخل الورده احب الاجسام النحيفه الصلبه |
| * Bir gülün dikeni battığında * | Open Subtitles | إن نغزتك شوكة وردة |
| Peki ala gülün. | Open Subtitles | اضحكا كما تشاءان |
| Şimdi lütfen ikiniz de gülün ve bu tarafa bakın. | Open Subtitles | أرجوكم, الان كلاكما أضحكوا وأنظروا ألى |
| Devam et, gül bakalım! İkiniz de gülün! | Open Subtitles | حسنا حسنا استمرا بالضحك كلاكما |
| Evet, gülün tabii. İstediğiniz kadar gülün. | Open Subtitles | نعم , حسنا , اضحكو اضحكو اكثر اضحكو قدر ماتستطعون . |
| Böyle devam edin güvercinler! gülün bakalım. | Open Subtitles | هيا أيتها الحمامات، اضحكي. |
| Hala gülebiliyorken gülün! | Open Subtitles | إسخر كما ترغب من كل ما تريد |