"galibiyet" - Translation from Turkish to Arabic

    • الفوز
        
    • فوز
        
    • النصر
        
    • فوزاً
        
    • انتصارات
        
    • انتصار
        
    • إنتصارات
        
    • نصر
        
    • فوزين
        
    • فوزا
        
    • انتصاراتك
        
    • بالفوز
        
    • إنتصرنًا
        
    • مظفَّراً
        
    • نصرٌ
        
    Asla bir galibiyet serisini batırma. Merhaba, çocuklar. Open Subtitles لا تمارس الحب أبدا أثناء الفوز المتتالى. مرحبا أيها الشبان.
    Bu galibiyet sana neler hissettiriyor, koç? Open Subtitles إذاً , أخبرني أيها المدرب كيف تشعر بهذا الفوز ؟
    Sanırım çaylakları avlama konusunda uzmanlaşmışlar. Bizi yenerek bedavadan galibiyet kazanmak istiyorlar. Open Subtitles أظنّهم مُختصّين في اصطياد الوافدين الجُدد، إنّهم يودّون نقاط فوز على حسابنا.
    Şişedeki balığı yuttuğum böyle bir günde galibiyet çok iyi gelir. Open Subtitles حقا أستطيع الاستفادة من فوز في اليوم الذي شربت فيه سمكة.
    Hepimiz için eve giden tek yol, galibiyet kemerinin altından geçiyordu. Open Subtitles طريقنا الوحيد للعودة إلى الوطن يمر من اسفل قوس النصر
    Gerçek bir galibiyet sayılmaz. Open Subtitles دعهُ يقول بِأنُ ربِح الحرب فحسب إنّه حتّى ليس فوزاً حقيقيّاً
    Evet, biliyorum. Mets'in galibiyet serisinde giydiğin o iğrenç iç çamaşırını unutmadım. Onu yıkamana asla izin vermemeliydim. Open Subtitles اجل , اعرف , فأنا اتذكر ذلك السروال الداخلى المقرف الخاص بسلسلة انتصارات فريق الميتس كان يجب ألا ادعكِ تغسلية
    Hey koç! Üç galibiyet için teşekkürler! Sen bir aptalsın! Open Subtitles يا كابتن شكراً على الفوز لثالث مرة انت اخرق
    İnsanlar inanç istemez Dick. galibiyet isterler. Open Subtitles الناس لا تريد القلب, ديك انهم يريدون الفوز
    Eğer kuzgunlar, sayı yapamazlarsa koç Durham'ın 500. galibiyet pastasını başka bir gün keseceğiz. Open Subtitles ستعين علينا أن نوفر كعكة الفوز 500 للمدرب دورهام من أجل ليلة أخرى.
    George Chamners, "Iceman", 47 maç, 46 galibiyet, 1 beraberlik, 42 nakavt. Open Subtitles جورج آيسمان, 47 مباراة, 46 فوز و مباراة واحدة تعادل و 42 لاضربة القاضية
    galibiyet beklediğimiz cuma akşamlarını galibiyetten sonraki cumartesi sabahını. Open Subtitles أحب أمسيات يوم الجمعه عندما تبحثون عن فوز وصباح أيام السبت عندما تتحدثون عنه
    Takımının seride hezimete uğramasından korkuyor bu nedenle şu anda Jets'le 49ers takımlarının maçını izlemekte ve bu maçtan zoraki de olsa bir galibiyet ummakta. Open Subtitles خائف عليهم أن يخسروا الآن الآن هو يراقب الطائرات على أمل أن يحصلو لأنفسهم على فوز
    Ama eğer bir galibiyet serisi yakalar ve eyalet şampiyonu olursak, bu çocuklar kazanmanın nasıl bir şey olacağını bilecekler. Open Subtitles لكن لو أننا سرنا على الطريق السليم و وصلنا للأداء الطيب فسيعرف هؤلاء الشباب كيف يكون طعم النصر
    galibiyet toparlanmayı, kongrede bağırmak yerine tekrardan konuşmayı sağlar. Open Subtitles النصر سوف يجعل الناس يركزون فى النصر الفوز سوف يجعل الكونجرس يتحدث ثانية بدلا من الصراخ
    - Ama zarafetle elde edilmiş bu galibiyet hariç. - Hayır, size top içerideydi diyorum. Open Subtitles تقبل هذا النصر باحترام لا الكرة كانت بالداخل
    Gerçek bir galibiyet sayılmaz çünkü bayrağımızı alamadı. Open Subtitles إنّه ليس فوزاً حقيقيّاً لإنّهُ لم يحصُل على رايتِنا
    Hayır. Başarılı olmak için bir galibiyet yeterli. Open Subtitles كلّا، إنّما فوزاً واحداً هو ما يتطلّبه النجاح.
    Ülkenin minikler beysbol ligi galibiyet rekoru onlarda. Open Subtitles لديهم فريق بيسبول صغير صاحب أكبر سجل انتصارات في البلاد
    Kırmızı köşede, Amerikan bayrağı desenli şortuyla profesyonel skoru 16 dövüş 16 galibiyet olan meydan okuyan sporcu... Open Subtitles في الركن الأحمر يرتدي الخطوط والنجوم رقمه الاحترافي 16 مباراة و16 انتصار المتحدي
    Ve diğer köşedeyse, sıfır galibiyet ve 48 yenilgiyle-- Open Subtitles وباللباس الإرجواني، مع سجل بلا إنتصارات و48 هزيمة،
    daha dune kadar galibiyet yuzu goremeyen Mud Dogs... simdi Red Beaulieu and the Louisiana Cougarslarla final oynayacaklar. Open Subtitles ان كلاب الطين ال اس سي اي اس يو مع نصر البارحة غير المتوقع اكتسبت يوماً مجيداً مع ريد بولي وقطط لويزيأنا الصفراء
    Jackie inanılmaz ama takımı NBA'e sokmanıza iki galibiyet kaldı. Open Subtitles الآن، جآكي بشكل مُدهش ، أنتم الآن على بُعد فوزين (NBA)من الوصول بفريقكم إلى الـ
    Gerçekten büyük bir galibiyet kazandık, ve hayatımda hiç olmadığım kadar, kendime güveniyorum, bu yüzden... Open Subtitles لذلك، جئت قبالة فوزا كبيرا حقا، وأنا أشعر بمزيد من الثقة الآن مما كنت الى حد كبير من أي وقت مضى في حياتي، لذلك، أم...
    galibiyet serinin duman olması gibi bir koku? Open Subtitles أليست هذه سلسلة انتصاراتك تتلاشئ في الهواء؟
    Bir koçla evli olmak da her şeyi galibiyet ve mağlubiyetle ölçmektir. Open Subtitles الزواج من مدرب معناه أن تكون الحياه متعلقه بشكل رئيسى بالفوز والهزيمه
    Daha yeni büyük bir galibiyet elde ettik, ve bugün onun gecesini hiç batıracak havamda değilim. Open Subtitles لقد إنتصرنًا للتوّ نصرًا عظيمًا، وإنيّ لستُ بمزاجٍ يسمحُ بتخريبِ ليلته.
    Shelley'nin yazdığı Adonais şiirindeki gibi faniliğe karşı kazanılmış üstün bir galibiyet değildi bu. Open Subtitles فلم أكن نصراً مظفَّراً قهرتَ به الموت (أو مرثيّةً قيثاريّةً كمرثيّة (أدونيس (التي وضعها (شيلي
    Zafere ulaşmaları için bir galibiyet yeterli. 4. karşılaşma bir bahis mücadelesi, ortaya konulan şey ise zaman. Open Subtitles "يفصلهم نصرٌ وحيدٌ عن الفوزِ، والنزال الـ4 يحملسلسلةمراهاناتحرجةعلىالوقت"

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more