| Seni almaya geleceğimi ve evde rahat rahat bekleyebileceklerini söyledim. | Open Subtitles | قلت لهما إنني سآتي لأخذك ويمكنهما البقاء في المنزل والاسترخاء |
| Pekala. Ona bir içki verip, olabildiğince çabuk geleceğimi söyle. | Open Subtitles | حسنا، قدمي له مشروبا واخبريه أنني سآتي حالما استطيع |
| Buraya markalaşma ve sponsorluk dünyasını inceleyecek bir konuşma yapmak üzere geleceğimi öğrendiğimde daha önce yaptıklarımdan biraz farklı bir şey yapmak isteyeceğimi biliyordum. | TED | عندما علمت إني قادم إلى هنا للتحدث في تيد عن عالم العلامات التجارية والرعاية، كنت أعلم بأني أريد القيام بشيء مختلف |
| İzne geleceğimi bilmedikleri için babasının yanına gitmiş. Onları görmeye gidiyorum. | Open Subtitles | . إنها لا تعرف بأني قادم في إجازة . أنا ذاهب إليهم |
| Ona buraya geleceğimi yazdım. Bunu yapmamalıydım, değil mi? | Open Subtitles | وقد كتبت اليها اننى قادمة, كان يجب الاّ افعل هذا,اليس كذلك ؟ |
| Seçmelere katılmamı engelleyerek geleceğimi mahvediyorsun. | Open Subtitles | تدمير مستقبلى البراق بعد منعي من حضور تجربة الاداء |
| Ve ben bu şeyin balık gibi kokmasını istemiyorum. Bunun için geleceğimi yakıyorum. | Open Subtitles | و أنا لا أريد ان تكون رائحته كالسمك أنا أضحي بمستقبلي من أجله |
| Özür dilerim. geleceğimi haber verecek zamanım olmadı. | Open Subtitles | أعتذر يا أبتي، لم يتوفر لديّ وقت لإبلغك بقدومي |
| Fakat eve birkaç gün erken geleceğimi sanıyorum. | Open Subtitles | لكني أعتقد أنني سآتي إلى البيت خلال أيام |
| Fakat eve birkaç gün erken geleceğimi sanıyorum. | Open Subtitles | لكني أعتقد أنني سآتي إلى البيت خلال أيام |
| İyi, eğer bana ihtiyacın olursa, ilk uçakla geleceğimi biliyorsun. | Open Subtitles | في حال احتجت إلي سآتي فوراً على الطائرة العائدة |
| Bir gün buraya, Amerika Birleşik Devletleri'ne geleceğimi biliyordum. | Open Subtitles | أعلم دائما ً أننى فى يوما ً ما قادم إلى هنا , الولايات المتحدة |
| - Ona kütüphaneyi göster.Birazdan geleceğimi söyle. | Open Subtitles | ادخليه المكتبة وأخبريه بأنني قادم حاضر سيدى |
| geleceğimi sana söylemedi mi? | Open Subtitles | ألم يخبركِ أنني قادم ؟ أجل، بالطبع أخبرني |
| - C: geleceğimi biliyordun. | Open Subtitles | ثالثا: انت تعرف اننى قادمة فى اى لحظة رابعا: |
| Bana baktığın an, seninle geleceğimi anladığın gibi. | Open Subtitles | تماماً كما عرفت أنت عندما نظرت إلىَ إني قادمة معك |
| geleceğimi büyük ölçüde dikkatle düşünmeliyim. | Open Subtitles | أريد التفكير فى مستقبلى بدرجة معينة من الحرص |
| Hey, yıldızlara bakarak geleceğimi okuyabilir misin? | Open Subtitles | هل يمكنك أن تتنبأ بمستقبلي من هذه النجوم؟ |
| Sanırım, geleceğimi bilmiyordu, çünkü beni karşılamadı. | Open Subtitles | ربما لم يحط علماً بقدومي لأنه لم يكن موجوداً |
| Yardım olmadan geleceğimi nasıl planlayacağım? | Open Subtitles | كيف لي أن أخطط لمستقبلي من دون القليل من التوجيه؟ |
| Yine hafızamı kaybedecek olursam nereye geleceğimi biliyorum. | Open Subtitles | أعتقد لو أنّي فقدتُ ذاكرتي ثانية، سأعرف إلى أين سأتي. |
| Size geleceğimi nereden biliyordunuz ? | Open Subtitles | كيف عرفتن أننى سآتى من أجلكن ؟ |
| Senden sonra dışarı çıkmış. Benim geleceğimi bilimyordu. | Open Subtitles | لقد خرجت بعد أن خرجتى ولم تكن تعرف أننى سأمر عليها |
| - Evet, sana geleceğimi biliyordu. | Open Subtitles | كانت تعرف اىن سأتى اليك، فانا اتكلم عنك كثيرا |
| Ona ulaşıp, buraya geleceğimi söylemeye çalıştım, ama olmadı. | Open Subtitles | حاولت الوصول لها لأخبرها بأنني آت إلى هنا ولكن .. |
| Kardeşlerimize yakın zamanda ziyarete geleceğimi söyle. Terbiyelerini takınmalarını bekliyorum. | Open Subtitles | أخبري أخوتنا أنّي آتية لرؤيتهم قريبًا وأتوقّع أن يقابلوني بأبرّ خصالهم. |
| Bir dakikaya geleceğimi iletin. | Open Subtitles | أخبريهم أنّي سأوافيهم بعد قليل. |
| Eğer benim geleceğimi bilseydin, kapıdan girebileceğime kuşkuluyum. | Open Subtitles | لو كنت تعلم بمجيئي أشك في أنني سأتخطى الباب |