| Şirin bir gelincik sadece. Merhaba Bay gelincik. | Open Subtitles | إنه مجرد ابن عرس لطيف، مرحباً يا سيد ابن عرس |
| Eğer eğlencenizi mahvediyorsam belki de gelincik olmalıyım. | Open Subtitles | حسنا، إذا أنا تخريب متعة الخاصة بك، ربما ينبغي أن يكون ابن عرس. |
| Şehrin 60 mil kuzeyinde küçük bir gelincik tarlam var. | Open Subtitles | لدي مزرعة نمس تبعد حوالي 60 ميلاً شمال المدينة |
| Elimizden bir kaç sıçan, belki de gelincik dışında bir şey gelmez. | Open Subtitles | أفضل ما يمكننا أيجاده هو بعض الفئران و ربما نمس |
| İlk kitaptaki gelincik tarlasını hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تتذكّرين حقول الخشخاش الموجودة في الكتاب الأول؟ |
| Posta torbasına öfkeli bir gelincik koyduk. | Open Subtitles | ووضعنا ذلك النمس الغاضب بحقيبة توزيع بريده |
| Ve kısa cümlelerle konuşmanızı öneririm çünkü konsantrasyonu uyuşturucu bağımlısı bir gelincik kadar. | Open Subtitles | و أقترح أن تتحدثوا في جمل قصيرة لأن مدى استيعابه كابن مقرض تحت تأثير المخدر |
| Küçük mutlu bir sincap veya bir gelincik gibi. | Open Subtitles | مثل سنجاب صغير سعيد أو حيوان إبن عرس |
| Aşağılık, kanatlı bir gelincik için oldukça ilahi bir mekan. | Open Subtitles | مسكن مبشّر بالخير لإبن عرس الطائر القذر |
| Aşağılık, kanatlı bir gelincik için oldukça ilahi bir mekan. | Open Subtitles | مسكن مبشّر بالخير لإبن عرس الطائر القذر |
| Minik bir gelincik ve ufak bir porsuk. | Open Subtitles | نحن نعرف إبن عرس و غرير صغيران |
| gelincik olmak istiyorum demedim. | Open Subtitles | أنا لا أقول أردت أن يكون ابن عرس. |
| Dün gece uyandım ve yatağımda gelincik vardı. | Open Subtitles | إذًا ، استيقظت بالأمس وكان هناك نمس بسريري. |
| Tam olarak öyle bir gelincik değil. | Open Subtitles | هو ليس في الحقيقة حيوان نمس ، ولكن يشبهه |
| Gidip mermi alacağım ve bize gelincik mermisi yapacağım. | Open Subtitles | سأحضر بعض الرصاصات من منطقة التدريب وأصنع بعض رصاصات الخشخاش |
| İngiliz aslanı, ejderha ile gelincik tarlasında çarpışacak. | Open Subtitles | الأسد الإنجليزي سيقاتل التنين في حقل الخشخاش. |
| Aslan gelincik tarlasında ejderha ile çarpışacak. | Open Subtitles | سيقاتل الأسد التنين في حقل الخشخاش. |
| Alt tarafa baktığımda ıslak küçük bir gelincik midemin üstünde duruyordu. | Open Subtitles | اجل ، لقد نظرت للأسفل وكأنها مثل النمس الصغير العَرِق على بطني |
| Bugün Hayvanları Kurtarmak'ta, akıllı gelincik... | Open Subtitles | في برنامج عالم الحيوان اليوم .... النمس الماكر يقف على |
| Benim durumumun tek farkı beni bir kedi yerine bir gelincik yiyecek. | Open Subtitles | بإستثناء ، أنه في حالتي ، ابن مقرض سيأكلني بدل القط. |
| - gelincik kim? - Bilmiyorum. | Open Subtitles | من هو مانجوس ؟ |
| Bu gelincik kendisinden 10 kat büyük bir düşmanla kapışmak üzere. | Open Subtitles | هذا القاقم على وشك أن يتحدى عدوا عشرة أضعاف حجمه |
| Hayatım boyunca beni "zayıf küçük gelincik" diye çağırdı. | Open Subtitles | لقد دعاني بالضعيف الصغير المراوغ في حياتي كلها |
| O bir gelincik. | Open Subtitles | اشتريته من سوق البضائع الرخيصة منذ سنوات |