| -Hukuksal danışmanlığın ve eve Getirdiğin için de. -Yine bekleriz. | Open Subtitles | و النصيحة القانونية و التوصيلة – لا عليكي – |
| Getirdiğin için teşekkürler. Ben kendim dönerim. | Open Subtitles | شكرا على التوصيلة أستطيع أن أتدبّر أمر عودتى |
| Bana Getirdiğin acil durum vericisi uzaya yardım sinyali yollayacak. | Open Subtitles | أداة اللاسلكي التي أحضرتها لي ستبعث بإشارة إستغاثة في الفضاء. |
| Senin Getirdiğin çek karşılıksız çıkmış. O çeki veren seni aldatmış. | Open Subtitles | الشيك الذي أحضرته بدون رصيد لقد خدعك الرجل الذي أحضرته منه |
| Meksika'dan Getirdiğin çok karmaşık bir madde ile... deneyler yaptığını söylüyor. | Open Subtitles | يقول فيها أنك كنت تقوم بعمل على عقار معقد جدا الذي جلبته معك من المكسيك. |
| Şu andan itibaren burada olan bitenden buraya Getirdiğin tüm pisliklerden hepsinden sen sorumlu olacaksın. | Open Subtitles | من الآن فصاعدا أى شىء سيحدث كل الأشياء القذرة التى جلبتها إلى هنا ستكون أنت المسئول عنها |
| Getirdiğin için sağ ol. Atımı satıp parasını alabilirsin. | Open Subtitles | شكراً على التوصيلة بع حصانى بثمن جيد |
| Geleceğim yer burası. Getirdiğin için teşekkür ederim. | Open Subtitles | هذا المكان الذي أقصده شكرا على التوصيلة |
| Getirdiğin için sağ ol. | Open Subtitles | شكراً على التوصيلة. على الرحب. |
| Clark Getirdiğin için sağ ol. | Open Subtitles | حسناً كلارك شكراً على التوصيلة |
| Getirdiğin için sağol. Çok keyifliydi. | Open Subtitles | شكراً على التوصيلة الأكثرمنمملة. |
| Ahit sandığında, senin onlara Getirdiğin yasaları taşıyorlar. | Open Subtitles | حملوا معهم فى تابوت العهد التشريعات التى أحضرتها لهم |
| Ahit sandığında, senin onlara Getirdiğin yasaları taşıyorlar. | Open Subtitles | حملوا معهم فى تابوت العهد التشريعات التى أحضرتها لهم |
| İçinden gelip Şirket pikniğine Getirdiğin bir balık buğulaması bile. | Open Subtitles | قصيدة حزينة حتى حساء السمك الذي أحضرته في رحلة الشركة |
| - Buraya geri döndüğünde Getirdiğin tek şey zehir oldu. | Open Subtitles | عندما عدت إلى هنا، الشيء الوحيد الذي أحضرته هو السم |
| Her Getirdiğin çok acılının, aynısından bir tane de orta acılısından getir. | Open Subtitles | لكن مهما جلبته مثير جدا سيظهر معتدلا أيضا |
| Şey, ben de senin Getirdiğin örneğin cadılar bayramı şakası olduğunu düşündüm yani kim bilirdi ki? | Open Subtitles | نعم، حسنا، إعتقدت أن تلك العينة ..التي جلبتها إلي من دعابة عيد القديسين |
| - Getirdiğin için sağol. | Open Subtitles | شكرا على التوصيله |
| - Beni buraya Getirdiğin için teşekkürler. - Geldiğin için teşekkürler. | Open Subtitles | ـ شكراً علي إحضاري إلي هنا ـ شكراً علي قدومك |
| Getirdiğin siyah olanı dene kısa dekoltesi olan var ya. | Open Subtitles | جربي الأسود الذي جلبتيه معك الذ بخط رقبه منخفض |
| Bana Getirdiğin o cep telefonu mesajını yaklaşık altı farklı ses filtresinden geçirdim. | Open Subtitles | انا سمعت هذه الرساله الصوتيه التى احضرتها لى ومن خلال ست مرشحات صوتيه |
| Buraya Getirdiğin oğlan, vurulmuştu, değil mi? | Open Subtitles | هذا الفتى الذى احضرته اطلق عليه النار , اليس كذلك ؟ |
| Dinle, bu belgeleri Getirdiğin için minnettarım. | Open Subtitles | اسمع , أقدر لك احضارك هذه المستندات إلى هنا |
| Buraya bir dahaki gelişin, Wes'i buraya Getirdiğin zaman olsun. | Open Subtitles | في المرة القادمة اذا جئتي الى هنا تحضرينه معك |
| Proje için harcadığım onca kaynağın ardından bana Getirdiğin şey bu mu? | Open Subtitles | بعد كل الموارد التي صرفتها على هذا المشروع. هذا ما تجلبه لي؟ |
| Bunlar Getirdiğin bakteri örneğinden DNA zincirleri. | Open Subtitles | هذه هى سلاسل الحمض النووى لعينات البكتيريا التى جلبتيها |
| Dostum bu deli beyaz adamı lanet evime Getirdiğin için utanmalısın. | Open Subtitles | حسناً . عليك يا رجل أن تكون خجولاً من نفسك لإحضارك هذا الرجل الأبيض المجنون فى بيتي اللعين |