| Getto katliamından beri Krakow'da sahte kimlikle yaşıyorum. | Open Subtitles | كنت أعيش في كاراكو بأوراق مزيفه منذ مذبحة الجيتو |
| 20 MART 1941, Getto'YA GİRİŞ İÇİN SON GÜN. | Open Subtitles | 20مارس1941.اليوم الاخير للهجرة الى مخيمات اليهود الجيتو |
| Takas edilebilecek mallar şu anda Getto'daki en değerli ve yüksek kur, bunlar. | Open Subtitles | المقايضة بالسلع هي العمله الوحيده التي تستحق أي شئ في الجيتو |
| Sizce bu Getto fikri iyi bir fikir miydi? Bir çeşit kendi kendini idare gibiydi, öyle mi? | Open Subtitles | هل تعتقد فكرة انشاء الحي اليهودي فكرة صائبة؟ |
| Amerikalılar için bir şey yaptık. Adı Getto Blaster. | Open Subtitles | الشيء الذي نحن نعملة للامريكان.يسمي ببلستر غيتو |
| Tüm Getto duvarlarına, Mekaniklere ve Projektörlere. | Open Subtitles | لجميع جدران الغيتو والميكس والمركبات الفضائيه |
| Getto şirine benziyorsun. | Open Subtitles | يبدو أنها أقلية سمرف الصغيرة |
| Ama fabrika Getto dışında, böylece mal takası yapabilirsiniz. | Open Subtitles | و لكنه خارج الجيتو,تستطيعون المقايضة في السلع الجيده |
| Getto katliamından bu yana Krakow'da sahte belgelerle yaşıyorum. | Open Subtitles | كنت أعيش في كاراكو بأوراق مزيفه منذ مذبحة الجيتو |
| Yasalara göre, Yahudiler şehrin Getto denilen, etrafı duvarla çevrili bölümünde yaşamak zorundaydı. | Open Subtitles | القانون يجبر اليهود على العيش بمنطقة معزولة من المدينة تدعى الجيتو |
| Gündüzleri, Getto'dan çıkan herkes Yahudi olduğunu belirten kırmızı bir şapka takmak zorundaydı. | Open Subtitles | أثناء النهار كان أى يهودى يغادر الجيتو عليه ارتداء قبعة حمراء علامة انه يهودى |
| "Ne biz, ne de Getto'daki birçok kişi ayrılmak istemiyorduk..." | Open Subtitles | نحن لم نكن نريد أن نـُغادر ، مُعظم الناس فى الجيتو لم تكن تـُريد أن تغادر |
| "Ancak, Getto yaşamı buydu işte. Hayat şartları insanları bu hâle getirmişti." | Open Subtitles | لكن ذلك ما كانت عليه حياة الجيتو ما فعلته الحياة بالبشر |
| Bu cadde, Getto'yu ortadan ikiye bölüyor diyebiliriz. | Open Subtitles | هذا الشارع يقسم الجيتو الى نصفين |
| Getto silahlarla yok edilebilirdi. | Open Subtitles | النقل الى تريبلينكا كان بالامكان سحق الحي اليهودي بالاسلحة |
| Ve sen ve kızların da Getto banyosunu alabilirsiniz. | Open Subtitles | وبعدها انت وفتياتك تستطيعون الذهاب الى حمام الحي اليهودي |
| Getto'yu boşalttılar, artık orada kimse kalmadı. | Open Subtitles | أفرغوا الحي اليهودي. لا يوجد أحد باقى. |
| Annem bir Getto züppesiydi, o yüzden ona göre bu sadece bir blok nöbeti buluşması değildi. | Open Subtitles | كانت امي تعد مادبة غيتو, هذا لم يكون اجتماع للحراسه فقط بنسبة لامي |
| Pardon ortak. Sadece bir Getto kapı çalışıydı. | Open Subtitles | أعذرني يا شريكي إنه كان غيتو الذي فعلته |
| (Alkışlar) Adımızın birçok insanı rahatsız ettiğinin farkında olmama rağmen bizim için ''Getto'' ev demek. | TED | (تصفيق) بينما تنبّهت أن اسمنا يجعل الكثير منزعجًا، بالنسبة إلينا فإن "غيتو" تعني الوطن. |
| Reagan ekonomisinden damlayan tek şey Getto ekonomisiydi; acı, hapis, sefalet. | TED | الشيء الوحيد الذي انتفع منه الفقراء من "الاقتصاد الريغاني" كان "اقتصاد الغيتو" الألم، والسجن، والفقر. |
| Varşova Getto'su artık olmayacak. | Open Subtitles | لن تكون أقلية "وارسو" أعلي من هذا |