| O zaman onun yanına Gidip geç vakitte bir kadeh içerim. | Open Subtitles | فى هذة الحالة , سأذهب إلى هناك وأنضم إليه فى السهرة |
| Bildiğim tüm hikayeleri anlattım ve Gidip başka hikayeler bulmalıyım. | Open Subtitles | قلت جميع القصص التي لدي و سأذهب لأبحث عن المزيد |
| Neden sen ve ben Gidip bana bir şeyler almıyoruz? | Open Subtitles | لم لا نذهب أنا وأنت لشراء بعض الأغراض لأجلى ؟ |
| Sakın oraya Gidip vicdan yapmaya falan başlama olur mu? | Open Subtitles | لا تذهب إلى هناك وتبدأ بأظهار مشاكل تأنيب الضمير، إتفقنا؟ |
| Gidip küçük bir çanta hazırlıyordum ve Bay Timsah' ın gelmesini bekliyordum. | TED | و كنت اذهب و احزم حقيبة صغيرة و انتظر السيد التمساح ليأتي |
| Sadece oraya Gidip etrafa bir bakacağım. Kimse beni görmeyecek. | Open Subtitles | سأذهب لهناك فقط و ألقي نظرة و لن يراني أحد |
| Ormana Gidip mantar,... çiçek veya benzeri bir şey toplayacağım. | Open Subtitles | سأذهب للغابة للبحث عن الفطر أو الزهوز, أو شيء آخر |
| Seni eve bıraktıktan sonra bir orospuya Gidip seni düşüneceğim. | Open Subtitles | بعد أن أوصلك لمنزلك، سأذهب لملاقاة عاهرة و أفكر بك. |
| Haydi başka bir yere Gidip yanak yanağa dans edelim. | Open Subtitles | لمَ لا نذهب لمكان آخر ونرقص الخد على الخد ؟ |
| Dur bir dakika. Gidip, şu kızla konuşalım. Tamam mı? | Open Subtitles | انتظر لحظة دعنا نذهب للتحدث مع هذه الفتاة, صحيح ؟ |
| - Evet... hadi oraya Gidip biraz kıç tekmelemeye başlaya... | Open Subtitles | نعم، دعينا نذهب إلى هناك ونبدأ في القتال والضرب و.. |
| Roger, buz kutusuna Gidip bana oradaki büyük kırmızı şişeyi getir. | Open Subtitles | روجر أريدك أن تذهب للثلاجة و تحضر زجاجة حمراء وضعتها هناك |
| Sakın Gidip karışma yoksa benim de başım belaya girecek. | Open Subtitles | لا تتدخل في الأمر. لا تذهب. وإلا فسأقع في مشكلة |
| Ya da ben onlara Gidip “Bunun yapılması gerekiyor” derim. | TED | او اذهب اليهم انا واقول لهم ماذا يجب ان يفعلوا |
| Sanırım odama Gidip yarınki dersler için hazırlansam daha iyi olacak. | Open Subtitles | أعتقد أنه من الأفضل أن اذهب إلى غرفتي وأحضر لدروس الغد |
| Bak, yarın gece sen ve ben Gidip Groundhog Day seyrederiz. | Open Subtitles | انظر ليلة الغد، سنذهب انا و انت لمشاهدة يوم جرذان الأرض. |
| Papua Yeni Gine'ye Gidip 90 metre su altına inerseniz | TED | إذا ذهبت إلى بابوا، غينيا الجديدة، ونزلت إلى 300 قدم، |
| Al sana 10 dolar. Gidip oteldekileri korkut bu suratınla. | Open Subtitles | . هاهى 10 دولارات . إذهب وإبحث لنفسك عن فندق |
| Bak, cidden çok susadım. Gidip bir limonata içmek istemediğine emin misin? | Open Subtitles | أنظريأنا أريد ان أشرب ألا تريدين أن تذهبي للمطعم وونشرب عصير الليمون |
| Bir rejim Gidip diğeri geldiğinde işlevsel olan politikaları bile bir köşeye atıyor. | TED | يذهب نظام حكم ويأتي نظام آخر ويتخلصون من السياسات المطبقة الموجودة سابقًا هناك |
| Ya da Random House sitesine Gidip kitaptan bu parçayı bulabilirsiniz. | TED | أو يمكنك الذهاب إلى موقع راندوم هاوس حيث يوجد هذا المقتطف. |
| Gidip ellerimi yıkayayım. Her taraf sümük. Çok iğrenç görünüyor. | Open Subtitles | اذهبي واغسلي يديك ,المخاط في كل مكان يبدو سيئا كالجحيم |
| Hiç. Hay aksi. Şimdi Gidip boya tabancamı yıkamam gerekecek. | Open Subtitles | رائع ، عليّ أن أذهب وأتخلص من علب الطلاء الأزرق |
| Bakın, Gidip neler olduğunu öğreneceğim sonra sizi almak için dönerim, olur mu? | Open Subtitles | اسمعي , أنا ذاهب لمعرفة ماذا يحدث وبعد ذلك ساعود إليك , موافق |
| Ve sonra soyguncu, hasta manyağın teki, Gidip bir çekiç bulmuş. | Open Subtitles | ثم أتى هذا اللص المجنون ذهب ووجد واحد من مضارب الكرة |
| Neden Gidip uyuyup gecenin geri kalanını dinlenerek geçirmiyorsun? Tamam mı? | Open Subtitles | لِمَ لا تذهبين للنوم و تأخذين قسطاً جيداً من الراحة ؟ |