| 11'e tam 3 dakika kala sokak kapısından içeri gireceksin. | Open Subtitles | الساعة الحادية عشر إلا ثلاث دقائق بالضبط ستدخل المنزل من باب الشارع |
| Mahkeme salonuna gireceksin.., ...vasat, pis, şeytani bir George Costanza görecekler. | Open Subtitles | ستدخل تلك القاعة، فيرون جورج كوستانزا شيطان، بذيء، شرير. |
| Sen sadece telefon hatlarını kullanmayacaksın. Bankaya gireceksin. | Open Subtitles | انت لن تستخدم خطوط التليفون بل ستدخل البنك |
| Bak, oraya hemen şimdi gireceksin. | Open Subtitles | اسمعي ، ستدخلين هناك الآن حالاً أو أنني سأقوم |
| Büyük baloda, kraliçe ile birlikte gireceksin ama devlet yemeğinde eşlik edilmeden gireceksin. | Open Subtitles | في الإحتفالات الكبيرة .. تدخلين برفقة الملكة ولكن في حفلات العشاء بالإمارة .. |
| Jack, sen hastaneye böbrek nakli olacak bir hasta olarak gireceksin. | Open Subtitles | جاك، أنت ستدخل المستشفى كمريض في حاجة زرع الكلية. |
| Dinle. İçeri gireceksin ve onu çağıracaksın. | Open Subtitles | حسناً اسمع ، ستدخل إلى هناك وتستدعيه ، موافق ؟ |
| O salona başın dik gireceksin, tamam mı? | Open Subtitles | أنت ستدخل غرفة الرسم برأسك المرفوع عاليا |
| Bunu henüz ispatlayamam ama bunu yaptığımda, cinayet suçundan hapse gireceksin. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أبرهن ذلك بعد، لكن عندما أفعل، ستدخل السجن لارتكابك جريمة. |
| Birkaç güne kadar kapıdan gireceksin ve annen yine orada olacak. | Open Subtitles | بعد بضعة أيام ستدخل من الباب لتجد أمك هنا مجدداً |
| Üniversiteye gireceksin. Tek bir şansım vardı ve mahfettim. | Open Subtitles | أنتَ ستدخل الكليه كان لدي فرصه واحده و أنا افسدتها |
| Ve organizasyon gününde, salona görevli kılığında gireceksin. | Open Subtitles | وعندها بيوم التوقيع, ستدخل اللانكاستر كعضو في شركتها. |
| Evet ama ön kapıdan başın dik olarak gireceksin tamam mı? | Open Subtitles | نعم, وكنك ستدخلين من الباب الرئيسى ورأسك مرفوعة الى الأعلى, أليس كذلك؟ |
| Önünde sonunda öğrenecek zaten. Çünkü gireceksin. | Open Subtitles | انه سيعرف ذلك على اي حال لانك ستدخلين الكلية |
| Ve sonra küvetimin içine gireceksin çünkü gerçeği söylemek gerekirse, biraz kötü kokmaya başlamışsın. | Open Subtitles | وبعدها ستدخلين حمامي لأنه، والحق يقال رائحتك بدأت تصبح كريهة قليلاً |
| Büyük baloda, kraliçe ile birlikte gireceksin ama devlet yemeğinde eşlik edilmeden gireceksin. | Open Subtitles | في الإحتفالات الكبيرة .. تدخلين برفقة الملكة ولكن في حفلات العشاء بالإمارة .. |
| Ben söyleyeceğim, sen gireceksin. | Open Subtitles | سأملي أنا، وتدخلي أنتِ إبدئي بأكواد دخولك |
| Seviye 3'e gireceksin, bana o serumu getireceksin. | Open Subtitles | عليك أن تقتحم مركز المرحلة الثالثة وعليك أن تحضر ذلك المصل. |
| Hapse gireceksin. | Open Subtitles | أنت ستَدْخلُ السجنّ . |
| Adamın evine izinsiz mi gireceksin? | Open Subtitles | هل ستقتحم المكان إذن؟ |
| İçeri gireceksin bir bardak kahve, yemek, bir şeyler alıp oturacaksın. | Open Subtitles | سوف تدخل وتشتري كوب قهوة ووجبة وما شابة وتجلس على الطاولة. |
| Başın büyük bir belada ikiyüzlü. Sen hapse gireceksin. | Open Subtitles | أنتِ في مشكلة كبيرة , صاحبة الوجه الصناعي سوف تذهبين إلى السجن |
| İsteseler de istemeseler de Werth Akademi'ye gireceksin. | Open Subtitles | ستلتحقين بأكدمية (ويرث) سواءاً نلتِ إعجابهم أم لم تناليه. |
| Bir dış kalkan var. Henüz bitmemiş. Oradan gireceksin. | Open Subtitles | هنالك درع خارجي ليس مكتملاً، ذلك هو مدخلك |
| Nasıl gireceksin? | Open Subtitles | ما زال عليك اختيار طريقك |
| Bugün o sete gireceksin ve tüm insanlara, | Open Subtitles | اسمع، سوف تذهب إلى موقع التصوير ليومك الأول اليوم |
| Hadi , içeri gireceksin ve bu işi kıvırıp gözüne sokacaksın. | Open Subtitles | أنت ستذهب الى هناك، انت ستصعقه داخل هذا المنحنى انتظر انتظر. |