| Gidecektim... ama annem önce... evlenmemi daha sonra da gitmemi söyledi. | Open Subtitles | يجب أن أرحل .. ولكن أمي تقول يجب أن أذهب أولاً. |
| Babam tüm bunları atlatmam için New York'a gitmemi önerdi. | Open Subtitles | اقترح بابا أن أذهب إلى نيويورك إلى أن تهدأ الأمور |
| Birkaç haftalığına belki de bir aylığına Antarktika'ya gitmemi istiyorlar. | Open Subtitles | يريدونني أن أذهب إلى القطب المتجمد لبضعة أسابيع، ربما لشهر. |
| Herkes bu kasabadan gitmemi istiyora benziyor. | Open Subtitles | يبدو أن الجميع يريدون منى الرحيل من البلدة |
| Benim gitmemi isteyen toplumun aynısı şimdi geri dönmemi ve onlara eşcinsellik hakkında konuşmamı istiyor, çünkü bu bir ikilem. | Open Subtitles | المجتمع ذاته الذى طلب منى أن أغادر يطلب منى الأن أن أعود و التحدث معهم عن المثلية الجنسية لأنها مُعضلة |
| İşte bu spor salonuna gitmemi sağladı. | TED | وهذا ما جعلني أذهب إلى النادي الرياضيّ. |
| Özel okula gitmemi istedi ve bana bir seçenek sundu. | TED | أرادني أن أذهب لمدرسة خاصة، و أعطاني خيار. |
| Neden birisi Brunico'ya gitmemi istesin? | Open Subtitles | لماذا يريدني أحد الأشخاص أن أذهب إلى برونيكو ؟ |
| Benim Brunico'ya gitmemi kim ister ki? | Open Subtitles | لماذا يريدني أحد الأشخاص أن أذهب إلى برونيكو ؟ |
| Jonas, büyük bir dava için Chicago'ya gitmemi istedi. Öyle mi? | Open Subtitles | يونس يريدني أن أذهب إلى شيكاغو في قضية كبيرة |
| Gerçekten gitmemi falan istemiyorsun, değil mi? | Open Subtitles | كأنك لا تريدينى أن أذهب فعلا ألستى كذلك ؟ |
| Çok kızdı ve gitmemi istedi benden. | Open Subtitles | لقد كان غاضباً جداً و قال أنه يفضل أن أرحل |
| Buradan gitmemi istediği için öyle söylüyor. | Open Subtitles | يقول أنني مجنون لأنه يريدني أن أرحل عن هنا |
| "Benim gitmemi istiyor." "Karımın çocuğunun olmaması gerekiyordu." | Open Subtitles | يريدني أن أرحل لم يكن من المفترض أن تنجب زوجتي طفلا |
| Şimdi yüzüme bak ve gitmemi söyle. | Open Subtitles | الآن انظري في وجهي مباشرةً . واطلبي مني الرحيل |
| - Yüzüme bak ve gitmemi söyle. - Canımı acıtıyorsun. | Open Subtitles | انظري في وجهي واطلبي مني الرحيل - انتِ تؤلميني - |
| gitmemi istiyor. Aşağıda beni bekleyen bir araba varmış. | Open Subtitles | طلبت منى أن أغادر هناك سيارة تنتظرنى فى الخارج |
| Evet ama benden gitmemi istedi ve buna saygı duymalıyım. | Open Subtitles | نعم أحب أمكم كثيرا ولكنها طلبت مني أن أغادر و أن يجب أن أحترم موقفها بشان هذه المسألة |
| gitmemi istiyorsan, tabakları bahane etme. | Open Subtitles | إذا كنت تريد رحيلي لا تختلق أسباباً للخلاف |
| gitmemi bağışlayabilirsin ama Beni hiç unutamayacaksın. | Open Subtitles | من الممكن ان تسامحنى عندما ارحل و لكنك لن تنسانى |
| Fakat sonradan anladım ki kız olduğum içim amcam okula gitmemi uygun bulmuyordu. | TED | ولكن اتضح لي لاحقًا أن عمي قد رأى أن ذهابي إلى المدرسة لا يلائمني. ببساطة لأنني كنت فتاة. |
| sen de benden kiliseye gitmemi ve annemi aramamı istiyorsun." | TED | تريد مني ان اذهب الى الكنيسة وادعو والدتي |
| Ailem ne olursa olsun bir devlet okuluna gitmemi istiyor. | Open Subtitles | . والداي يريدونني أن أدخل مدرسة حكومية مهما كان الأمر |
| Şimdi de ciddi bir kazayı bırakıp gitmemi istiyorsun. | Open Subtitles | الان تريد منى ان اغادر مكان الحادث |
| gitmemi bir tek sen istiyordun, ve yerime geçecek sıradaki kişi sendin. | Open Subtitles | أنت من لديه أسباب ليرغب برحيلي كما أنك بالدور التالي لتحل محلي |
| Muayene olmak için Detroit'teki bir askeri hastaneye gitmemi istiyorlar. | Open Subtitles | يُريدونَني أَنْ أَذْهبَ إلى مستشفى للجيشِ في ديترويت من اجل فحصِ. |
| Evet, her Fae ve köpekleri benim gitmemi istiyorlar... görüşürüz, otuzbirci. | Open Subtitles | نعم، كل الفاي هنا و كلابهم يريدون مغادرتي وداعا أيها الأحمق |
| Geçit, gezegenine büyük ölçüde yardımcı olacak ve benim de evime gitmemi sağlayacak. | Open Subtitles | البوابة سوف تساعد كوكبك بشكل كبير وسوف تساعدني على العودة إلى كوكبي |
| Arzu tramvayına binip mezarlıklar bölgesine gitmemi ve 6 blok sonra Elysian Fields'da inmemi söylemişlerdi. | Open Subtitles | لقد أخبروني بأن أستقل عربة "إسمها" اللذة... ثم أستقل آخرى إسمها "المقابر" وأنتظر 6 محطات ثم أنزل في (إليجان فيلدز) |