| Neden bunu benden sakladın ve bana eskrim hakkında yalan söyledin? | Open Subtitles | لم اخفيت هذا عني ولم كنت تكذب بشأن ذهابك لنادي المبارزة؟ |
| Yani hâlâ yaşı hakkında yalan mi? | Open Subtitles | ماذا تعنين أنها ما زالت تكذب بشأن عمرها ؟ |
| Marco hakkında yalan söylemiyormuş. Aşağıda, yerde yatıyor. | Open Subtitles | لم يكن يكذب بشأن ماركو إنه تحت على الشارعِ |
| LaTour kavga hakkında yalan söylüyor. Bazı şeyleri gizliyor. | Open Subtitles | ان لاتور كذب بشأن المشاجرة, انه يخفى شيئا بداخله |
| Ve Appa hakkında yalan söyleyip onu dil morlaştırıcı böğürtlenle beslediğini de biliyorum. | Open Subtitles | و أعرف أنكِ كذبتِ بشأن أبا و أطعمتيه توت ارجواني |
| Nüfus kayıtları, Paula ya da başka birileri yaşları hakkında yalan söylüyorlar mı, gösterir. | Open Subtitles | السجلات في المحكمة سوف تخبرنا كم عمرها حقا وإذا كان أي شخص آخر في دادلي يكذب عن عمره |
| Arkadaşın hakkında yalan söylemeye devam mı edeceksin yoksa adam gibi doğruyu mu söyleyeceksin? - İtiraz ediyorum. | Open Subtitles | هل ستبقى تكذب بشأن صديقتك أم أنك ستقف و تتصرف كرجل |
| Evet. En basit açıklama, yaşı hakkında yalan söyleyen 40 yaşında bir kadın olması. | Open Subtitles | حسناً، أبسط الحلول أن سنها 40 عام و تكذب بشأن سنها |
| Alkol problemin hakkında yalan söylemeni beklemiyorum. Nasıl tanıştığımızı biliyorlar. | Open Subtitles | أسمع , لا أتوقعك أن تكذب بشأن الخمور فهم يعرفون كيف ألتقينا |
| Fakat ağrıları hakkında yalan söylemiyor. | Open Subtitles | لكنه لا يكذب بشأن الألم إنه يحتاج للعلاج |
| Kimseye söyleme dememe rağmen Jenny hakkında yalan söylemiyorsa,... onun karşısına "Seni seviyorum"dan daha iyi bir yanıtla çıkmalıyım. | Open Subtitles | هذا جنون وحتى لو كان يكذب بشأن اخبار جيني |
| Karısı, iş gezileri hakkında yalan söylediğini biliyordu. | Open Subtitles | لقد كانت تعرف إنه كان يكذب بشأن رحلته التجاريه |
| İsmi hakkında yalan söylemiş olabilir mi? | Open Subtitles | واعتقد انه كذب بشأن اسمه من الغباء ان تكذب باسمك |
| Lex çok yalan söyledi. O kadınlar hakkında yalan söyledi. | Open Subtitles | كذب ليكس بشأن أمور كثيرة كذب بشأن النساء كلهن |
| - İnternet hakkında yalan söyledin. | Open Subtitles | لقد كذبتِ بشأن خطوط الانترنت الطفلة نائمة |
| Güney'deki o iki şebeke hakkında yalan söylüyor. | Open Subtitles | أعني، أنه يكذب عن تلك المحطتين في الجنوب. |
| Ve Riley'i öldürmek için sebebi var, bir görgü tanığımız var, kurbanı tehdit etmiş, suç işlendiğinde nerede bulunduğu hakkında yalan söyledi. | Open Subtitles | ولديه الباعث لقتل رايلي وقد رآه شاهد عيان لقد هدد الضحية ومن ثم كذب بخصوص عذر تغيبه |
| Eğer bunun için yalan söylediyse, acaba başka neler hakkında yalan söyledi? | Open Subtitles | حسناً ، إذا كذبت حول هذا فما الشيء الآخر الذي كذبت حوله؟ |
| Bildiklerim hakkında yalan söyledim. Bilmediklerim için de yalan söyledim. | Open Subtitles | كذبت حيال ما عرفته، وبعدها كذبت حيال مالم أكن أعرفه |
| Artık bu puştlar hakkında yalan söylemediğimi biliyorsun. | Open Subtitles | يمكنك القول أني لم أكن أكذب حيال هؤلاء الأوغاد. |
| Bebeğim, iş gezileri hakkında yalan söylüyordum. | Open Subtitles | عزيزتي، كنتُ أكذب بخصوص العمل. |
| Evet önce ben sana yalan söyledim ama sen nehirde bana yalan söylerken benim uçma korkum hakkında yalan söylediğimden haberin yoktu. | Open Subtitles | نعم , انا كذبت عليك أولاْ لكنك لم تكن تعرف أننى أكذب حول خوفى من الطيران لكن عند النهر , كذبت على أولاْ |
| Aşkı hakkında yalan söyledin. Belki ilaçlar içinde söylüyorsundur. | Open Subtitles | تكذبين بحياتك الغرامية ربما تكذبين بشأن المخدرات، افتحي |
| - Yaşın hakkında yalan atacaksan 27 de. | Open Subtitles | إذا كنت ستبدأين بالكذب حول عمرك أنا سأذهب إلى 27 |
| Ben de özür dilerim. Kim olduğum hakkında yalan söylememeliydim. | Open Subtitles | أنا آسفة أيضاً , لم ينبغي الكذب بشأن من كنت. |
| Hastalar daha önce cinsel tercihleri hakkında yalan söylemiyordu. | Open Subtitles | لم يكن المرضى يكذبون بشأن توجههم الجنسيّ من قبل |