| Görünüşe göre o psikopat bir konuda haklıymış... ilgisiz bir babamız var. | Open Subtitles | يبدو ان الفتى المضطرب كان محقاً بشأن شيء واحد لدينا والد سيء |
| Baca temizleyicisi haklıymış. | Open Subtitles | لقد كان قمامة المدخنة محقاً بما قاله عنهن |
| Annem haklıymış. Seni tanımasaydım daha iyiydi. | Open Subtitles | كانت أمي محقة ، كنتُ أفضل حالاً بدون معرفتي بك |
| Vay canına, Junior haklıymış. Bu şehirde otopark sorunu var. | Open Subtitles | جونيور محق هناك مشكلة مواقف سيارات في المدينة |
| Seni alçak, korkak, iğrenç şey! Haklıymışlar. Hepsi haklıymış. | Open Subtitles | لقد كانوا جميعاً على حق أنت لست رجلاً مهذبا |
| Yaşlanmamışlar bile. Einstein haklıymış. | Open Subtitles | إنهم حتى لم يشيبوا لقد كان آينشتاين محقا |
| Gördün mü, ihtiyar haklıymış! Onca yıllık çalışma! | Open Subtitles | هل ترى الرجل للعجوز كان محقاً, لم تضع كل هذه السنوات من العمل. |
| Sanırım Jonathan haklıymış. | Open Subtitles | وبدأت أظن أن جونثان كان محقاً طوال الوقت |
| Kaptan! Arılar etrafımızı sardı! Profesör haklıymış! | Open Subtitles | لقد حاصرنا النحل أيها الكابتن البروفيسور كان محقاً |
| Salaklar! Elimdeydiler! Cindi haklıymış. | Open Subtitles | أيتها الحمقاوات , لقد تمكنتُ منهم سيندي محقة.. |
| Demek Seçmen Şapka haklıymış. Slytherin'de olmam gerekiyor. | Open Subtitles | إذن كانت قبعة الأنتقاء محقة كان يجب أن أكون فى سليزرين |
| Annem demişti ki, "Oğlanları dövmek seni popüler ya da mutlu etmez." haklıymış. | Open Subtitles | قالت امي ان الرجال لن يجعلوك شعبية او سعيدة كانت محقة |
| Doktor, kafamdaki kimyasal dengesizlik zıkkımında haklıymış. | Open Subtitles | ذلك الطبيب محق ولدي خلل في توازن عقلي الكيميائي |
| İnatçılığınız konusunda şeytan haklıymış. | Open Subtitles | الشيطان محق, أنتم الشياطين بيروقراطيون للغاية |
| - Bay Neale. Kartvizitleri gözden geçirmeyi akıl eden oydu ve haklıymış da. | Open Subtitles | انه من اقترح ان نبحث فى الكروت, وقد كان على حق |
| Gördün mü, annen haklıymış, gittiler. | Open Subtitles | أمكِ كانت على حق. لقد رحلوا جميـعاً. من فضلك لا تبكي، يا حبيبتي. |
| - Wally haklıymış. Gerçekten çalışkan biri. - Güzel. | Open Subtitles | واللي كان محقا بشأنة عامل مجتهد حقيقي جيد |
| İnanamıyorum. Çocuk haklıymış. | Open Subtitles | حسناً ، الولد مُحق وضعها بين القدور والمقالي |
| Sigorta şirketi bu konuda haklıymış. | Open Subtitles | شركة التأمين كانت مُحقة بشأن ذلك. |
| Ruhunuz hakkında kemiklerinizde dolaşan şey hakkında haklıymış. | Open Subtitles | لقد كان محقًا بشأن روحك ماهية معدنك الحقيقي |
| Orospu çocuğu haklıymış. | Open Subtitles | اللعين المجنون كان محقّاً |
| Adam deli ama bir konuda haklıymış. | Open Subtitles | اسمعي، الرجل مجنون، لكنّه كان مُحقاً في شيءٍ واحد. |
| Sherry haklıymış. | Open Subtitles | شيري محقه ، لقد تم اخلاء القوات منذ ساعة |
| Gerçekten özelim. Annem haklıymış. | Open Subtitles | أنا مميز، أمي كانت محقّة |
| Telefondaki adam haklıymış. | Open Subtitles | وزوجات كأس لا يعمل ذلك. هل تعرف ما؟ الرجل على الهاتف كان محقّ. |
| P.T. Barnum haklıymış. "Her an bir gerzek doğuyor." | Open Subtitles | بارنوم كَانتْ صحيحةَ بقولها بأن كل دقيقة يولد مغفل جديد |
| The New Yorker dergisi ağzımı bantlamakta haklıymış. | Open Subtitles | لقد كان النيويوركيين محقين بلزق شريط كبير على فمي |