| Julio çoktan halletti onu. Beyaz piliç, güzel memeleri var. | Open Subtitles | (خوليو) تولى أمر ذلك بالفعل وجد فتاة بيضاء بأثداء جميلة. |
| Ve sonra ihtiyatlı bir şekilde meseleyi kendisi mi halletti? | Open Subtitles | ثم في الخفاء تولى الأمر بنفسه؟ |
| Müdür bunu halletti. | Open Subtitles | تولى المدير الأمر |
| Diş perisini ben mi halledeyim yoksa annen çoktan halletti mi? | Open Subtitles | حسنًا، هل سأتكفل بها لجني الأسنان أم والدتكِ تكفلت بأمرها؟ |
| Bunu ifade etmek zor geliyor Lynne, ama büyükelçinin helikopter kazası Roger Stanton'ın çoğu sorununu halletti. | Open Subtitles | انه امر مزعج بالنسبة لي يا لين ولكن حادثة هليكوبتر السفير حلت الكثير حول قضايا روجر |
| Gördün mü? halletti. | Open Subtitles | لقد ربط بينهما |
| Uzman halletti onu. | Open Subtitles | شاهدك الخبير غطى الأمر |
| Korintliler, Levililer. Siz hariç insanlık tarihindeki bütün kardeşler sorunlarını halletti mi? | Open Subtitles | فصول من الكتاب، قد تظن أنّ كل الإخوة في التاريخ تولوا الأمور |
| Elmasları halletti. | Open Subtitles | تولّى أمر الماسّ |
| Baban doktordu Elena o konuyu halletti. | Open Subtitles | (والدكِكانطبيباً،(إلينا، و هو من تولى أمر ذلك. |
| Anlaşılan işi halletti. | Open Subtitles | لا بأس يبدو أنه تولى هذا. |
| Ordu bu işi halletti. | Open Subtitles | لقد تولى الجيش زمام الامور |
| Ve açgözlülük geri kalanı halletti. | Open Subtitles | الجشع تولى امر الباقي |
| Haber bölümün çoktan bu işi halletti. | Open Subtitles | المعد بالفعل قد تولى الأمر |
| Aslında kocanız o işleri halletti. | Open Subtitles | لا، تولى زوجك الأمر بالفعل |
| Karını hiç terk etmeyeceğini biliyordu, bu yüzden o da sorunu kendi halletti. | Open Subtitles | علمتْ أنكَ لم تكن لتترك زوجتك لذا فقد تكفلت بالأمر من أجلك |
| Nakliye şirketi her şeyi halletti. | Open Subtitles | شركة النقل تكفلت بكُل شئ. |
| - halletti. | Open Subtitles | - هي تكفلت بهم |
| Sanırım artık aile sorunlarını halletti. | Open Subtitles | يبدو ان تلك العائله حلت مشاكلها |
| Söyleyebileceğim kadarıyla Ajan Dunham bu davayı senin engellemelerine rağmen halletti. | Open Subtitles | مما أذكر، حلت العميلة (دونام) القضية رغم عرقلتك لها. |
| - Charlotte halletti mi olayı? | Open Subtitles | - هل حلت شارلوت المسألة؟ |
| halletti. | Open Subtitles | لقد ربط بينهما |
| Rahat ol. Harvey amcan halletti her şeyi. | Open Subtitles | استرخي، العم (هارفي) غطى الأمر |
| - Polis yok mu? Dokuzuncu raundu onlar senin yerine halletti. | Open Subtitles | *لقد جاءوا و تولوا الجولة التاسعة بدلاً عنك* |
| Hapishane de mi halletti? | Open Subtitles | تولّى أمره من السجن ؟ |