| Peki bu ülkede Bayan Helm, mahkemede yalancı tanıklık yapmanın cezasının çok ağır hapis cezası olduğunu biliyor musunuz? | Open Subtitles | و هل أنت مدركة مسز هيلم أن عقوبة شهادة الزور فى هذا البلد هى مدة ثقيلة من السجن ؟ |
| "Şu anda 72 yaşında ve hapis hayatının 53. yılında." | Open Subtitles | وببلوغه الـ72 عام، يقضي الآن سنته الثالثة والخمسين في السجن |
| Yargıç Richard Kibler bugün 16 ay hapis cezasına çarptırıldı. | Open Subtitles | حُكم القاضي ريتشارد كيبلر اليوم ب 16 شهر في السجن |
| Adam suçlu bulundu. Müebbet hapis cezasına çarptırıldı ve Folsom Cezaevi'ne gönderildi. | TED | تمت إدانة الرجل. حكموا عليه بالسجن مدى الحياة، ونقله إلى سجن فولسوم. |
| Tony bu yüzden ömür boyu hapis cezası alacak, farkında mısın? | Open Subtitles | تدرك الذي توني يمكن أن يدخل السجن ل إستراحة حياته لهذه؟ |
| Kafanı bavulunda 15 kilo mal bulmaları halinde çok uzun süre hapis yatacağın gerçeğinden uzaklaştıracak herhangi bir şey. | Open Subtitles | حتى تنسى انك من الممكن ان تذهب الى السجن لفترة طويلة اذا وجدوا 15 كيلو من الكوكايين فى حقائبك |
| Hukuk fakültesinde bir yıl okudum. 10 yıl hapis yatmak gibi geldi. | Open Subtitles | درست لمدة عام في كلية الحقوق شعرت أنهم عشرة أعوام في السجن |
| İtiraf etmek, şırınga ile ölmek yerine müebbet hapis demek. | Open Subtitles | الإعتراف يعني الحياة داخل السجن بدلا من الموت بالحقنة المسممة |
| Bilgisi olmadan görüntülerini kaydetmek beş yıl hapis cezası alabileceğin bir suç. | Open Subtitles | التسجيل لها بدون معرفتها يعتبر جريمة لها عقوبة السجن لمدة خمس سنوات |
| Balığı az pişirdiniz-- İster inanın ister inanmayın ama hapis. | Open Subtitles | تطبخ السمك بشكل نيئ صدق أو لا , الى السجن |
| Kabul ederlerse önünüz açılır, reddederlerse de hapis yolunuz gözükür. | Open Subtitles | أذا وافقوا أنت في عمل إذا رفضوا أنت في السجن |
| hapis cezasıyla karşı karşıya olan bir çocuk için oldukça küstahsın. | Open Subtitles | أنا محترف يبدوا غروراَ على فتى يبحث عن عقوبة في السجن |
| Bu mektuplar zamanlar ziyaretlere ...ve bazen hapis düğünlerine dönüşebiliyor. | Open Subtitles | هذه الخطابات يمكن أن تتحول لزيارات وأحيانا زفاف في السجن |
| Müşterilerin eğer ceza alırlarsa fazladan 15 yıl hapis cezasıyla karşı karşıyalar. | Open Subtitles | قد تزداد عقوبة موكلينك إلى السجن 15 سنه في حال تمت إدانتهم |
| Bu geri zekâlı bir çocuğu zehirlemekten 20 yıl hapis yattı. | Open Subtitles | هذا الأحمق الثمل مضى 20 عاماً بالسجن لأنه وضع سماً لطفل |
| Bu geri zekalı bir çocuğu zehirlemekten 20 yıl hapis yattı. | Open Subtitles | هذا الأحمق الثمل مضى 20 عاماً بالسجن لأنه وضع سماً لطفل |
| Polis akademisi ya da hapis. Kendi ekip arabam olacak mı? | Open Subtitles | الأكاديمية أو سجن الشرطة هل سأحصل على سيارة فرقتي الخاصة ؟ |
| 5 buçuk yıl hapis cezası, uyuşturucu satmaktan ve adam öldürmekten. | Open Subtitles | سجن خمسة أعوام و نصف لتهريب المخدرات و القتل غير العمد |
| Homoseksüel davranışlar suç ve hapis cezaları mevcut. | TED | تعتبر ممارسة المثلية الجنسية جريمة ويمكن أن تؤدي للسجن. |
| - hapis değil genç delikanlı, büyüsüz bir yer. | Open Subtitles | ليس سجناً أيّها الشابّ. و إنّما مكانٌ دون سحر. |
| Bütün etkinliklerinden 20 yıl yasaklısın ayrıca da 6 yıl hapis cezan var. | Open Subtitles | لديك منع لمدة 20 عام من العمل بالإضافة إلى الحبس لمدة 6 سنوات |
| hapis hayatının daha kötü yanlarından kaçınmak için harika bir yoldu. | Open Subtitles | ذلك كان طريقا عظيما لتفادي أكثر التصرفات الغير سارة لحياة السجون |
| Hiçbir mahkum, 90 günlük hapis çekene kadar, affa uğramayı hak edemez. | Open Subtitles | ليس ثمه سجين مرشح للعفو حتى يقوم بالخدمه 90 يومآ |
| Bugün bu aptal hapis dünyasındaki 278. günüm. | Open Subtitles | إنّه اليوم الـ 278 داخل هذا العالم السجنيّ الغبيّ. |
| Ajan Mulder'a göre, hapis cezası, ...federal yasalara göre bir problem olarak kalacaktır. | Open Subtitles | بناءا على رأي العميل مولدر ابقاء السجين محجوزا ستكون معضلة للسلطات القضائية المختصة |
| Bekle o kadar fazla suçlama varken hapis cezasından nasıl uzak durdu? | Open Subtitles | مهلًا، كيف تفادى عقوبة السّجن حينما أمسكواْ عليه تهمًا متعدّدةً؟ |
| hapis günlerinde hayatta kalmanın tek yolu aklını güzel şeylere yormak olacaktır. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة للإستفادة من فترة سجنك هي إستخدام عقلك في شيء مفيد |
| Ben şehirde büyümeyi tercih ediyorum ama onun yerine burada hapis hayatı yaşıyorum. | Open Subtitles | حسنا ، أفضل أن أكبر في المدينة لكن في المقابل ، أنا سجينة هنا |
| Verileri inceliyordum ve hapis sistemi niye çöktü hâlâ anlamadım. | Open Subtitles | كنت أبحث في البيانات، ولا أزال لا أعرف لماذا فشل نظام الإحتواء |
| hapis yok, sadece mutlu son sessiz, güneşli, huzurlu bir psikiyatri enstitüsünde. | Open Subtitles | لا يسجن انها فقط نهاية سعيدة في مصح عقلي هادئ و مشمس |