| Bu havuz ne ki. Arkadaşımın dev gibi bir havuzu var. | Open Subtitles | والآن هذا المسبح لا شيء عندي صديق عنده مسبح كبير جداً |
| havuzu kurtarabilmek için bütçeden kesinti yapabileceğin bir şey var. | Open Subtitles | يوجد مدينة يمكنك خفض ميزانيتها هذا سيحافظ على المسبح غالبا |
| Baba, havuzu barbekü partisi için ne zaman temizleyeceksin? Bilemiyorum. | Open Subtitles | أبي , متى ستنظف حوض السباحة لأجل حفلة الشواء ؟ |
| Bu büyük kaynak havuzu ve bu örgütsel kapasite ile bağlantı kurabiliriz. | TED | يمكننا أن نستفيد من هذه البركة الهائلة من المصادر ومن هذه القدرة التنظيمية |
| Nasıl...? Bebeğim? Beni sonra ara bu evin havuzu ve tenis sahası var. | Open Subtitles | حبيبتي، اتصلي بي لاحقاً و لكن هذا المنزل فيه مسبح و ملعب تنس |
| Tıpkı odada kendine ait küçük havuzu olan birinci sınıf oteller gibi. | Open Subtitles | مثل فندق من الدرجة الأولى، مثل تواجد حمام السباحة خاص بك بغرفتك |
| Biliyor musun, ahbap, yaz boyunca o havuzu hiç kullanmadım. | Open Subtitles | أيها الرياضي لا أستخدم هذا الحوض إلا بكل صيف لنسبح |
| havuzu tahliye ettiler mi etmediler mi tam hatırlayamıyor ama kimin umurunda ki? | Open Subtitles | لا يمكنه تذكر إن قاموا بإفراغ المسبح أن لا ولكن فيم يهم ذلك؟ |
| Senin için havuzu doldurturum veya Malibu'ya gideriz, okyanus senin olur. | Open Subtitles | سأملأ لك المسبح أوسأفتح لك بيتي في ماليبو وسيكون لك المحيط بأسره. |
| Kirlenmiş bir havuzu boşaltmak gayet doğaldır. | Open Subtitles | من الطبيعى أن نفرغ المسبح عندما تكون المياة قذرة |
| Bunu içeceğime, Denizler Âlemi'ndeki Balina havuzu suyundan yapılmış birayı içerim. | Open Subtitles | أفضـِّـل شرب جعــة مصنوعة من مـــاء حوض في متنزهات عالم البحار |
| Bu bir su havuzu. Ön-hücre sistemin içinde gezmeye başlıyor. | TED | إنه حوض ماء. ثم تبدأ الخلية الأولية بتحريك نفسها حول النظام. |
| Bu aslında bir yüzme havuzu, yukarıdan doğal ışık geliyor. | TED | هذا حوض سباحة والأضواء الطبيعية تأتي من أعلى. |
| Ayrıca şu yukarıda parlayan havuzu da merak ediyorsunuzdur. | TED | قد تتساءلون أيضًا عن هذه البركة المضيئة. |
| Bu havuzu Ferari'nin arkasına bağlayıp buradan götürmeye ne dersin? | Open Subtitles | لماذا لاتعلق هذه البركة بسيارتك الفيراري وتخرج من هنا؟ |
| Sam, senin bu gece havuzu temizlemeni istiyorum. | Open Subtitles | هيا يا بنات وأنت عليك تنضيف البركة اليوم |
| Polisler ve yargıçlar, yani azılı suçluları hapse atan insanlar söz konusu oldu mu şüpheli havuzu da epeyce derin olacaktır. | Open Subtitles | من المنطقي، أي شخص يتعامل مع شرطة قضاة لشخص يعمل على جرائم عنيّفة فلا بدّ أن يكون مسبح المشتبه به عميقاً |
| Krallık Otel'in havuzu var değil mi? | Open Subtitles | هيي، هناك حمام سباحة في فندق المملكة، صحيح؟ |
| O da bana dedi ki: "Yalnızca havuzu temizliyor." | Open Subtitles | ثم قالت لى , انة ينظف الحوض ايها المتشكك |
| Ölüm havuzu zararsız bir oyundur. | Open Subtitles | لم أعلمكم بذلك,لأن رهان الموت هي مجرد لعبة غير مؤذية |
| Haftada bir sınıfları ve havuzu temizleyecekti. | Open Subtitles | بتنظيف بركة السباحة وفصول المدرسة لمدة أسبوع |
| Yüzme havuzu ve tam donanımlı okalüptüs havlular ile jimnastik salonu. | Open Subtitles | بركة سباحة للتدريب وساخرا بالكامل صالة الألعاب الرياضية مع المناشف الكافور |
| Bu, elinde ölüm havuzu olan herkesin bir şansı olabileceği anlamına geliyor. | Open Subtitles | هذا يعني أنّ أيّ شخص بحوزته قائمة الإغتيالات يمكنه أن يجرّب حظه. |
| Geldiğim yerde siyahların kullandığı yüzme havuzu yoktu pek. | Open Subtitles | لم تكن هناك الكثير من برك السباحة للسود من حيث أتيت. |
| Bu bir ölüm havuzu. Doğaüstü yaratıkların ölüm listesi. | Open Subtitles | إنها قائمة إغتيالات تتضمّن الكائنات الخارقة للطبيعة. |
| İmparatorlarımızın mahareti sonucunda aynı su gelip buradaki havuzu da dolduruyor. | Open Subtitles | بالترتيبِ الماهرِ مِنْ أباطرتِنا يَمْلأُ نفس الماءِ هذه البركه |
| O mahallede bir çocuk havuzu yapmayı biz de çok isterdik tabii. | Open Subtitles | بالطبع يسعدنا وجود بِركة للأطفال في الحي |
| Ve açık yüzme havuzu ile kapalı yüzme havuzu için de. | Open Subtitles | حمامات السباحة الخارجية وحمامات السباحة المغطاة |