| Bir kez hayatımı kurtarmıştı. Ondan beri ona minnet borcum var. | Open Subtitles | أنقذ حياتي ذات مرة أنا كنت ممتن إليه منذ ذلك الوقت |
| Bu yaratıklarla daha önce karşılaştık ve hayatta kaldık. Chaka benim hayatımı kurtarmıştı. | Open Subtitles | لقد تعايشت مع هذه المخلوقات من قبل شاكا بنفسه , قد أنقذ حياتي |
| Dün Three Mile'ın orada hayatımı kurtarmıştı. | Open Subtitles | لقد أنقذ حياتي على بعد ثلاثة أميال من هنا البارحة |
| La Drang Valley'de hayatımı kurtarmıştı. Ciğerine hançer yemişti. | Open Subtitles | في وادي الدرنج ، انقذ حياتي اصبت بحربه في الرئه |
| O, benim hayatımı kurtarmıştı, ben ve partnerim de onunkini. | TED | هي أنقذت حياتي, وصديقي أنقذ حياتها. |
| Evet, evet, ama o bir keresinde hayatımı kurtarmıştı. | Open Subtitles | حسناً ، نعم ، لكن حسناً ، إن الرجل قد أنقذ حياتى يوم ما |
| Bir keresinde savaşta hayatımı kurtarmıştı o yüzden onu bir oğul gibi gördüm. | Open Subtitles | لقد أنقذ حياتي مرّة في الحـــرب لذا لقد قمت بأخذه كإبن لي |
| Daha önce de bir kez hayatımı kurtarmıştı. Bir bakıma beni o yarattı. | Open Subtitles | لقد أنقذ حياتي سابقاً كما تعلم وبطريقة ما، قد صنعني |
| Tam üç kez hayatımı kurtarmıştı. | Open Subtitles | وكان شخصا طيبا وقد أنقذ حياتي 3 مرات |
| hayatımı kurtarmıştı ama korsanlar onun aklını çeldi. | Open Subtitles | لقد أنقذ حياتي, ولكن... تلك القرصانة لعبَتْ بعقله... |
| Babandan ayrıldıktan sonra benim hayatımı kurtarmıştı. | Open Subtitles | هل أنقذ حياتي بعد مغادرة والدك |
| Bir yıl önce hayatımı kurtarmıştı. | Open Subtitles | لقد أنقذ حياتي منذ سنه. |
| Aslına bakarsan o benim hayatımı kurtarmıştı. | Open Subtitles | ... أيضاً ، في الواقع هو أنقذ حياتي |
| Taylor cankurtaran. Birkaç ay önce hayatımı kurtarmıştı. | Open Subtitles | تايلور يعمل كمنقذ في حمام السباحة لقد انقذ حياتي قبل بضعة اشهر |
| Havuzda hayatımı kurtarmıştı. Cankurtaran. | Open Subtitles | لقد انقذ حياتي في المسبح انه منقذ |
| Bir keresinde benim de hayatımı kurtarmıştı. | Open Subtitles | انقذ حياتي انا ايضا |
| Evet, öyle biri var Geçen sene Eddie, Liechtenstein'ımı yaladığında hayatımı kurtarmıştı. | Open Subtitles | أجل في الواقع , أنقذت حياتي في " الواقع عندي لعق " إيدي " لوحة " ليكتن ستاين سأحضر لك بطاقته |
| Bu en şanslı kaşığım. Bir keresinde hayatımı kurtarmıştı. | Open Subtitles | هذا ملعقة حظ جداً أنقذت حياتي من قبل |
| hayatımı kurtarmıştı. | Open Subtitles | لقد أنقذت حياتي |
| Bir kavgada da hayatımı kurtarmıştı. | Open Subtitles | لقد أنقذ حياتى مرة فى شجار |
| Evet. Yıllar önce hayatımı kurtarmıştı. | Open Subtitles | نعم لقد انقذ حياتى مرة منذ سنوات |
| Ada hayatımı kurtarmıştı ama ben ona hizmet edememiştim. | Open Subtitles | , هذه الجزيرة أنقذت حياتى" " ولم أقم بأي خدمة" |