| Kuralları biliyorsunuz. Bu eşyaların hiç biri, benim iznim olmadan binadan çıkarılmamalıydı. | Open Subtitles | أنت تعرف القواعد، لا شيء من تلك الأشياء يغادر المبني بدون إذني |
| Sadece vazgeç. Umurumda değil. Bunların hiç biri o kadar da kötü değil ayrıca. | Open Subtitles | فقط ، أنا أستسلم ، لا أهتم لا شيء من ذلك سيء لهذه الدرجة. |
| Bunların hiç biri benim hatam değildi. Elimden bir şey gelmezdi. | Open Subtitles | لم يكن أي من هذا خطئي، لقد كنت عديم الحيلة وقتها. |
| Bu insanların hiç biri, bir tanesi bile, gerçekte nasıl hissettiğimi bilmiyor. | Open Subtitles | , لا أحد من هؤلاء الناس لا أحد منهم يعرف كيف أشعر |
| Tüm bunların hiç biri gerçekte olmadı ki! | Open Subtitles | لاشيء من هذه القصص حدث في الحياة الحقيقيّة |
| hiç biri Jaffa askeri taktikleri üzerine değil. | Open Subtitles | ولا واحدة منهم تشمل على تكتيكات الجافا العسكرية |
| Bence "Batı Sepulveda" kaşarlarımdan hiç biri bu standartlara uymuyor. | Open Subtitles | لا أعتقد فقط أنّ أيّ من خليلاتي في الحيّ الغربي صالحة للمهمة |
| Pekâlâ, üzgünüm efendim fakat bu cevaplardan hiç biri doğru değil. | Open Subtitles | حسناً، أَنا آسف، سيدتى، ولكن لا شيئ من هذه الأجوبة صحيح |
| Biliyor musunuz bunların hiç biri Hyde'ın bana dememesinden daha kötü değil. | Open Subtitles | أتدرون ، لا شيء من هذا الأمر سيء قدر سوء أن هايد لا يخبرني بالأمر |
| Bunların hiç biri, Darryl'in işlemediği bir cinayeti neden üstlendiğini açıklamaya yetmez. | Open Subtitles | لا شيء من هذا يفسر سبب إعتراف داريل بجريمة لم يقترفها |
| Listeyle alakası ne? Bak bunların hiç biri programla alakalı değil. | Open Subtitles | ما علاقة هذا بالفقرة لا شيء من هذا يتعلق بفقرتك |
| Onlardan hiç biri serumla düzelmez. Sıcak çarpması bu. | Open Subtitles | لا شيء من ذلك يتعافى بإعطاء المحاليل الوريدية، إنها ضربة شمس |
| Ne yazık ki, bu eylemlerin hiç biri suç oluşturmamaktadır. | Open Subtitles | ولكن للأسف، لا يعد أي من هذه الإتهامات مخالف للقانون. |
| Diğer kızlar kendi likra ve tül kıyafetlerine kolayca girerken, tütülerden hiç biri bana uyacak genişlikte değildi. | TED | وبينما ارتدت الفتيات الأُخريات التصاميم المصنوعة من الليكرا والتول بسهولة لم تكن أي من التنانير بمقاسي. |
| Rhode Island'daki kızlar okulunda, ama... bunların hiç biri beni gerçekten mutlu etmedi. | Open Subtitles | في مدرسة للفتيات في "رود أيلاند", لكن لم يشعرني أي من هذه بالسعادة |
| Bu kızlar, el sallarlar ve beni partilere davet ederler ama onların hiç biri barınağım için gönüllü olmamıştır. | Open Subtitles | كما تعلمين هذه موجه البنات وكنو يدعوننى الى الأطراف ولكن لا أحد منهم تطوعت للملجأ فى اى وقت مضى |
| Buradan kimseye bahsetmemeni isterdim senden ama görünüşe göre, hiç biri seninle konuşmuyor zaten. | Open Subtitles | أنا أَطْلبُ منك عدم الإخْبار الآخرون حول هذه البقعةِ، لكن لا أحد منهم يَتكلّمُ معك. |
| Benim test ettiğim silahların hiç biri bunun için yapılmamış. | Open Subtitles | لاشيء من البنادق التي اختبرتها صُنعت لهذا |
| Ama dün bütün gece dergilerden kız resimleri kestim ve hiç biri doğru kişi değildi. | Open Subtitles | أقطع صور فتيات صغيرات ولا واحدة منهم تبدو مألوفه |
| Benim tahminimce hiç biri yanlış kalmak istemedi. | Open Subtitles | اعتقد ان كلاً منهن لم ترد ان تكون وحيده |
| Hayır, çünkü söylediklerinin hiç biri aslında olmadı. | Open Subtitles | لا, لأن لا شيء مما تقولينه حدث فعلاً |
| Eğer görevi değiştirmeseydin hiç biri olmayacaktı. | Open Subtitles | ولا واحد منهم كان سيموت لو لم تقم بتحويل المهمة |
| hiç biri Jane Doe'nun giydiği kıyafettekilerle eşleşmiyor. | Open Subtitles | ولا واحدة منها تتطابق مع ما ترتديه الفتاة |
| Sayısız ameliyet geçirmen gerekecek, ve onların hiç biri ucuz değil. | Open Subtitles | أنت سَتَحتاجُ جراحاتَ متعدّدةَ، ولا أحد منهم رخيصة. |
| Gerçek şu ki, en başından Wade ile ilgili konuşmana izin verseydim, bunların hiç biri olmayacaktı. | Open Subtitles | الحقيقة هي انه لا شىء من هذا كان ليحدث لو كنت صديق افضل وسمحت لك بالحديث عن ويد في المقام الاول |
| Ama şirketteki bu sefil insanlardan hiç biri benim kim olduğumu bilmiyor. | Open Subtitles | لكن . لا احد من هؤلاء التعساء بالشركه . يعرفون من انا |