"hoş değildi" - Translation from Turkish to Arabic

• يكن لطيفاً
• يكن جيداً
• يكن لطيفا
• تكن جيدة
• يكن لطيف
• يكن جيدا
• هذا ليس لطيف
• يكن رائعاً
• يكن هذا لطيفاً منك
• ما كَانَ لطيفَ
• ليس لطيفا
• لم يكن جميلاً
• لم تكن لطيفة

Derken, ilk ayrılığını yaşadı, ki bu hiç hoş değildi.
ثم تعرضت لأول انفصال عن فتى مما لم يكن لطيفاً

Biliyor musun, bu hiç de hoş değildi.
هل تعلم ماذا ؟ ذلك لم يكن لطيفاً على الإطلاق

- Yok. Orada yaptığın şey hiç hoş değildi.
ما فعلته في الخارج لم يكن جيداً

Eddie belki sana pikapta söylediklerim o kadar da hoş değildi.
أجل, أنت تعلم ربمّا ما قلته لك في السيّارة لم يكن لطيفا

Hayır, pek hoş değildi. Ama onun için daha beterdi.
كلا، لم تكن جيدة ولكن كان الأمر صعبًا عليها

Pek hoş değildi, ama yine de, iyi bir tur, bir tane daha ister.
هذا لم يكن لطيف, ولكن من الناحية الأخرى أنك أديت لى عمل واحد مفيد

Özür dilerim, öyle dememeliydim hoş değildi.
أنظري، أنا آسف، لم يكن علي قول هذا حسنا ؟ هذا لم يكن جيدا

Bu hiç hoş değildi.
أنت هذا ليس لطيف

Sonunda kocası ilgilendi fakat hiç hoş değildi.
في النهاية زوجها فعل، لكن الأمر لم يكن لطيفاً جداً

Çok özür dilerim, Tibby. Sözlerim hiç de hoş değildi.
أنا حقاً آسفة يا (تيبي) فما قلته لم يكن لطيفاً

Markette yaptığın hiç hoş değildi.
لم يكن لطيفاً جداً ما حدث في السوق

Yaptığım hiç hoş değildi. Ve daha yarı yolda... "Bu kızlarla ne yapıyorum ben?" dedim.
لم يكن لطيفاً منّي، و معظم الطريق أفكّر، "ماذا أفعل مع هذه الفتيات؟"

Dün akşam olanlar pek hoş değildi de.
لأن ما حصل ليلة أمس لم يكن جيداً

Hiç hoş değildi.
هذا لم يكن جيداً

Ve ondan sonra olan şeyler de pek hoş değildi.
وما حصل بعدها لم يكن لطيفا ايضا

Bu hoş değildi işte.
هذا لم يكن لطيفا منها

Pek de hoş değildi. Ama tüm bunları değiştirme niyetindeyim.
لم تكن جيدة لكنني مصمم على تغيير ذلك

Hiç hoş değildi.
هذا لم يكن لطيف

Bu hiç hoş değildi dostum. Küçük bir kız gibi davranma.
هذا لم يكن جيدا , يا رجل. توقف عن التصرف كفتاة صغيرة.

Hey, bu hiç hoş değildi.
مهلا ، هذا ليس لطيف يا رجل

Genellikle evimde. Sanırım bunu daha çok seviyordu. Kendi evi pek hoş değildi.
أعتقد أنّه أعجب بمنزلي فمنزله لم يكن رائعاً جداً

Bu hiç hoş değildi.
لم يكن هذا لطيفاً منك

Antremanıma saçma demeniz hiç de hoş değildi.
ذلك ما كَانَ لطيفَ جداً يَدْعو ممارستَي غبيةَ.

Oh, bu pek hoş değildi ,dostum.
أوه، هذا ليس لطيفا جدا، رجل.

İlk geldiğimde on dakika sonrasına geldim. Pek hoş değildi.
أول مرة حاولت فيها ، آتيت بعد عشرة دقائق من الآن ، لم يكن جميلاً

Bu hoş değildi. Bunu yapmamalıydın.
هذه لم تكن لطيفة لم يجب عليك فعل ذلك