| Amerikalıların ihtiyacı olan şey Obama'nın yaptığı şeyden dört yıl daha olması. | Open Subtitles | ما تحتاجه اميركا هو رابعة سنوات إضافيه من الأشياء اللتي يعملها اوباما |
| Tek ihtiyacı olan şey annesinin yanına oturup bu kadar yeter demesi. | Open Subtitles | كلّ ما تحتاجه هو أن تجلس مع أمها لتقول لها، هذا يكفي |
| İyi deneme, Theo, ama Liam'ın ihtiyacı olan şey, bu konuyu Millie'nin Lokantasında ızgara peynir yerken, konuşarak atlatmak. | Open Subtitles | محاول جيدة، ثيو، لكن مايحتاجه ليام هو التحدث عن مشاعره أثناء وجبة جبن مشوي في مطعم ميلي. |
| Zaten içinde terim var, gözyaşım da var. Şimdi tek ihtiyacı olan şey biraz kan! | Open Subtitles | فيها العرق و الدموع وكل ماتحتاجه الآن هو قليل من الدم |
| Bir tohum gibi. Tek ihtiyacı olan şey su. | Open Subtitles | إنها أشبه ببذرة، وكل ما تحتاج إليها هو الماء |
| Bilirsin, buranın ihtiyacı olan şey... sıkı bir doğal felaket. | Open Subtitles | اتعرف ما يحتاجة هذا المكان كارثة طبيعية جيّدة. |
| Bu çocukların ihtiyacı olan şey, onlarla beraber olmaktan korkmayan, onlarla oynayabilen birileri. | Open Subtitles | هذا ما يحتاجه أولئك الأطفال رجل غريب لا يخشى التواجد معهم واللعب معهم |
| Yani, Çin ve Hindistan'ın gerçekten ihtiyacı olan şey sağlığa, eğitime alt yapıya ve elektriğe yapılacak yeni sosyal yatırımlar. | TED | لذلك ، الاستثمارات الاجتماعية في مجالات الصحة والتعليم والبنية التحتية ، و الكهرباء هو ما تحتاجه الهند و الصين. |
| Bak, bu kabın içindeki herneyse, gemimin ihtiyacı olan şey bu. | Open Subtitles | إنظرى أيايكن ما فى هذه العلبه هذا ما تحتاجه سفينتى |
| Karaya oturmuş ringa yumurtaları tam da onların ihtiyacı olan şey. | Open Subtitles | و بيوض الرنجة المتلاصقة هذه هي بالضبط ما تحتاجه |
| O birimin ihtiyacı olan şey sayın delege, onları iyice denetleyecek bir gözetmen. | Open Subtitles | كل ما تحتاجه الوحدة أيها المفوّض هو الإشراف الملائم |
| Her şehrin ihtiyacı olan şey bu, kedilerin yönetimde olması! Hadi, gitme vakti. | Open Subtitles | ما تحتاجه كل مدينة قطط مسؤولة, حان وقت رحيلنا |
| Hayır. Bu kasabanın ihtiyacı olan şey inancın ateşi. | Open Subtitles | لا ، ما تحتاجه هذه المدينة هو شعلة الإيمان |
| Aslında harika. Mutfağımızın tam da ihtiyacı olan şey. | Open Subtitles | حقا,رائع ذلك مايحتاجه المطبخ بالظبط |
| - Oldukça fazla ilgi gerektiren, çok zaman isteyen bir ilişki, tam da Theo'nun ihtiyacı olan şey. | Open Subtitles | -أنت كذلك؟ -خليلة متطلبة ، مستهلكة للوقت هي بالضبط مايحتاجه ثيو. |
| Şu an ihtiyacı olan şey konuşmak değil. Yalan söylemeyeceğim, tamam mı? | Open Subtitles | التحدث ليس ماتحتاجه الآن. أنا لن أكذب، حسنا؟ |
| - Evet. Yeni partin de Danimarka'nın tam ihtiyacı olan şey. Ciddiyim. | Open Subtitles | حزبك هو ماتحتاجه الدنمارك الان ورؤاك ممتازة |
| Ya da şimdilik ihtiyacı olan şey bu. | Open Subtitles | أو ربما هذا فقط ما تحتاج أن تشعره هي الآن |
| Herkesin ihtiyacı olan şey bu. Ormana bayılıyorum. | Open Subtitles | هذا كل ما يحتاجة المرء، احب الغابة |
| Jim'in ihtiyacı olan şey tüm bunları sindirebilmek için bir zaman. | Open Subtitles | ربما ما يحتاجه جيم هو القليل من الوقت لمعالجة كل هذا. |
| Bu takımın ihtiyacı olan şey tam olarak da bu. Daha yükseklere itilmek. | Open Subtitles | هذا بالضبط ما يحتاج إليه الفريق ليصل للقمة |
| Tek ihtiyacı olan şey nakit parayla tutacağı bir oda, isim ve gülümsemeymiş. | Open Subtitles | و كل ما كانت تحتاجه للحصول على غرفة كان بعض النقود، و اسم و ابتسامة؟ |
| Evet, tek ihtiyacı olan şey yeni kat boya. | Open Subtitles | أجل كل ما تحتاجه هي طبقة دهان جديدة |
| Rahat bırak, 9 yıl tıp okuduktan sonra son ihtiyacı olan şey bir bebek herhalde. | Open Subtitles | بعد تسعة سنين من دراسة الطب أخر شيئ يحتاجه هو الطفل! |