| Bir DNR belgesi imzaladı, "Tekrar canlandırmayın emri" ydi bu. | Open Subtitles | وقع على طلب بعدم الانعاش آمر بعد الإنعاش من الإغماء. |
| Ve ondan bir hafta sonra, Başkan Obama yasayı imzaladı. | TED | وبعدها بأسبوع، وقع الرئيس أوباما على تمريره إلى قانون. |
| 1950 yılında, O ABD hükümeti ile 540 00:30:25,046 -- 00:30:27,059 bir antlaşma imzaladı. | Open Subtitles | في عام 1950، وقع على إتفاقية مع حكومة الولايات المتحدة |
| Taahhütnameyi imzaladı ve sonra ne oldu emin değilim ama bırakıp gitti... | Open Subtitles | وقّع على المستندات الرسميّة ولستُ متيقّنة ممّ حدث لكنّه.. |
| Plastik torbalara hayır demek için Bali halkına yardım edeceğine dair bir söz imzaladı. | TED | قام بالتوقيع على عهد لمساعدة شعب جزيرة بالي على حظر الأكياس البلاستيكية. |
| - "Abrâham Lincoln Eşitlik Bildirisini nerede imzaladı?" Cevap: Masasında. | Open Subtitles | إبراهيم لينكولن وقع إعلان تحرير العبيد في القلم |
| O kadar çabuk imzaladı ki ben en azından ilişkimize son bir kez göz gezdiriyormuş gibi davrandım. | Open Subtitles | لقد وقع بسرعة كبيرة و قد حاولت أن أتظاهر بأنه سيراجع الأمور مرة أخيرة |
| Hayır. DNR'yi ALS yüzünden yavaş ve acı dolu bir ölümü yaşamamak için imzaladı. | Open Subtitles | لا، وقع الوثيقة لأنه لم يود موتاً بطيئاً مؤلماً لتصلب الأطراف |
| Hastanın bunu bildiğini düşünüyorum. DNR imzaladı. | Open Subtitles | أفترض أنه يعرف هذا فقد وقع وثيقة إيقاف علاج |
| Yargıç boşanma belgelerini geçen ay imzaladı. | Open Subtitles | القاضي وقع على أوراق طلاقي الشهر الماضي لماذا لم ينجح الأمر بينكم, بالتحديد؟ |
| Ve bunun için bir ifade imzaladı. | Open Subtitles | ولقد وقع على تصريح إدلائه بتلك المعلومات |
| Evrakları ona gönderdik. Kontratı imzaladı ama son saniyede göndermemeye karar verdi. | Open Subtitles | لقد وقّع العقد، لكن بعدها، في آخر لحظة، رفض أن يعيدها. |
| Toprak sahipleri yemekte imzaladı. biftek biraz nadirdi. | Open Subtitles | .مالك الأرض وقّع على العشاء شريحة اللحم كانت نادرة نوعا ما |
| Yeniden işe başlamak için şirketimle kontrat imzaladı. | Open Subtitles | بالنهاية وقّع عقداً مع شركتي لاعادة توزيعه. |
| Açık artırma yapıldı, sonra yazar kitapları imzaladı ve onunla kahve de içebiliyordunuz. | Open Subtitles | كان مزادآ صامتا, والكتاب قاموا بالتوقيع وشرب القهوه مع المعجبين |
| Mahkeme, iki tane karar imzaladı toplam 60 gün dinleme için. | Open Subtitles | وقّعت المحكمة الطوافة على أمرين لـ 60 يوماً من المراقبة الهاتفية |
| Her şey bitti. O kazandı. Herkes imzaladı. | Open Subtitles | ، قضي الأمر ، لقد انتصرت . لقد وقعوا جميعهم على العريضة |
| - Liberace bu anlaşmayı imzaladı mı? - Evet. | Open Subtitles | هل قام الليبراتشي بتوقيع ذلك الاتفاق المكتوب؟ |
| Orada olmadığım bir gün o emri imzaladı. | Open Subtitles | وقعه.. بينما لم أكن هناك، يومًا ما |
| Aslında imzaladı ama ama gönderilmediler. | Open Subtitles | لقد وقعها, ولكنها لم تُرسل أبداً |
| İşte, tamamen yasal. Yargıç imzaladı. | Open Subtitles | ،ها هى , إنها قانونية و موقعة من القاضى , حسنا ً ؟ |
| Başkan imzaladı, başkan yardımcısının da imzalanması gerekiyor. | Open Subtitles | بي أو تي يو إس وقّعَ, نحتاج لتوقيع في بي او تي يو اس |
| Sonra uzandı kalemi aldı ve imzaladı sonra karısına uzattı o da imzaladı. | Open Subtitles | ثم جاء وأخذ القلم ووقع على العقد ومرر العقد لها ووقعت هى الأخرى |
| Burada ne oldu? Herkes bunu imzaladı mı? | Open Subtitles | انتظري لحظة مالذي حدث هنا، هل الجميع وقّعوا هذه؟ |
| Savcının temsil ettiği tarafı ve savunma tarafı ceza hafifletme anlaşmasını imzaladı. | Open Subtitles | إذن فالإدعاء و الدفاع كلاهما وقعا على صفقة الإقرار بالذنب |
| Feragatnamesini imzaladı, evine devriye gelmesini ve telefonunun dinlenmesini kabul ediyor. | Open Subtitles | لقد وقعت على تنازلها، منحتنا الإذن للتنصت وتعقب هاتف منزلها وجوّالها. |