Bunu, inanılması zor bulabilirsin ama hapishane liginde benden hiç hoşlanmayan insanlar var. | Open Subtitles | حسنا, ربما تظن أن هذا صعب التصديق ولكن هناك الكثير من السجناء لا يهتمون لأمرى |
Yaşlarımızdan ötürü inanılması ne kadar güç de olsa, bu benim oğlum. | Open Subtitles | كما هو واضح وصعب التصديق, بالنظر لأعمارنا, هذا ابني. |
Bakın, inanılması güç bir şey oldu. | Open Subtitles | هناك امور اعلم انها مستحيلة التصديق |
Bu inanılması güç olabilir. | Open Subtitles | هذا قد يكون من الصعب تصديقه,ولكن انظروا لي |
Hala inanılması zor gelen şey uçaktaki herkesin kurtulmuş olması. | Open Subtitles | ولكن مايزال يبدو من الصعب تصديقه أن كل مَن كان على متن الطائرة قد نجا، |
Bize bu sabah da böyle dedin, ve ben bunu inanılması giderek daha zor buluyorum. | Open Subtitles | هذا ما قلتيه لنا هذا الصباح وانا اجد ذلك... من الصعب تصديقه |
Ama doğrusu, yaşlı bir kadının iki yetişkin adama bunu yapabilmesi gerçekten inanılması zor bir durum. | Open Subtitles | ...لكن من الصعب التصديق ...ان امرأه عجوز تفعل ذلك... |
Bunu, inanılması zor buluyorum. | Open Subtitles | أجد أن هذا بالغ الصعوبة في التصديق |
- İnanılması bu kadar güç mü? | Open Subtitles | هل صعب التصديق ؟ |
Bunu inanılması güç buluyorum. | Open Subtitles | أجد هذا صعب التصديق |
İnanılması güç bir durum. Haa. | Open Subtitles | إنني أجد ذلك عسير التصديق. |
O kadar da inanılması güç değil. | Open Subtitles | إنها ليست كذبة صعبة التصديق |
Buna inanılması oldukça güç. | Open Subtitles | صعب التصديق |
İnanılması zor. | Open Subtitles | صدق التصديق |
İnanılması güç. | Open Subtitles | صعب التصديق. |
Bence inanılması zor. | Open Subtitles | أجد هذا من الصعب تصديقه |
- İşte bunun inanılması zor. - Cidden, öyle değil mi? | Open Subtitles | هذا أمر يصعب تصديقه |