| Standart istatistik teknikleri aldık, bu nedenle bununla ilgili konuşmayacağım. | TED | لقد إستخدمنا أساليب إحصائية قياسية، لذا لن أتحدث عن ذلك. |
| Bu ABD'nin sera gazına etkisi ile ilgili bir istatistik. | TED | وهذه إحصائية أمريكية عن تأثير الغازات الدفيئة. |
| İstatistik kelimesi devlet (state) kelimesinden türemiştir. | TED | جاء أصل كلمة إحصائيات من كلمة تعين؛ من هنا جاء مسماها. |
| Bu araştırmada daha ileriye gittikçe çarpıcı bir istatistik buldum: | TED | لذلك المزيد من الإحصاءات المذهلة تم العثور عليها كما استمريت في هذا البحث. |
| Bazılarını BM'nin bir parçası olan istatistik bölümünde çalışırken öğrendim. | TED | قد بدأت بتعلم بعض من هذا عندما كنت أعمل في قسم إحصائي تابع للأمم المتحدة. |
| Bana hatırlatın, size büyük istatistik bürosundaki günlerimi anlatacağım daha... | Open Subtitles | ذكرونى أن أخبركم عن أيامى مع الديوان الملكى لعلم الإحصاء |
| Hatta orada ne olduğunu anlamamızı sağlayacak istatistik bile yok." | TED | ولا يوجد حتى احصائيات في افريقا لكي نعلم مالذي يجري هناك |
| "Devlet İstatistik Ofisi her şeyi sayıyor her şeyi biliyor. | Open Subtitles | مكتب إحصاءات الدولة يقوم بعد كل شيء، ويعرف كل شيء |
| Casusluk programının ne çapta olduğunu açıklayan istatistik bile yok. | Open Subtitles | أنَّهم ليست لديهم حتى أبسط الإحصائيات عن حجم برنامج التّجسّس |
| Belki de beni en çok sevindiren bir diğer istatistik; çocuk ölümleri. | TED | الإحصائية الأخرى, ربما هي ما أُفضّل هي أن ننظر في وفيات الأطفال |
| Görevin istatistik bilgilerdeki tutarsızlıkları bulmak. | Open Subtitles | سيكون عملك هو مراجعة قوائم إحصائية وإيجاد عدم التوافق بينها |
| Şimdi sokakları bilmediğim için üzgünüm, ama benim için bir istatistik değil. | Open Subtitles | أعتذر أنا لست خالية من المشاعر، ولكنها أكثر من مجرد إحصائية بالنسبة لي |
| En etkileyici istatistik şu. Bir kere deneyenlerin yüzde 91 'i tekrar geliyor. | Open Subtitles | إليك أكثر إحصائية تأثيراً، 91% من الأشخاص الذين يزوروننا مرة سيعودون لزيارتنا مجدداً |
| İşgücü İstatistik Kurumuna göre bir kadın çalışan bir erkeğin kazandığı her dolara karşı yalnızca 83 sent kazanıyor. | TED | طبقاً لمكتب إحصائيات العمل، تجني المرأة العاملة 83 سنتاً فقط مقابل كل دولار يجنيه الرجل. |
| Vasiyet yazmak aslında oldukça basit ve uygun fiyatlı olmasına rağmen bu şaşırtıcı bir istatistik. | TED | هذه إحصائيات مفزعة ونظرًا لأن كتابة الوصية يمكنُ أن تكون بسيطة للغاية وغير مكلفة حقًا. |
| Dedektif, masamdaki bilgisayarımda çok ilginç bir istatistik var. | Open Subtitles | أيها المفتش, على مكتبي هناك إحصائيات طازجة من الكمبيوتر |
| İstatistik verilerinde gizlenmiş, sonuçları tamamen alt üst edebilecek bir şeyler olabilir. | TED | أي مجموعة من الإحصاءات ربما تخبئ شيئاً بداخلها شيئاً قد يقلب النتائج رأساً على عقب |
| Karmaşık istatistik analiz ve grafik teorisi gerekir. | Open Subtitles | لأنه سيتطلب تحليل إحصائي معقد ونظرية رسم بياني ليس كل من يستهدف يصاب بالمرض |
| Çeteler dünyanın son birkaç saatindeki duyguların nüfusunun farklı istatistik analizlerini temin ediyor. | TED | الغوغاء تقدم مختلف أعطال الإحصاء لعالم المشاعر في الساعات القليلة الفائتة. |
| Kaç rock yıldızının erken ilişkiden uzak durduğuna dair bir istatistik var mı? | Open Subtitles | هل لديك احصائيات عن عدد نجوم الروك العازفيين عن الجنس؟ |
| Bebeklerin yeni bir dil ile ilgili istatistik tuttuğunu gösteriyor. | TED | وماذا أثبتته هذه التجربة أن هولاء الأطفال يجرون إحصاءات على اللغة الجديدة. |
| Size ne demek istediğimi gösterecek birkaç istatistik vereyim. | TED | دعوني أعرض عليكم بعض الإحصائيات لتوضيح ما أعنيه. |
| Eğer bir lise robot kulübüne veya bir üniversite mühendislik sınıfına girerseniz bu istatistik size çok tanıdık gelebilir. | TED | قد تبدو هذه الإحصائية مألوفة لو دخلتم نادي الروبوتات في المرحلة الثانوية أو فصل هندسي أكاديمي. |
| Eğlencesine istatistik ve hasar raporu veriyorum. | Open Subtitles | لا أدري ربما يساعد في الاحصائيات وتقارير الإصابة في بعض الفكاهات الموسمية |
| Buna rağmen aslında ben istatistik dünyasına biraz geç katıldım. | TED | ولكن في الحقيقة، تحولت إلى عالم إحصاء في وقت متأخر. |
| Ve tökezledim, sonra bir istatistik kafama dank ettirdi. | TED | وتعثرت بإحصائية ، عادت بي للبداية. |
| Ama benim en sevdiğim istatistik şuydu, 250 katılımcıdan 100'ü anahtarlarını geri istemedi. | TED | لكن افضل احصائية بالنسبة لي هي ان 100 من ال 250 شخصا المشاركين لم يريدوا استرجاع مفاتيحهم. |
| Kanada'daki 2003 yılı istatistik raporlarında yüzde altmış iki... | Open Subtitles | تقرير الصحة في كندا بعام 2003 , ان 63 |
| - Evet, istatistik olarak da muhtemelen Japon kökenli. | Open Subtitles | من الناحية الأحصائية هو على الأرجح من أصل ياباني |