| Seni de hapse atsalar iyi olur çünkü iyi bir avukat olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | حسناً، من الافضل ان يرموكِ فى السجن ايضاً لأنكِ قلتى أنكِ محامية جيدة |
| Ben bu davada seninle birlikte çalışmak istedim. Çünkü senin iyi bir avukat olduğunu düşünüyordum. Bence sen de iyi bir avukatsın. | Open Subtitles | أسمعي، لقد طلبتُ منكِ العمل على هذه .القضية لأنني أحسبكٍ محامية جيدة |
| Kendi platformlarının bizden daha hızlı olduğunu söyleyen çıkarsa iyi bir avukat ayarlasınlar. | Open Subtitles | وأي شخص يخبركم بأن منصته أسرع منا يُفَضل بأن يكون لديه محامي جيد |
| Dediğim gibi, bildiğim çok iyi bir avukat var. | Open Subtitles | كما قلت, أعرف محامياً ممتازاً في المدينة. |
| Theresa sıcakkanlı değil, ama iyi bir avukat. | Open Subtitles | أعلم بأن تيريزا تفتقر إلى اللطف لكنها محامية بارعة |
| Bir diğeri de iyi bir avukat tutmaya gücü yetmediği için şu an idam sehpasında. | Open Subtitles | وآخر سيُعدَم وجريمته هي عدم مقدرته على تحمل تكاليف محامٍ بارع |
| Eğer,biraz şansla,bir memur bu kanıtı cebine indirirse, ve kanıt bir daha geri dönmezse, sonra en az benim kadar iyi bir avukat bile senin huzurunu sağlayamaz. | Open Subtitles | لو عن طريق الحظ أن تلق القبض على ضابط يحتفظ بهذا الدليل و إن لم يعد حتى محامية جيدة مثلى لن تتأكد وقتها من صحه كلامك |
| Çünkü iyi bir avukat olduğumu düşünmeni istiyorum. | Open Subtitles | لأنني أريدك أن تعرف أنني محامية جيدة |
| Bir gün çok iyi bir avukat olacaksın. | Open Subtitles | ستكونين محامية جيدة جداً ذات يوم. |
| Hele iyi bir avukat, hukukun ince bir noktasyla... beni hafifçe dürterse. | Open Subtitles | ان افاقتي سهلة خاصة لو هزني محامي جيد بنقطة قانونية جيدة. |
| İyi bir avukat tutmazsan uzun süre hapis yatacaksın. | Open Subtitles | إذا لم تجد لنفسك محامي جيد يمكنك أن تذهب للسجن لمدة طويلة |
| Bu adamı kurtarmak için çok iyi bir avukat olmama gerek yok". | Open Subtitles | لن أكون محامي جيد بما يكفي للإيقاع بالرجل اليس كذلك ؟ |
| Öncelikle, bence, ben gerçekten iyi bir avukat olabilirdim. | Open Subtitles | أولاً, اظن انني قد اكون محامياً ممتازاً |
| Senin davanda çalışırken tanıştık. İyi bir avukat. | Open Subtitles | عرفتها من خلال العمل معها في قضيّتُكَ إنّها محامية بارعة |
| ..iyi bir avukat ama avans için nakte ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | محامٍ بارع , لكني إحتجت للنقود لدفع العربون |
| Ama iyi bir avukat olduğunu biliyoruz ve senin açından dinlemek istiyoruz. | Open Subtitles | ولكنّنا نعلم أنّك محام بارع.. ونودّ أن تخبرنا القصّة من وجهة نظرك |
| Seni uyarıyorum baba, eğer bu tişörtleri bir daha görmek istiyorsan kendine iyi bir avukat bul. | Open Subtitles | 'م تحذير لك يا أبي. من أي وقت مضى نريد أن نرى هذه القمصان مرة أخرى، الحصول على محام جيد. |
| Mütevazı davranıyorsun oysa insanlara iyi bir avukat olduğunu söylemelisin. | Open Subtitles | ويجب ان تخبر الناس انك محامى جيد, وإنه كذلك, وانه قاتل فى |
| - Evet, öyle iddialı, akıllı ve iyi bir avukat. | Open Subtitles | أجل وطموح وذكي أيضاَ إنه محامي بارع |
| Mahkeme korkunu ileride belki atlatırsın belki de atlatamazsın ama hangisi olursa olsun, bu dosya çok iyi bir avukat olduğunun kanıtı. | Open Subtitles | و أنا أخبرك, أنه يوماً ما ربما تتغلب على مشاكلك في المحكمة, وقد لا تفعل. لكن في كلا الحالتين, هذا يدل أنك محامي عظيم. |
| Kendine iyi bir avukat tutsan iyi edersin. | Open Subtitles | من الافضل لك أن تحضر محاميا جيدا |
| Eğer... iyi bir avukat bulup anlaşırsam... 10 bin yılda çıkarım. | Open Subtitles | محامياً جيداً وعقدت صفقة معه فسأخرج في غضون عشرة آلاف سنة |
| İyi bir avukat ama kötü bir yerde çalışıyor. | Open Subtitles | انها محامية بارعه ولكن لديها رفقاء سوء |
| Bence kim felaket iyi bir avukat, ancak boş laf üfürüyor. | Open Subtitles | كيبم محامية رائعة لكنها لا تعلم ماذا تفعل |
| İyi bir avukat tutun. | Open Subtitles | عليكِ أن تجدي محاميّاً بارعاً |