| İşe iyi tarafından bakarsak, cama çizim yapma sanatını geliştirdin. | Open Subtitles | حسنا , على الجانب المشرق فلقد قمت باختراع فن النوافذ |
| Bir de iyi tarafından bak. Yeni bir gücün var. | Open Subtitles | حسناً، أنظري إلى الجانب المشرق فلقد حصلتِ على قدرة جديدة |
| İyi tarafından bakarsan, o dergide çalışmaktan nefret ediyordun zaten. | Open Subtitles | حسناً, أنظري للجانب المشرق لطالما كرهتِ العمل في تلك المجلة |
| Bilirsin, işin iyi tarafından bakmak lazım senle işim bittiğinde, hiç kimse | Open Subtitles | اتعلم، انظر للجانب المشرق عندما انتهي معك لن يقول احد بعد الآن |
| Ama bir de iyi tarafından bak. 25 yılda muhtemelen bir kitap anlaşması yaparsın. | Open Subtitles | لكن انظر إلى الجانب الجيد أنت تعرف خلال 25 سنة تستطيع أن تحصل على كتاب اتفاقية |
| İşin iyi tarafından bakarsak böyle durumlar bizi birbirimize daha da yakınlaştırıyor. | Open Subtitles | ...حسناً، الأخبار الجيدة هي .هذه المواقف تقربنا أكتر من بعضنا البعض |
| Yapma! Olayın iyi tarafından bak. Hiç sahip olmadığın kızın gibi. | Open Subtitles | انظر إلى الجانب المشرق فهو كالابنة التي لم ترزق بها أبداً |
| İşin iyi tarafından bak. En azından üstünden kamyonla geçmedi. | Open Subtitles | انظري إلى الجانب المشرق فعلى الأقل لا يحاولُ دهسكِ بشاحنة |
| Harika sayılmaz ama iyi tarafından bakacak olursak, hala kusmadım. | Open Subtitles | ليس بأفضل حال، لكن الجانب المشرق أنني لم أتقيأ بعد |
| Ama birde iyi tarafından bakın. Eğer sadece biriniz sağ kalırsa, buradan cebinde 5 milyon dolarla ayrılacak. | Open Subtitles | ولكن أنظر إلى الجانب المشرق إذا بقيتم فى أماكنكم حتّى الصباح |
| İyi tarafından bakarsak, Neitzcheanlara bizim iyi niyetli elçimiz Tyr'ı yolladık. | Open Subtitles | على الجانب المشرق, فقد أرسلنا Neitzcheans لدينا معروفة سفير الصداقة صور. |
| İyi tarafından bakarsak en azından yaşlandığımda böyle bir yerde çürüyüp gitmemle ilgili bir endişem kalmayacak. | Open Subtitles | حسناً، الجانب المشرق: هو أنّني على الأقل لن أموت في مكان كهذا، في سنين شبابي |
| Olaya iyi tarafından bakmalıyız cicim. | Open Subtitles | يجب .. يجب أن ننظر للجانب المشرق يا حلوتي |
| - Bir de iyi tarafından bak... Ulusal televizyona çıkacaksın. | Open Subtitles | أجل، ولكن انظر للجانب المشرق ستظهر على التلفاز الوطني |
| Ama bir de iyi tarafından bakarsak, tekrardan oda arkadaşı olacağız. | Open Subtitles | لكن بالنسبة للجانب المشرق سنكون شريكين في السكن مجدداً |
| İşin iyi tarafından bak. | Open Subtitles | انظر للجانب المشرق الآن نحن نتفوق عليه 1 الى 3 |
| İyi tarafından bak, en azından kukla yanında değil. | Open Subtitles | ،حسناً ، على الجانب الجيد على الأقل عندنا دمية |
| Tabii ki, iyi tarafından bakarsak, hamile fıstıkların jimnastiğe gitmesine gerek yok. | Open Subtitles | بالطبع, الجانب الإيجابي الفتيات الحوامل لا يضطروا إلى الذهاب إلى صالة التمارين |
| Dinle biliyorum bu çok kötü bir durum ama iyi tarafından bak şimdi onun iyi olduğunu biliyorsun en azından. | Open Subtitles | اعلم أن هذا سيء ، ولكن انظر إلى الجانب المضيء ، على الأقل تعرف مكانها |
| İyi tarafından bakarsak, böğürtlen ve ayva, çok güzel. | Open Subtitles | مهلاً على الجانب الايجابي السفرجل بالتوت إنها حقاً جيده |
| İyi tarafından bakarsak, Yu ile geçmişte birçok işbirliğimiz oldu. | Open Subtitles | من جانب مشرق , إنه سيكون أكثر تعاوناً من الماضي |
| - İyi tarafından bak kaşıntılı insanlar seni hala seviyorlar. | Open Subtitles | حَسناً، على الجانبِ اللامعِ على الأقل ناس في السفن الشراعيةِ الحاكةِ ما زالَوا يَحبُّوني |
| İşe iyi tarafından bak, eğer birimiz sağ kalırsa diğer iğneyi teşhis edebileceğiz. | Open Subtitles | انظري للجانب المُشرق لو استطاع أحدنا النجاة فسنستطيع إيجاد إبرة آخرى |
| İyi tarafından bakarsam, sınıfta kalmanın acısını çekmek zorunda kalmayacağım. | Open Subtitles | الجانب المُشرق هو أنني لن أعاني من الإخفاق في الجامعة |
| İyi tarafından bakarsak raporumun sıkıcı olmasından korkuyordum. | Open Subtitles | من الناحية الإيجابية... خشيت أن يكون تقريراً مملاً |
| Bence iyi olacaksın. İyi tarafından bak, | Open Subtitles | أعتقد أنك ستكونين بخير ، من الناحية المشرقة |