| Kalanını Justin'in oyuncak sandığına koyup gömdüm, polis ararsa bulmasın diye. | Open Subtitles | لقد دفنت الباقي في علبة جاستن الرملية في حالة وجدته الشرطة |
| Justin Guthrie programlama dilini fark edince işler ciddiye bindi. | Open Subtitles | ما ان لمح جاستن غاثري لغة البرمجة انقلبت الامور جدية |
| Ayrıca o zamanlar Justin Foley beni sevdiği için okul artık berbat değildi. | Open Subtitles | و لم أفشل في المدرسة أيضاً لدرجة أن جاستين فولي ، أحبني وقتها |
| Justin, Bryce'a göz yumup yalan söyledi. O da hapse girer. | Open Subtitles | جاستين ترك برايس يرتكب فعلته ثم كذب وسيذهب إلى السجن أيضاً |
| Çok güzel, o yüzden Justin ve Clem'e göstermek için saklamak istiyorum. | Open Subtitles | لا انه جميل انا فقط اريد ان احفظه لكي اريه لجاستن وكليم |
| Fakat Justin için... evet, o içerden bilgi alıyordu ve avantajın tamamen diğer tarafta olduğunu biliyordu. | Open Subtitles | ولكن بالنسبة لجاستن نعم ، لديه معلومات داخلية وهو يعلم تماماً بأن الإحتمالات ضده |
| Öyle olsaydık, Justin yastığı Amy Greenblatt'miş gibi davranır mıydı hiç? | Open Subtitles | لو كنـا ، هل سيتظاهر جستن بأن وسادته ايمي جرينبلات ؟ |
| Ancak, eğer yakın zamanda Justin Guthrie'yi öldürdüyseniz DNA örneği vermemelisiniz. | Open Subtitles | ان كنت قتلت مؤخرا جاستن غاثري لا يجب عليك اعطائنا عينة |
| Daha dün onun taze kan örneğini Justin Guthrie'in dairesinde bulduk. | Open Subtitles | وجدنا عينة دم طازجة لها للتو في شقة جاستن غاثري البارحة |
| Çünkü herkes çok yorgun ve Justin ilk müzik videosunu yönettiği için mutluydu. | Open Subtitles | لأن الجميع مُرهق ومُثار. أن يقوم جاستن بإخراج أول موسيقى تصويرية. ذلك رائع. |
| Ama kardeşin senden düşük not aldığı için intihar etmedi Justin. | Open Subtitles | لكن شقيقك لم ينتحر لإن اخيك لم يرتقي لمستواك ، جاستن |
| Sonra Justin'in ödü koptu ve kendininkini de kontrol ettirdi. | Open Subtitles | وبعد ذلك جاستن خاف تماماً, لقد جعل الرجل يفحصه بعدي. |
| Ama şunu söylemeliyim ki Justin olmak büyük bir maceraydı. | Open Subtitles | لكن علي القول، انني لما كنت جاستن كان مغامرة رائعة |
| Ben Justin Bond. Ben kısabüsün sahibesiyim. | Open Subtitles | أنا جاستين بوند أنا سيد الحافلات القصيرة |
| Ama henüz babamın ya da Justin'in bilmesini istemiyorum. | Open Subtitles | لكني لاأريد أن يعرف أبي , أو جاستين الآن |
| Justin,biriyle resmi ilişki içinde olan sensin,ama eğer bir daha bana "eleman" dersen. | Open Subtitles | وقد ظهر بشكل عشوائي في هاتين الصورتين جاستين أنا لست على معرفة وثيقة بك |
| İlkyardımcılar bize çok ani olduğunu, fakat henüz Justin'e ne olduğunu bilmediklerini söylediler. | Open Subtitles | المحقق قال لنا بأن ذلك كان فجأة ولكنهم لا يعلمون بعد ما حدث لجاستن |
| Justin'e göre ben zaten uzaklaşmışım. | Open Subtitles | حسنًا ، وفقًا لجاستن .. أخذت الراحة مسبقًا |
| "Evet" ya da "Hayır". Algoritmayı Justin'e sızdırdın mı? | Open Subtitles | نعم أم لا , هل قمت بتسريب الخوارزميه لجاستن ؟ |
| Tamam yapabileceğimin iyisi değil tabii, Radyo Froggy'i ararız Justin Bieber'ın tur yöneticisi olduğumuzu ve bedava bilet dağıttığımızı söyleriz. | Open Subtitles | هذا ليس أفضل ما لدي لكن نستطيع الاتصال عليه و نقول أننا مديران جستن بيبر و أننا نوزع تذاكر مجانية |
| Altı yaşındaki Avalanna Routh büyük bir Justin Bieber hayranı. | Open Subtitles | أفالانّا روث لديها 6 سنوات فقط ومن كبار المعجبين بجاستن. |
| Burada kalın. Justin'e göz kulak olun. | Open Subtitles | إبقيا هنا و أعتنيا ، بجوستين |
| İngiliz Elçiliğini utandırıyorsun. Justin'in kariyerine zarar veriyorsun. | Open Subtitles | أنت تُحرجُ المندوبية الساميّةَ، وأنت لا تَعْملُ مهنةَ جوستن أيّ جيدة. |
| Peki, sen ve Justin, aranızdaki ilişki ne zamandır devam ediyor? | Open Subtitles | إذن أنتِ و جاستون منذ متى كانت علاقتكما؟ |