| Ve tekrar söylüyorum, bu sadece evrenin küçük bir köşesi. | TED | ومن جديد، هذا المنظر ليس إلا زاوية محدودة لكوننا. |
| Ve burası düşündüğüm yer olduğu için... buraya Pooh köşesi diyebiliriz. | Open Subtitles | وحيث أنه هنا جاءتني الفكره سندعو هذا المكان زاوية بوو |
| Kitabın bilhassa bu sayfası ilgimi çekti ve daha da ayrıntılı olarak sağ alt köşesi. | TED | وقد أسرتني صفحة بعينها من الكتاب، وتحديدا في الزاوية اليمنى في الأسفل. |
| Gördüğünüz gibi, işimizi yapabilmemiz için her zaman gezegenin mutsuz bir köşesi var. | Open Subtitles | أترى هناك دائما ركن غير سعيد في العالم حيث يمكننا أنا نلعب تجارتنا |
| Channing Caddesi ve 15. Caddenin kuzeydoğu köşesi, Granada Hills. | Open Subtitles | الركن الشمالى الشرقى من تقاطع "تشانينج" و"الخامس عشر", تلال "جرينادا" |
| Ve aynı zamanda "Haftalık Dergi"deki "Yeni Gelenler köşesi" için bazı notlar yazıyorum. | Open Subtitles | انا عملت ملاحظه على عمود نيوكومر للاحداث الاسبوعيه. |
| Drew'un köşesi o kadar kızla dolmuştu ki Usher'ın çöp tenekesinden bile fazla olmuştu. | Open Subtitles | زاوية درو كانت تجذب المزيد من الفتيات اكثر من استطعت اشير. |
| Şimdi meclis adayı Sue Sylvester'ın "Sue'nun köşesi" kısmına geçelim. | Open Subtitles | والآن لننتقل إلى زاوية سو مع المرشحة لانتخابات الكونغرس سو سلفستر |
| Evet, burası. Tatooine Yolu ve Martin Luther King Bulvarı'nın köşesi. | Open Subtitles | نعم,انها هذه,زاوية طريق تاتوني وجادَّة مارتين لوثر كينغ |
| Dosdoğru bir kenarı ve kare şeklinde bir köşesi var. | Open Subtitles | الحقيقة في جدار راسخ او زاوية كانت مربع سابقاً |
| Ama yaşamın fışkırdığı Arabistan'ın bir köşesi var. | Open Subtitles | ولكن هناك زاوية واحدة في الجزيره العربية حيث يزدهر فيها الحياة |
| Güneydoğu köşesi ışık dağıtıcıyı koymak için tek seçenektir. | TED | الزاوية الجنوبية الشرقية هي الخيار الوحيد للموزع. |
| Kağıdı açıp kat şablonuna geri dönersek, görürsünüz ki bu şeklin üst sol köşesi kulağı oluşturan kısım. | TED | حسنا، إذا قمنا بفتحها و رجعنا إلى نموذج الطية يمكنك أن ترى الزاوية العلوية اليسرى من الشكل هي الورقة التي بداخل الجنيح |
| Harvard Yard'ın kuzeydoğu köşesi... | Open Subtitles | ساحة هارفارد، الزاوية الشمالية الشرقية منزل لويل، عبر من مسكنها |
| Ancak şimdi oradaki çalışmalarımız sayesinde, Cancún'un küçük bir köşesi artık sadece kendisi olduğu için değerli. | TED | ولكن و بسبب عملنا هناك، هناك الآن ركن صغير من كانكون ذو قيمة كبيرة ببساطة لأنه هناك. |
| O artık bir makyaj masası, yemek köşesi, bebek beşiği veya çöp kutusunu dolduran bir gazete olmuştur. | Open Subtitles | بل تصبح , طاوله فاخره ركن افطار , مهد طفل وصحيفه قابعه في سله المهملات |
| Burası kanser köşesi, kaçamak tüttürmek için ideal yer. | Open Subtitles | سرطان ركن. أفضل مكان في المدرسة التسلل دخان. |
| Solunda Circuit City var. 2. kat, Kuzey köşesi. | Open Subtitles | الى يسارك يوجد محل الكترونيات الطابق الثاني، الركن الشمالي |
| Ara sokaktaki binanın kuzeybatı köşesi. | Open Subtitles | الركن الشمال الغربي من المبنى قبالة الممر. |
| Amerika'daki her gazetenin astrolojiyle ilgili bir köşesi vardır. | Open Subtitles | فى الواقع ، تجد أن كل صحيفة فى أمريكا لابد أن تحتوى على عمود يتحدث عن التنجيم |
| Duvarlar dışındaki tek açık yerler odanın diğer üç köşesi. | TED | توجد الفتحات الوحيدة في الزوايا الثلات الأخرى من الغرفة، |
| Kuzeybatı köşesi. | Open Subtitles | النقطه المعتاده ، الزاويه الشماليه الغربيه |
| Tekrar ediyorum: Florence'la Vermont'un köşesi, VW'de cinayet. | Open Subtitles | أكرر، احتمال وقوع جريمة في سيارة " فولكس فاجن" زرقاء عند تقاطع فلورنس وفيرمونت |
| Seksen sekiz ve sekizin köşesi? | Open Subtitles | ناصية 88 و ثمانية ؟ |
| Yunan dünyasının her köşesi bu sevilen çocuğun memleketi olmakla övünmüştür. | Open Subtitles | كل ركن من أركان العالم اليوناني يتباهي بأنه مسقط رأس لطفل من صلبه |
| İşte tüm bildiğimizin köşesi ve dostlardan sevgiler. | Open Subtitles | وتلك هي الناصية المشهورة التي نعرفها جميعاً من مسلسل "فريندز" |
| Var. 161. caddeyle Amsterdam'ın köşesi. | Open Subtitles | نعم، في تقاطع شارع (أمستردام) مع الشارع الـ161 |
| 15. Sokak ve Water'ın köşesi. Olay kodu 1038. | Open Subtitles | انطلاق الإنذار الصامت بمحلّ مجوهرات (ريفِرسايد) ناصية شارعي (واتر) والـ5، الرمز 1038. |
| Dükkan içinde bir yoğurt köşesi istiyorum, salata bar gibi. | Open Subtitles | اريد متجر ذبادى بجوار المطعم |