| İlginç küçük yaratıklar. kilise onlarla dolu biliyor musunuz? | Open Subtitles | مخلوقات صغيرة لطيفة ، لكن الكنيسة مليئة بهم ، كما تعلم |
| Sonucu etrafta koşuşturup duran sizden bir sürü şey isteyen küçük yaratıklar olur. | Open Subtitles | لاتجربي الجنس أبداً، فـ نتائجه مخلوقات صغيرة تحوم حولك وتأخذ الاشياء من بين يديك |
| Korkma R2, sadece küçük yaratıklar. | Open Subtitles | لا تخف ارتو انهم فقط مخلوقات صغيرة |
| Basit görünüşüne rağmen bu küçük yaratıklar çok karmaşık davranışlar sergilerler. | Open Subtitles | على الرغم من أنها تبدو بسيطة، هذه المخلوقات الصغيرة تَكَشَّفَ بعض السلوك المعقد بشكل ملحوظ. |
| Şu şekilde çalışıyor, duvarda bu paneller var ve arkalarında, saklanan bu küçük yaratıklar var. | TED | إذن فالطريقة التي يشتغل بها هو أننا نتوفر على هذه اللوحات، والتي وضعناها على الحائط، ووراءها، لدينا هذه المخلوقات الصغيرة التي تختبئ. |
| Ama en havalı şey şu, tamamen sıradan bir galaksideki tamamen sıradan bir yıldızın etrafındaki bir moloz yığını üzerindeki bu küçük yaratıklar, dünyayı anlama savaşını kazandırabilir. | TED | ولكن أروع شيء هى تلك المخلوقات الصغيرة جدًا في كومة الصخور المكدسة حول نجمٍ متوسطٍ تمامًا، في مجرة متوسطةٍ تمامًا يُمكنها رِبح المَعركة لفهمِ عالمِهم. |
| - İğrenç küçük yaratıklar. | Open Subtitles | مخلوقات صغيرة مقرفة |
| Hareketli küçük yaratıklar, ha? | Open Subtitles | لقد عملت المخلوقات الصغيرة كثيرأ صحيح |
| Bunlar yavaş hareket eden, küçük yaratıklar. | Open Subtitles | إنها تتحرك ببطئ تلك المخلوقات الصغيرة |
| En küçük yaratıklar bile bize saldırıyor. | Open Subtitles | حتى المخلوقات الصغيرة تهاجمنا |