| Köpeğin, ilk öpücüğün ya da senin durumunda birinin kolunu ilk kırdığın an. | Open Subtitles | جرو ، قبلتك الأولي أو في حالتك ، أول مرة كسرت ذراع أحدهم |
| 2 gün önce bir şüphelinin göz çukuru kemiğini kırdığın bildirildi. | Open Subtitles | قيل لي إن كنت كسرت العظام المداري المشتبه فيه قبل يومين. |
| Ayağını kırdığın zaman sana anneliği tutmuştu. | Open Subtitles | لقد اعتنت بك كثيرا لما كسرت ساقك في تلك المرة |
| kırdığın şeyi nasıl tamir ettiğim konusunda, senden özür dilemeyeceğim. | Open Subtitles | أنا لن أعتذر عن الطريقة التي أختارها لأصلّح ما كسرته |
| Bu Belle Reve'de kalbimi kırdığın için, Martian. | Open Subtitles | هذا لكسر قلبي في بيل ريف , أيتها المريخية |
| Babamın kalbini kırdım. Tıpkı kalbimi kırdığın gibi. | Open Subtitles | لقد فطرت قلب أبي كما فطرتِ قلبي. |
| Ve az önce kırdığın çömleği falan parasını çıkarıyorum. | Open Subtitles | أنا أتحدث عن الوعاء والأغراض التي كسرتها |
| Trenin penceresini kırdığın için, bütün hakların 30 gün boyunca askıya alındı. | Open Subtitles | وبسبب كسرك نافذة القطار فسيتم تعليق جميع حقوقك مدة 30 يوما |
| O hastabakıcıya saldırdığında kırdığın Lecter'in kolunun röntgen filmini ve... onunla ilgili olan elindeki her şeyi istiyorum. | Open Subtitles | انا اريد صور الاشعة التى أُخذت لذراع دكتور لاكتر بعد ان كسرت اثناء الهجوم على تلك الممرضة وكل شئ آخر لديك |
| Bu geçen Çarşamba. Kolunu çarpıp fincanı kırdığın zamanı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هذه من يوم الأربعاء حين كسرت القدح بذراعك |
| - Yo-yo'mu kırdığın zamanı hatırlıyor musun? - Yo-yo'nu ben kırmadım. | Open Subtitles | هل تذكر عندما كسرت لعبتي أنا لم أكسر لعبتك |
| Benim oyuncaklarımı kırdığın zaman, ...o uzun zaman önceydi. | Open Subtitles | لا , لا , لا أنت كسرت انسان الآلي خاصتي هذا كان منذ فترة طويلة |
| Bu geçen Çarşamba. Kolunu çarpıp fincanı kırdığın zamanı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هذه من يوم الأربعاء حين كسرت القدح بذراعك |
| Tek bilmem gereken, onun kalbini bir kere daha kırdığın. | Open Subtitles | كل ما تحتاج إلى معرفته هو أنت كسرت قلبها مرة أخرى |
| Sadece sol kolunu kırdığın için şanslısın. | Open Subtitles | حسناً، أنت محظوظ أنك كسرت ذراعك اليسرى فقط |
| Hala kırdığın kemiklerimde artrit var. | Open Subtitles | ما زلت حصلت التهاب المفاصل من العظام التي كسرت. |
| 25 yıl önce bacağını kırdığın zaman bir şey olmuştu. | Open Subtitles | حدث شيء منذ حوالي 25 سنة عندما كسرت قدمك و جبستها لك يا "جورج" |
| En son geldiğinde kırdığın camın yenisini takmak için geldi. | Open Subtitles | إنه هنا ليصلح الزجاج الذي كسرته آخر مرة أكنت هنا |
| Oh! Oh, kırdığın bir tane | Open Subtitles | التمثال الذي كسرته |
| Taşınmak istemediğini biliyorum ama her şeyi tamir etsek bile, yani artık kırdığın, yine de bebek için yeterince yer olmayacak. | Open Subtitles | (داني) , أنا أسفه, أنا اعلم أنك لا تريد الانتقال لكن حتى لو أصلحنا كل شيء أنت كسرته الان |
| Gerçekten. Güzel, yoksa kızımın kalbini kırdığın için seni vurmam gerekirdi, değil mi? | Open Subtitles | رائع، لأنّي كنت سأرديك قتيلًا جزاءً لكسر قلب ابنتي، اتفقنا؟ |
| Stefan'ın kalbini kırdığın için kendini berbat hissediyorsun ve o dırdır kısmında da beynin kendine gelip sana ama tamamen geri alınabilir bir hata yaptığını söylüyor. | Open Subtitles | تشعرينه لأنّك فطرتِ فؤاد (ستيفان). وإنّه بمثابة إفاقة عقلك لينبّئك باقترافك خطأ لا مردّ له. |
| kırdığın sağ kaval kemiğine bak. | Open Subtitles | أنظري إلى قصبة الساق اليمنى التي كسرتها. |
| Özür dilerim - Burnumu kırdığın için bana özür borçlusun. | Open Subtitles | آسف- يجب انت تكون آسفاً على كسرك لأنفي- |