Anne babasının gözlerinin içine bakmaktan kaçınıyordu ve kısa bir süre sonra yalan söylediği anlaşıldı. | Open Subtitles | و كان يتجنب النظر بعيني أهله و تم الإمساك به يكذب أيضاً |
Jarrett o yüksek perdeli seslerden kaçınıyordu, klavyede sadece ortama yumuşaklık veren ortadaki tonları kullanıyordu. | TED | كان جاريت يتجنب المفاتيح العلوية ، كان يستعمل فقط المفاتيح ذات النغمات المتوسطة الذي أعطى المقطوعة جودة اللطافة والموسيقة الأمبينتية |
Hep sorulardan kaçınıyordu, ne kadar rahatsız edici bir şey. | Open Subtitles | كان دائما يتجنب الأسئلة كم مزعج ذلك |
Açıkça savaşmaktan kaçınıyordu. | Open Subtitles | ذلك الرجل كان يتجنب القتال بوضوح |