"kadar bir" - Translation from Turkish to Arabic

    • بحجم
        
    • واحدة حتى
        
    • ما حتى
        
    • حتى تنتزعين
        
    • شيء حتى
        
    • مكان حتى
        
    • مرة أخرى حتى
        
    • أي شيء قبل
        
    • بحلول ذلك الوقت
        
    Ben çok merhametli olduğum için... seni bu masa kadar bir kayanın üzerine terkedeceğim... gemimi senin beyninin parçaları ile kirleteceğime. Open Subtitles وحيث أَننى مُحسنة جداً أنا سأتركك على صخرة بحجم هذه المنضدةِ بدلاً مِنْ أنْ انثر أدمغتَكَ عبر حاجزِي ، كما تَستحقُّ
    Ama kadının içinde bir şarap testisi... kadar bir varlık büyüdükçe. Open Subtitles لكن النساء يكون لهم كائن حي ينمو بداخلنا بحجم إبريق الخمر
    Kapıyı açmanızı söyleyene kadar bir dakika daha bekleyin. Open Subtitles أنظري ، إصمدي لدقيقة واحدة حتى أخبرك أن تفتحي الباب
    Bir çalışanın bir de maaşlı bir iş bulana ya da senden sıkılana kadar bir gönüllün var. Open Subtitles لديك موظفة متطوعة واحدة حتى تجد عملا حقيقيا بأجر أو تمل منك
    Ondan vazgeçmek zorunda kalana kadar bir şeyi ne kadar sevdiğini fark etmiyor insan. Open Subtitles لا أعتقد أنه يمكن للمرء أبدأً أن يدرك مدى حبه لشئ ما حتى يضطر أن يبتعد عنه
    Sen benden alana kadar bir söz hakkım var. Open Subtitles حتى تنتزعين ذلك مني، فأنا أملك رأياً.
    Sağ ol Gök kızı ama keskin nişancı ölene kadar bir şey yapamazsın. Open Subtitles شكراً لكِ يا فتاة السماء, لكن لا يمكننا فعل شيء حتى موت القناص
    Sen yazana kadar bir yere çikmayacaktik hani? Open Subtitles ظننت إننا أتفقنا بأن لا نذهب لأيّ مكان حتى تقوم بالكتابة.
    Avrupa'nın büyüklüğü kadar bir alan, 24 milyon insan, ülkenin en yoksul bölgelerinden biri. TED إنها منطقة بحجم أوروبا، 24 مليون نسمة، واحدة من أكثر أجزاء البلاد حرمانًا.
    Burada birincil düğümlerin nasıl göründüğünü görebilirsiniz. Ve Seattle kadar bir alana yayılabilecek bir güç ve bant genişliğine sahip bir alt-istasyon gibi. TED هذا هو ما تبدو عليه إحدى تلك الروابط الأساسية وهي كمحطة فرعية مع طاقة وسعة موجية تستطيع الإنتشار فوق مساحة بحجم سياتل
    Suratında, yumurta kadar bir şişlik var, ve uyandıramıyoruz. Open Subtitles لديه تورم في وجهه بحجم بيضة مسلوقة، ولن يفيق.
    Aleti yok etmek kolay ayakkabı kadar bir şey. Open Subtitles الجهاز سهل فهو بحجم قبضة اليد,ولكن ماذا عن المعمل ؟
    Saat 16:15. 17:15'e kadar bir saatin var. Open Subtitles إنها 4: 15، لديك ساعة واحدة حتى 5:
    Ve bina havaya uçana kadar bir dakikan var. Open Subtitles لديك فقط دقيقة واحدة حتى ينفجر المبنى.
    Albert, ...emin oluncaya kadar bir kelime bile etmek yok. Open Subtitles "ألبيرت"... لا تنبس بكلمة واحدة حتى نتيقّن.
    Ben çıkabilirsin diyene kadar bir yerde tek başına kalmak. Open Subtitles معناه يجب أن تكوني لوحدك في مكان ما حتى أقرر أنا قضاءه
    En az on kişi ona beğendiğini söyleyene kadar bir şeyi beğendiğini bilmez. Open Subtitles لا يعرف أبداً إذا ما كان يعجبه شيئاً ما حتى يقوم عشرة اشخاص في البلده على الأقل بإخباره بأن ذلك يعجبه
    Sen benden alana kadar bir söz hakkım var. Open Subtitles حتى تنتزعين ذلك مني، فأنا أملك رأياً.
    Sivil olmadığından emin olana kadar bir şey söylemeyin. Open Subtitles لا تُخبرُه بأي شيء حتى نتأكَّد أنهُ ليسَ مُتخفياً
    Takımın geri kalanı gelene kadar bir yere gitmiyoruz. Open Subtitles لن نذهب الى أي مكان حتى يعود باقي الفريق
    Bu çocuğu görene kadar bir daha hiç... kahkaha sesi duyamayacağımı sanıyordum. Open Subtitles لم أظن أني سأسمع ضحكة مرة أخرى حتى رأيت هذا الفتى
    Bak, akşam 6'ya kadar bir şey duyarsam sana da söylerim. Tamam mı? Open Subtitles إسمع ، إذا عرفت أي شيء قبل الساعة التاسعة ، سأخبرك به حسناً ؟
    O zamana kadar bir de asansörsüz binada yatalak kaldın mı seni onca merdivenden aşağı indirmek zorunda kalıp, sırtımı kıracağım. Open Subtitles ولكن بحلول ذلك الوقت ، سوف تكون على سريرك بطابقك الخامس ، بدون مصعد وأنا سأكسر ظهري في محاولة إخراجك أسفل الدرج

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more