| Mott Sokağından şuradaki Delancey Sokağına kadar her şey Carini ailesinin elinden geçer. | Open Subtitles | عائلة كاريني تسيطر على كل شيء من شارع موت الى شارع ديلينسي هناك |
| Max Renn, televizyonunuz seyircilerine soft pornodan, aşırı şiddete kadar her şey sunuyor. | Open Subtitles | ماكس رين محطتك التليفزيونية تقدم لمشاهديها كل شيء من الجنس الطبيعي الناعم |
| Bu günlerde, fakstan kahve makinesine kadar her şey... | Open Subtitles | اليوم كل شيء من آلات فاكس حتى ماكنات القهوة |
| Milyon dolarlık oyun fikirlerinden Nijeryalı bankacılardan gelen e-postalara kadar her şey burada. | Open Subtitles | أجل، حصلتُ على كلّ شيء من أفكار لعبة فيديو بمليون دولار إلى رسائل إلكترونية من مصرفيين نيجيريين. |
| Su yosunuyla dudak dolgunlaştırmadan salyangoz zehriyle cilt düzeltmeye kadar her şey var. | Open Subtitles | هي حصلت على كلّ شيء من طحالب تنفيخ الشفاة إلى تآكلات سمّ حلزون "ديرما". |
| Tüneller açmaktan böbrek taşı kırmaya kadar her şey vardı. | Open Subtitles | كل شيء من تفجير الأنفاق إلى حجارة الكلى. |
| Güneş lekelerinin artışı astronotlardan dünya üzerideki elektrik şebekesine kadar her şey için tehlike boyutunun artışı demektir. | Open Subtitles | وكلما ازداد عدد البقع الشمسية يصبح نجمنا أقوى يهدد كل شيء, من رواد الفضاء إلى شبكات الكهرباء و الأرض |
| Ofis mobilyasından tutun, gizli belgeler ve karmaşık lazer takip sistemine kadar her şey. | Open Subtitles | كل شيء من أثاث المكتب لإخفاء الوثائق لتطوير نظام تعقب بالليزر |
| Kök hücre araştırmasından soğuk algınlığı tedavisine kadar her şey... | Open Subtitles | كل شيء من أبحث للخلايا الجذية لمحاولة إيجاد دواءٍ لنزلات البرد |
| Tablolardan heykellere goblenlerden mücevherlere kadar her şey geri iade edildi. | Open Subtitles | كل شيء من اللوحات و المنحوتات و الفرش المزخرفة و حتى المجوهرات تمت إعادتها |
| Gezegenler arası politikadan tutun da toprak dışı botaniye kadar her şey hakkında uzmansınızdır. | Open Subtitles | يجب أن تكوني فعلًا خبيرة في كل شيء من سياسة الكواكب إلى عالمة النباتات الفضائية |
| Ama bir gün uyandığımda, sanki... yapmayı düşündüğüm her şey ama her şey, kafeye gitmekten, kitap okumaya, bölüm yazmaya kadar her şey... gülünç geldi. | Open Subtitles | لكنّني استيقظت في يوم من الأيام وشعرت بأن كل شيء خططت له، كل شيء من ارتياد المقهى إلى قراءة كتاب |
| Göbek düğmelerinden Prens Albert'e kadar her şey var. | Open Subtitles | كل شيء من زر البطن إلى الأمير ألبرت |
| Çevrim içi hayatımız kişiselleştirilmiş durumda; karşılaştığımız haberlerden, Facebook haber akışımıza kadar her şey tercihlerimize göre biçimlendirilmiş. | TED | تم استقطاب حياتنا من خلال الإنترنت كل شيء من الإعلانات التي نقرأ إلى الأخبار التي تصلُ صفحاتنا على "الفيسبوك" تم تخصيصها لتلبية أولوياتنا. |
| Zarftaki şarbondan, metrodaki sarin gazına kadar her şey. | Open Subtitles | كل شيء من (الأنتراكس) في البريد الأنتراكس أو الجمرة الخبيثة مرض حاد وقاتل بدرجة عالية تسببه بكتيريا الجمرة الخبيثة استخدمت في أعمال الإرهاب البيولوجي عام 2001 في الولايات المتحدة بإرسال رسائل بريدية تحتوي على هذه الجراثيم إلى غاز السارين في الأنفاق غاز السارين-غاز الأعصاب استخدم كأحد عوامل الحرب الكيماوية البشرية الصنع |
| İskandinav şekil değiştirenlerinden dehşet saçan hayaletlere kadar her şey var. | Open Subtitles | كلّ شيء من (الأسكندنافيون)، عن (المذؤوبين). |