| Güney dizleri üzerine çöküyor. Bir daha da kalkamayacak. | Open Subtitles | إن الجنوب يسقط، ولن ينهض ثانياً |
| Eğer şimdi sendeleyip düşerse, asla ayağa kalkamayacak. | Open Subtitles | إذا سقط الآن فلن ينهض مرة أخرى أبدا |
| Dövüşçü bir daha kalkamayacak. | Open Subtitles | المقاتل لن ينهض مجدداً |
| Her Allah'ın günü 30-40 hap yutup saçımın dökülmesini ayağa kalkamayacak kadar yorgun halde yatmayı ve başımı kıpırdatamayacak kadar midemin bulanmasını istemiyorum. | Open Subtitles | لا اريد ان ابتلع 30 او 40 حبة في كل يوم، وافقد شعري، واضل ممدد. وايضا احاول النهوض.. |
| Her Allah'ın günü 30-40 hap yutup saçımın dökülmesini ayağa kalkamayacak kadar yorgun halde yatmayı ve başımı kıpırdatamayacak kadar midemin bulanmasını istemiyorum. | Open Subtitles | لا اريد ان ابتلع 30 او 40 حبة في كل يوم، وافقد شعري، واضل ممدد. وايضا احاول النهوض.. |
| Bir daha kalkamayacak hale getirmelisiniz. | Open Subtitles | وتضمنوا أن لا ينهض مجدداً. |
| - kalkamayacak. | Open Subtitles | أنه لن ينهض - عشرة .. |
| - Bire on, kalkamayacak! | Open Subtitles | 10 أنه لن ينهض |
| - kalkamayacak. | Open Subtitles | - إنه لن ينهض |