| Ancak deniz kaplumbağaları gibi türlerin doğu tropik pasifik deniz alanında durmayacağınıda biliyoruz. | TED | إننا نعرف أيضاً أن أنواعاً مثل هذه السلاحف لا تبقى في منطقة واحدة من البحار الاستوائية الشرقية للمحيط الهادي |
| Örneğin, Blanding kaplumbağaları dediğimiz bazı kaplumağalar vardır. | TED | على سبيل المثال ,هناك بعض السلاحف تسمى السلاحف الخليطة |
| Örneğin, bir videoda koşan bir adamın hızını tahmin etmeniz istendiğinde, çitaları ya da kaplumbağaları düşünmeniz söylenirse, cevabınız farklı olur. | TED | إذا سُئلتَ لتُقدر مثلاً ، سرعة مشي رجل في مقطع فيديو جوابك سيكون مختلفا إذا طُلبَ منك أن تفكر بالفهود أو السلاحف. |
| Yıllık yumurtlamaları için denizden sürünerek çıkan büyük deniz kaplumbağaları gördük. | Open Subtitles | لقد رأينا السلاحف البحرية تزحف إلى خارج البحر من أجل وضع بيضهم السنوى |
| Buz Devri fosillerine âşık olunca kaplumbağaları unuttum. | Open Subtitles | تركت السلاحف بعد أن وقعت في حب مستحاثات العصر الجليدي |
| Yani, kaplumbağaları hiç mi özlemedin? | Open Subtitles | ما أعنيه ألم تفتقد السلاحف في يوم من الأيام؟ |
| kaplumbağaları beslemenin güvenli olduğundan eminsin değil mi? | Open Subtitles | هل انت متاكذ انه بامكان اطعام السلاحف بامان? |
| Şanslıyız, silah yerine kaplumbağaları seçiyor. | Open Subtitles | حمداً لله أنها اختارت السلاحف عوضاً عن المسدّس |
| Çin kaplumbağaları değerli yumurtalarını kuma bırakmak ve gömmek için geri geldi. | Open Subtitles | تعود السلاحف الصينية إلى الشاطىء لتسترخي وتدفن بيوضها النفيسة في الرمل |
| Yüksekten uçarak araştırma tekniği, kaplumbağaları bulmak için de etkilidir. | Open Subtitles | التحليق كتقنية بحث فعال بالمثل لاكتشاف السلاحف |
| kaplumbağaları yok etmemizde onun bize yardım edeceğinin düşünmüştüm. | Open Subtitles | كنا نحتاج لمن يساعدنا في التغلب على السلاحف |
| kaplumbağaları tarayıcından kurtarmak için ışınlanmayı kullandım. | Open Subtitles | لقد إستخدمت ناقلة الأبعاد لإنقاذ السلاحف من عملية المسح |
| Hepsinden öte, Ateş kaplumbağaları yöreye özgü değildir. | Open Subtitles | وفي نهاية الأمر السلاحف النارية ليس هنا موطنها. |
| Aradığın Ateş kaplumbağaları İmparator'un dermansızlık sorunu için kullanmıştık. | Open Subtitles | السلاحف النارية التي تبحثون عنها استخدمناها لمعالجة الإمبراطور الراحل |
| Şayet tapınakta Ateş kaplumbağaları bulunursa o zaman Keşiş bu işin içinde demektir. | Open Subtitles | إن وجدنا السلاحف النارية في الدير فيعني إن القسيس متورط في الأمر. |
| Gel, sana büyük deniz kaplumbağaları göstereyim. | Open Subtitles | تعالي معي, سأريكِ السلاحف البحرية العملاقه |
| O kaplumbağaları da Skidmore diye bir hatun vermişti. | Open Subtitles | تلك السلاحف كانت هدية فراق من فتاه جميله من سكايدمور |
| sizi pis uzay kaplumbağaları! | Open Subtitles | ابتعدوا عن أرضنا، أيتها السلاحف الفضائية القذرة. |
| kaplumbağaları dinlemekle hata yapıyorsunuz! | Open Subtitles | أنتما ترتكبان خطئاً كبيراً بإستماعكما لتلك السلاحف |
| Örneğin, devasa kara kaplumbağaları 300 yıl yaşayabilir. | Open Subtitles | السلاحف العملاقة, على سبيل المثال يمكنها أن تعيش 300 عام |
| Ne yapıyorlardı bilmiyorum ama deniz kaplumbağaları eve gelmişlerdi. | Open Subtitles | انا لا اعرف ماذا كانوا يفعلون و لكن سلاحف البحر جاءت للبيت |