| Sonrasında kartları değiştirip başka bir özelliğe göre sınıflandırmaları istenir, mesela rengine göre. | TED | ثم يطلب منهم تبديل وفرز نفس البطاقات وفق طريقة أخرى، من خلال ألوانها. |
| Şimdi, bütün kartları biriktirip hepsini bu harika tanıtım broşürüne yapıştırman gerekiyor. | Open Subtitles | حسناً, عليك أن تجمع البطاقات كلها ثم تلصقها في هذا الكتيب العجيب. |
| Geçmişte, gözü korkan bazı oyuncular stratejiyi boşlayarak kartları rastgele seçtiler. | Open Subtitles | يضعون البطاقات بطريقه عشوائيه هذا التصرف غير مسموح به في اللعبه |
| - Marni Hunter'a tırmanma dersleri verdiğinizi gösteren kredi kartları extreleri var. | Open Subtitles | لدينا ايصالات بطاقة ائتمانية تظهر بانك أعطيت مارني هانتر دروساً في التسلق |
| Bir kart numarasıyla başladık. Seçmesi için kartları dizdik. | TED | لذلك بدأنا بخدعة الورق، فرقنا الورق ليختار منه ورقه. |
| Machiavelli, zalim hükümdarlar için bir el kitabı yazmış olabilir, ancak kartlarını paylaşarak kartları yönetilecek olanlara da açıkladı. | TED | ربما يكون مكيافيلي قد كتب دليلًا للحكام المستبدين، ولكن من خلال مشاركته، يكون قد كشف الأوراق لأولئك الذين سيُحكَمون. |
| İyi haber ise Joel'un kartları sadece aile üyelerini kapsıyor. | Open Subtitles | الاخبار الجيدة قاعدة جول هو ان البطاقات فقط لافراد العائلة |
| Limiti yüksek kartları klonlamanız için ne gerekiyorsa vereceğim size. | Open Subtitles | سنحصل على كل شيء نحتاج إلى استنساخ بعض البطاقات الكبيرة |
| Ancak o kartları tekrar çıkarmak çok pahalı, bu nedenle katlanıyoruz. | Open Subtitles | إنه مكلف جداً إعادة طبع هذه البطاقات لذا نحن نميل لهذا |
| Burada, çocuklar kartları bir özelliklerine göre sınıflandırmak zorunda -- mesela şekline göre --- bir alışkanlık kazanana kadar defalarca. | TED | في هذه المهمة، على الأطفال فرز البطاقات على مستوى واحد من خلال أشكالها مرارًا وتكرارًا حتى تصبح لهم عادة. |
| Neden mantıklı değilsin, Django? Elindeki kartları doğru oynamıyorsun. | Open Subtitles | لأن اولئك معقولين وتلعب البطاقات الخاصة بك بشكل جيد؟ |
| Şimdi tüm kartları topluyorum ve size ne yaptığımı söylüyorum. | Open Subtitles | لذا سأقلّب كلّ البطاقات وأخبرك ما لدي لتفعله |
| Ona bakmanı istemiyor. kartları dağıtmaya devam et. | Open Subtitles | إنه لا يريدكِ أن تنظرين نحوه، فقط أستمري بتوزيع البطاقات. |
| İyi niyet kartları gönderdim ama teslim edecek kimse gelmedi. | Open Subtitles | كنت سأرسل بطاقة تعزية لكن لا يوجد أي أحد لتوصيلها |
| Evet, tabi. İzleyebilirler. Kredi kartları varsa. | Open Subtitles | أجل بالتأكيد يمكنهم إذا كانوا يملكون بطاقة إئتمان |
| - Kare kız. - kartları dağıt. Kart? | Open Subtitles | أربع ملكات ، ضعوا الورق الورق ، الورق ، الورق |
| kartları nasıl sayacağımı da biliyorum tabii ki. Devam edelim, olur mu? | Open Subtitles | بالتأكيد أنا أكثر من فاهم بكيفيّة عد الأوراق. لنواصل الطريق ، إتفقنا؟ |
| Yeni katalog için bana yeni ürün kartları lazım. | Open Subtitles | أريد كروت منتجات الخاصة بالكتالوج الجديد |
| Tamam. kartları ben alayım.Çünkü bu konuda iyiyimdir. | Open Subtitles | حسناً, دعنى أقوم بهذا لأننى جيدة فى التعامل مع الكروت |
| Kredi kartları, maaş bordrosu, ve sonra da 5,000-10,000 gibi miktarlarda para koyuyorlar. | Open Subtitles | بطاقات الإئتمان وبطاقات تسلم المرتبات يضعون مبلغ 5 ألاف أو 10 ألاف بالبطاقة |
| kartları oku ve eş cinsel gibi davran. | Open Subtitles | إقرأ من البطاقة وتصرف كشاذ للغاية فحسب حسناً |
| Sigaralar sakız viskiler arkasında çıplak kadın resmi olan oyun kartları. | Open Subtitles | لبان ويسكى ورق لعب عليها سيدات عاريات و بالطبع أهم شئ |
| Adamın emlak vergileri, kredi kartları üzerinde çalışırken... bir belge karşıma çıktı. | Open Subtitles | انني اعمل على ضرائب ممتلكاته و بطاقاته الإئتمانية تصادف مع الإيداع المدني |
| Ve tabii eline geçirebileceğin diğer bütün kimlik kartları, nüfus kağıtları, belgeler. | Open Subtitles | وبالطبع , أى بطاقات هوية آخرى أوراق شخصية وثائق تقع فى يديك |
| Kredi kartları sorun çıkarıyor mu? | Open Subtitles | انت تعرف ماكينة كارت ألآئتمان ؟ |
| Diş hekimine gitmeyi hatırlatma kartları olmadan hatırlıyor olsa gerek. | Open Subtitles | لابد أنها تتذكر الذهاب لطبيب الأسنان حتى بدون بطائق التذكير |
| Karıştır şu kartları, Sol Kulak. | Open Subtitles | تأكّد بأنّك تَخْلطُ بطاقاتهم هذا الوقتِ، يسار. |
| Fakat bu süre içinde kredi kartları kullanılmış. | Open Subtitles | ولكن بطاقته الإئتمانية كانت تستعمل طوال هذه الفترة. |