| Ateş söndü ama o evini kaybetmişti sonra evimize rastladılar. | Open Subtitles | أُخمدت النيران لكنه فقد منزله و صادف أنهم وجدوا منزلنا |
| Doktor değilim ama babam da bacağını kaybetmişti. Bu kadarını biliyorum yani. | Open Subtitles | لستُ طبيبة، لكن أبي فقد ساقه، وهذا ما أعلمه عن هذه الحالة. |
| Ülkesini harap eden tsunamide her şeyini kaybetmişti fakat o futbol topu Pasifik boyunca yüzdükten sonra, onu geri alabildi. | TED | فقد كل شيء في كارثة التسونامي التي ضربت البلاد، لكنه كان قادرا على استعادة كرة القدم تلك بعدما طفت عبر المحيط الهادىء. |
| Bin dolar civarı kaybetmişti, ama umurunda değildi. | Open Subtitles | لقد خسر الف دولار او ماشابه ولكنه لم يهتم |
| Govind, Rewari'ye ulaştığında hayatı için mücadele eden Aman çoktan kaybetmişti. | Open Subtitles | وإلي أن وصل جوفيد ريواري كان ابنك أمان الذي قاوم لينقذ حياته قد خسر ورحل عنا |
| Maeby dairenin şimdiki işgalcisine rast geldiğinde büyük bir kariyer fırsatını kaybetmişti. | Open Subtitles | ميبي قد خسرت لتوها فرصة مهنية كبيرة عندما توجهت إلى الشقة الحالية |
| Bir tanıdığım, gözüne taş parçası girince, bir gözünü kaybetmişti. | Open Subtitles | رجل أعرفه فقد عيناً عن طريق شظية رمل أصابتها |
| Ruslar baharda bir milyonluk birliklerinin çeyreğini kaybetmişti. | Open Subtitles | فقد الروس ربع مليون جندى فى ربيع هذا العام |
| Hassler helikopterin kontrolünü kaybetmişti ve yardım çağrısı yapıyordu. | Open Subtitles | على ما يبدو، فقد هاسلر السيطرة علي المروحية وكان يطلب النجدة |
| Çok fazla balık yiyen zavallı annesini kaybetmişti. | Open Subtitles | وقد فقد أمه المسكينة التي كانت تأكل كثيرا من السمك |
| Geçen sene ziyaretine gittiğimde köpeğini kaybetmişti. | Open Subtitles | عندما زرته في العام الماضي، وكان قد فقد للتو كلبه. |
| Evet, doğru hatırlıyorsam o gece takımın kaybetmişti. | Open Subtitles | نعم، و لو أتذكرُ بشكلٍ صحيح، فقد خسِرَ فريقكَ المباراة تلكَ الليلَة |
| Buckingham Dükü senden daha iyi bir durumdayken kafasını kaybetmişti. | Open Subtitles | دوق باكنغهام خسر رأسه لمدة أقل. أذهب الآن. |
| Nancy burada bir kere yaşlı bir adam kaybetmişti. | Open Subtitles | خسر نانسي الرجل البالغ من العمر في هنا مرة واحدة. |
| Birkaç hafta önce işini kaybetmişti ve yeni iş bulamadı. | Open Subtitles | خسر وظيفته قبل بضعة أسابيع ويبدو أنه لم يحصل على غيرها |
| Daha iki sene önce çok az bir payla başkanlığı kaybetmişti. | Open Subtitles | الذي خسر الرئاسة قبل عامين فقط بفارق لا يُذكر |
| Alman Hava Kuvvetleri hava hakimiyetini kaybetmişti. | Open Subtitles | لقد خسرت القوات الجويه الألمانيه السيطره الجويه على سماء المعركه |
| Büyükannem bir keresinde, yağmurlu bir günde 200 hindi kaybetmişti. | Open Subtitles | جدتي خسرت مرة ً 200 منهم خلال عاصفة مطرية |
| Yangını yedi ayrı itfaiye şirketi söndürmüş... ama iki itfaiyeci de hayatını kaybetmişti. | Open Subtitles | النار التى كافحتها سبعة فرق مكافحة حرائق وفقد حياة اثنين من رجال الاطفاء |
| Annesini kaybetmişti, intikam almak istiyordu. | Open Subtitles | فَقدَ أمَّه. الإنتقام المطلوب. لَرُبَّمَا. |
| Babam bin kere piyango oynamıştı ve bin kere kaybetmişti. | Open Subtitles | لقد لعب أبي اليانصيب آلاف المرّات و خسرها جميعاً |
| Ve onu ilk gördüğümde Tanrı'yı kaybetmişti. | Open Subtitles | وكما رأيته لأول مرة. ضل بالنسبة للرب. |
| Tae Jun onu, geçen sefer benim yüzümden kaybetmişti. | Open Subtitles | تاي جون فقده اخر مرة بسببي. |
| Sadece insanların desteğini değil her şeyini evini, kocasını da kaybetmişti. | Open Subtitles | أنها لم تتأخذ قراراُ مفاجئاً لأبتعاد عن ذلك, أنها لديها منزلاً, زوجاً |
| Lahore'daki yatırım şirketi dışında bombalı araç yüzünden iki bacağını kaybetmişti. | Open Subtitles | لعلك تعرف أنها فقدت ساقيها قي أنفجار سيارة مركونة خارج شركته الاستثمارية في (لاهور). |
| Onu bulduğumda kendini kaybetmişti. | Open Subtitles | كانت في حالة هستيرية عندما وجدتها |