| Bir savaştayız. Askerler ya da uçaklarla kazanamayacağımız bir savaş. | Open Subtitles | انها حرب لا يمكننا ربحها بالجنود او الطيارات بدون طيار |
| Belki de bu, kazanamayacağımız bir savaştır. | Open Subtitles | ربّما هذه معركة لا يمكننا ربحها |
| kazanamayacağımız bir mücadeleyi boşuna sürdürdüğümüz gibi bir his vardı. | TED | كان هناك نوع من العبث لأننا نخوض معركة لا أمل لنا في الفوز بها. |
| Bir avuç eski kafalı geri zekalı karşıt tarafta yerini alıyor ve bizi anlamadığımız ve asla kazanamayacağımız bir savaşa sürüklüyorlar. | Open Subtitles | وضع فيه كهول حمقى يقاتلون في حربٍ لا نفهمها ونعجز عن الفوز بها |
| Şu an kazanamayacağımız daha büyük bir savaşı başlatacak hiç birşeye karışamayız. | Open Subtitles | لا يمكن أن نتدخل بدون أن نبدأ حرباً أكبر لن نستيطع أن نكسبها فى الوقت الراهن |
| Onsuz yarışı kazanamayacağımız kişi. | Open Subtitles | تلك التي يبدوا أننا بدونها لن نستطيع الفوز بالسباق |
| Bizi kazanamayacağımız bir savaşa soktuğuna inanıyorlar. | Open Subtitles | يظنون أنك أخذتنا إلى معركة كنت تعلم أننا لا نستطيع الفوز بها. |
| Başbakan MI6'ya desteğini dile getirmeye devam ediyor fakat muhalefet tam tersine- ...anlamadığımız ve kazanamayacağımız bir savaşı sürdüren bir avuç eski kafalı salağız! | Open Subtitles | "رئيس الوزراء ما يزال يبدي دعمه للرأي العام للمخبارات البريطانيّة" "بينما المعارضة هيمنت على الوضع" وضع فيه كهول حمقى يقاتلون في حربٍ لا نفهمها ونعجز عن الفوز بها |
| Kuyruğumuz kapana kısıldı ve kazanamayacağımız bir dava için kaynaklarımızı tüketeceğiz. | Open Subtitles | و نحن سوف نستنزف مصادرنا في قضية لن نستطيع أن نكسبها فقط لأنه أنت من حاصرنا فيها |
| kazanamayacağımız bir savaş yaptık ki geleceğimiz olsun. | Open Subtitles | و دخلنا في حرب و نحن نعرف أننا لا نستطيع الفوز بحيث يمكن أن يكون هناك مستقبل |