| Bu dövüşü kazanman için tek şansın şu, ne söylüyorsam onu yapmalısın. | Open Subtitles | إن كنت تريد أن تفوز فعليك أن تفعل ما أقوله لك الآن |
| Beylik kazanman için önünde sadece bir tek engel var. | Open Subtitles | تيد لكي تفوز بقي هناك شرير واحد يقف في طريقك |
| lakin ben, seni ilahım olarak düşündüm ve ve sana o yuvarlak şeyi kazanman için izin verdim. | Open Subtitles | لكنّي إعتبرتك معلّمي وتركتك تربح تلك الدورة |
| Biraz karışık dostum,öylece dalamazsın. Kimse sana saygı duymaz, o saygıyı kazanman lazım. | Open Subtitles | الأمر معقد , لن تغوص هكذا وحسب لا حد يحترمك دون كسب الإحترام |
| Müşterinin 8 milyonu ve senin davayı kazanman gerekiyor. | Open Subtitles | انها 8 ملايين إلى عميلك, وأنت بحاجه للفوز. |
| Onlar gibi yemek için ayda en az bir milyon kazanman lazım. | Open Subtitles | . .. لكي تأكل مثلهم فيجب أن تكسب على الأقل مليون في الشهر |
| Kuşkusuz, yeteneklerin göze alındığında, bu müsabakayı kazanman oldukça mümkün. | Open Subtitles | وطبعا بمهاراتك المميزة من المحتمل ان تربحي المسابقه |
| Kendi adamlarının saygısını kazanman gerek. Yoksa hiçbirşeysin. | Open Subtitles | إما تجني احترام رجالك لك ، وإما تحصل على لا شيء |
| ve sonra ben hepsini, senin kazanman için toplamaya çalıştım. | Open Subtitles | وأن كنت أحاول أن ألتقط ما يمكنني إلتقاطه من الأوراق لكي أجعلك تفوز بالإنتخابات |
| Çünkü o küçük herifin tek istediği buydu, kazanman. | Open Subtitles | هذا ما كان يريده هذا الوغد أن تفوز من أجله |
| Piyango kazanman için 18 yaşından büyük olman gerek. | Open Subtitles | ألا يجب أن يكون عمرك 18 عاماً حتى تفوز باليانصيب؟ |
| Yarışların iyi yönlerinden biri seni ne kadar küçük görürlerse kazanman için verilen bahis oranları da o kadar yüksek olur. | Open Subtitles | حسناً ، الشيء الرائع بشأن التسابق هو.. أنّهم يقللون من قدرك وعند أفضل الإحتمالات تفوز |
| Senin bu yarışı kazanman gerekiyor, Juni. | Open Subtitles | من المفترض ان تربح السباق ، جوني |
| Bu oyunu kazanman çok önemli. | Open Subtitles | من المهم جداً أنّ تربح هذه اللعبة. |
| - Ama Kamal 200 bin rupi, kazandı. - kazanman zor olacak. | Open Subtitles | ولكن كمال قد كسب 200,000 روبيه سوف يكون عليك تعويض هذا |
| Müşterinin 8 milyonu ve senin davayı kazanman gerekiyor. | Open Subtitles | انها 8 ملايين إلى عميلك, وأنت بحاجه للفوز. |
| Bu miktarda parayı kazanman ne kadar sürer? | Open Subtitles | كم يتطلب من الوقت لكي تكسب هذا المقدار من المال |
| Artık dediğimi yapacaksın yoksa kazanman imkânsız. | Open Subtitles | والآن، أنصتي لما أقول وإلا محال أن تربحي |
| Bu gece yirmi bin kazanman gerek yoksa adamlar gelip restoranı elimden alacaklar. | Open Subtitles | لذا هذا ما يجب عليك أن تفعله لي. أحتاج منك أن تجني 20 ألف الليلة وإلا هؤلاء الأشخاص سوف يأتون ويأخذون المطعم. |
| Onun güçlerini kazanman mümkün müdür diye bakmak? | Open Subtitles | وترى إذا كان ممكنًا أن تكتسب قواه؟ |
| "Sana elinden geleni yapman için değil, kazanman için para veriyorlar." | Open Subtitles | "لا يُدفَع لك المال لتبذل قصار جهدك ولكن يُدفَع لك لتربح" |
| Hayır değil. İstiyorsan kazanman gerekecek. | Open Subtitles | , لا،هو لَيسَ تُريدُه أنت يجب ان تربحه |
| Büyük adam! Eğer saygı istiyorsan onu kazanman gerek. | Open Subtitles | انت يالقوي , اذا تريد الاحترام عليك أن تكتسبه |
| Ayrıca bu kostüm yarışmasını... kazanman da bence çok önemli. | Open Subtitles | وأظن أنه من المهم جدا أن تفوزى فى هذه المسابقة التنكرية |
| Önce kazanman gerek. | Open Subtitles | عليك ان تعمل للحصول عليها اولا |