| Koleksiyonun iyi durumda olduğunu ve büyüdüğünü kontrol etmek benim işim ve bu da, temelde, ölü hayvan koleksiyonu yapıyorum demek oluyor. | TED | عملي هو التّأكد أنّ المجموعة تبقى على ما يرام، وأنّها تكبر، وهذا يعني أنّني أقوم بجمع الحيوانات الميّتة. |
| Çin'in 5,000 yıllık tarihinden ve mirasından oluşan... koleksiyonu sunmaktan sevinç duyuyorum. | Open Subtitles | المجموعة التى حتى فترة قريبة كنا نعتقد بقدها للأبد |
| Bugün, biraz alışılmadık yollarla öykü koleksiyonu yapmaktan bahsedeceğim. | TED | إذا سوف أتحدث اليوم عن جمع القصص بطرق غير تقليدية. |
| Zamanında porselen koleksiyonu olan bir adama aşık olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | لقد قالت أنها تحب الرجل ،الذي يجمع الخزف |
| İlk koleksiyonu basıldıktan sonra Petersburg' da yaşayacağız. | Open Subtitles | بعد أن نشر مجموعته الأولى ، كنا نأمل في العيش في بطرسبرج. |
| Şimdiye dek bulduğum en zengin seramik asker koleksiyonu. | Open Subtitles | هذه هي المجموعة الاكبر من محاربي تيراكوتا الذين وجدتهم. |
| Sonra bir baktım tüm koleksiyonu almışım, Chateau Margaux'nun tüm şişelerini. | Open Subtitles | قبل أن أعرف أنني إشتريت كامل المجموعة كلّ قنينة معروفة من قلعة مارج |
| Hiçbir yargıç bu koleksiyonu saklamana izin vermez, Ajan Booth. | Open Subtitles | لن يسمح لك أي قاضٍ بالاحتفاظ بهذه المجموعة أيها العميل بووث |
| Yeni bir hobi falan edinsem iyi olur dedim sadece. Para koleksiyonu gibi. | Open Subtitles | فقط قُلتُ رُبَّمَا أَجِدَ هواية جديدة، مثل جمع العملات المعدنيةِ. |
| İndirimdeydi. İsim koleksiyonu yapıyorum. Versene. | Open Subtitles | لقد كان سعره مخفضّاً، و أنا أحب جمع الأسماء، هاتيهِ |
| Küçükken kemik koleksiyonu yapmıştım. | Open Subtitles | يبدو أنه يحب البحث من الجميع مررتُ بمرحلة جمع عظيمة |
| Büyükbabam düğme toplardı. "Herkes para pul koleksiyonu yapar. | Open Subtitles | على الأقل لديه هواية مثلا جدي كان يجمع الأزرار |
| Pahalı araba koleksiyonu var. Onlarca araba. | Open Subtitles | إنه يجمع السيارات الفارهه لديه العديد منهم |
| O koleksiyonu oluşturmak için 20 yılını ve bir servet harcadı. | Open Subtitles | في بناء مجموعته... . ففي خلال أسبوع، في يوم جميع القديسين، |
| Tam bu noktada yanılıyoruz. Ceset parçaları koleksiyonu yapmıyor. | Open Subtitles | هذه بالضبط هي النقطة التي أخطأنا فيها إنه لا يقوم بجمع أجزاء الجسم |
| Seni dışarıda gördüler mi para koleksiyonu yapsan bile umursamayacaklardır. | Open Subtitles | إن شاهداك بالخارج، فلن يكترثا إن كنت تجمع المال لجمعية خيرية؟ |
| Ne yalan söyleyeyim şişe kapağı koleksiyonu yapmak asla aklıma gelmezdi. | Open Subtitles | يجب أن أقول، ما كنت أظن أبدًا أن أجمع أغطية الزجاجات. |
| Büyük bir bira etiketi koleksiyonu olan incelikli bir siyasetçiydi. | Open Subtitles | لقد كان سياسياً دقيقاً مع تشكيلة كبيرة من أغطية البيرة |
| Tiyatro koleksiyonu için sakladığım bazı şeyler var. | Open Subtitles | لدى بعض الأشياء التي كنت أدخرها لمجموعة المسرح |
| Aynı zamanda 2000 hektarlık bir sığır çiftliği ve dünyanın en büyük antika altıpatlar koleksiyonu var. | Open Subtitles | إنه يملك أيضاً 5000 فدان من مزرعه للماشيه و أكبر مجموعه في العالم من التحف الرمايه السته |
| Hayatta iki büyük tutkusu var, Yenipazar'daki yarış atları ve antika para koleksiyonu. | Open Subtitles | هناك عشقين في حياته اسطبلات خيول السباق الخاصة به في نيوماركت ومجموعة عملاته الأثرية |
| Evet, ama duydum ki harika bir elbise koleksiyonu varmış. | Open Subtitles | لكن، إلا أني قد سمعت أنه حظي بمجموعة ملابس مذهلة |
| Hatırladınız mı? Ona kuş koleksiyonu derdi. | Open Subtitles | تَتذكّرُ،هو كَانَ متعود يقول علية جامع الطيورِ؟ |
| Sanki bir suçlular koleksiyonu. Hatta ikisinin işi suç işlemek. | Open Subtitles | لدينا مجموعة عملاء للغوغاء أثنان منهم كان لديهم أوقات عصيبة |
| Moda dünyası, sosyete, - sanat eseri koleksiyonu ve bağırma... | Open Subtitles | عالم الأزياء ، و المجتمع ، و تجميع التحف و الصراخ |