| Ve siz içerideyken Kontes, birilerini gördünüz mü, non (hayır)? | Open Subtitles | وبينما كنتِ في الداخل أيتها الكونتيسة رأيتِ شخصاً ما، صحيح؟ |
| Kotiçe kalesinin etrafında cesetler bulundu. Bazıları Kontes tarafından kısmen yenmişti. | Open Subtitles | وجدت الاجساد حول قصر الكاثتيك بعضها أُكل جزئياً من قبل الكونتيسة |
| Biz ona Kontes'in yerini işaret edeceğiz ve yolundan çekileceğiz. | Open Subtitles | نحن فقط سندلها على مكان الكونتيسة و نبتعد عن الطريق. |
| Önce o Macar Kontes. Ailesini buraya getirebilmek için evlendi seninle. | Open Subtitles | الكونتيسة المجرية التي تزوجتك لتجلب عائلتها هنا |
| Kontes Chiedoff Kontes Natascha Alexandrov ve Barones Cavanotchy. | Open Subtitles | الكونتيسة شييدوف الكونتيسة ناتاشا أليكسنداروف البارونه كافانوتشي. |
| Hemen senin yanında oturan Kontes Natascha'nın oldukça üzücü bir hayatı oldu. | Open Subtitles | الكونتيسة ناتاشا الجالسه بجنبك كان الشي? المحزن في الحياة |
| Bu, bir hayalin peşinden... ilk koşuşum olmayacak, Kontes. | Open Subtitles | لن تكون المرة الأولى التي أبحثفيها.. عن الوهم، أيتها الكونتيسة |
| İngiltere'deki Kontes De Winter'a söyle, ona yakın olsun | Open Subtitles | الكونتيسة دى وينتيه فى انجلترا يجب ان يبحثوا عن جوارها |
| O Kontes kaltağı iyi saklamış, kimsenin bulamayacağını sanıyordu. | Open Subtitles | هذه الفتاة المشاكس الكونتيسة ظننت أنها أخفتهم بشكل جيد |
| O'na Kontes'in aniden ayrıldığını ve tüm değerli eşyalarını da yanına aldığını söyle. | Open Subtitles | قل له أن الكونتيسة غادرت علي عجل حاملة كل مجوهراتها معها |
| Şimdi Kontes Elise'in yaşadığı gibi yaşayacağız... ve tüm diğer zengin piçler gibi. | Open Subtitles | ونعيش كما الكونتيسة كانت تعيش وكل هؤلاء الأغنياء الأوغاد |
| Bir gece Kontes dışardayken... | Open Subtitles | و فى ليلة ما ، بينما الكونتيسة كانت خارج القلعة |
| Kontes onu kanatlarınızın altına almanızı istiyor ve ona bu yüzyıl boyunca evindeymiş gibi hissettirin. | Open Subtitles | تتوقع الكونتيسة منكم جميعاً أن تحسنوا معاملته وأن تجعلوه يشعر كأنه في بيته لأول مئة عام |
| Kontes bahçelerini istediğim gibi kullanabileceğime söz vermişti. | Open Subtitles | حسناً .. الكونتيسة وعدتني بالإستعمال الشامل من حدائقها. |
| Sanırım güzel Kontes beklemek zorunda kalacak. | Open Subtitles | أعتقد أن الكونتيسة الجميلة ستضطر للإنتظار. |
| Kontes, olan biteni görmek için arabadan inmek zorunda kaldı. | Open Subtitles | أخيرا أضطرت الكونتيسة لمغادرة العربة لترى ماذا حدث |
| Bunu bana anlatmanız garip, Kontes. | Open Subtitles | من الغريب أنكِ أخبرتني بهذه القصة أيتها الكونتيسة |
| Pencereye döndü fakat Kontes tarafından görüldü. | Open Subtitles | عاد إلى النافذة حيث أزعجه حضور الكونتيسة |
| Ama Kontes bu kurala uymadı. | Open Subtitles | رفقة رجلاً آخر. لكن الكونتيسة لم تكن على علم بذلك. |
| Kontes Bay Beaufort'un ilk eşiyle ahbap değil miydi? | Open Subtitles | ألم تكن الكونتيسة على علاقة طيبة بزوجته الأولى؟ |