| Eğer onunla konuşmama izin verirsen beni bir sürü dertten kurtarırsın. | Open Subtitles | انت سوف تريح عني بعض المشقه اذا جعلتني اتحدث معها |
| Beni dinleyecektir. konuşmama izin verin. | Open Subtitles | هو سيستمع لي، أَنا متأكد ألن تتركنى أتكلم معه؟ |
| konuşmama "doğa" ile başlayacağım fakat öncesinde, bir opera sanatçısının ısınma rutininden bir kesit dinleyelim. | TED | سأبدأ بالتحدث عن الطبيعة، ولكن قبل هذا، فلنستمع بسرعة لهذه المقطوعة حيث يستعد مغني الأوبرا للغناء. |
| 24 saate veya biriyle konuşmama gerek yok. | Open Subtitles | لست أحتاج ليوم كامل لست مضطر أن أتحدث مع أحد |
| Seni bir seans boyunca Sienna ile konuşmama izin vermeye zorladım. | Open Subtitles | جعلتك تنتظرني وأنا أتحدّث إلى سيينا خلال الجلسة |
| Ben havladım. konuşmama izin yok ama havlayabilirim | Open Subtitles | ليس مسموحا لـي بالكلام بعد الآن ، لذا سأنبح |
| Tamam, buna ne dersin? Eğer benim onunla konuşmama izin vermezsen, Gidip ona senin hakkında bazı gerçekleri açıklayacağım. | Open Subtitles | حسنا اذا لم تجعلينى اتكلم معه سوف اخبره اشياء عنكى |
| Tam iki hafta boyunca satranç konuşmama izin verilmedi. | Open Subtitles | لم يكن مسموحا لي ان اتحدث عن الشطرنج لمدة اسبوعين |
| - Git orada otur lütfen. - Rajiv'le konuşmama izin ver... | Open Subtitles | اذهبى واجلسى هناك لو سمحت ــ دعنى اتحدث مع راجيف |
| Müdüre çıkıp çocuğun anne ve babasıyla konuşmama izin vermesini istedim. | Open Subtitles | فطلبت من المدير ان يدعني اتحدث مع والديه |
| Hala korkmakta haklı olmakla birlikte bu konuda konuşmama hakkım olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد بأنه لازال لدي الحرية بالشعور بالخوف، ولكن لا أتكلم حوله |
| konuşmama izin verirsen, sana açıklayabilirdim ki... | Open Subtitles | إذا تركتني أتكلم عندها سأكون قادرا على أن أقول لك أن لايمكنني القيام بذلك |
| Keşke okulla konuşmama izin verseydin. | Open Subtitles | كنت أتمنى لو سمحتوا لي أن أتكلم مع المعلمة |
| Kraliçe Brunhild, lütfen sizinle konuşmama izin verin. | Open Subtitles | الملكة برونهيلد اسمحي لي بالتحدث إليك أرجوك |
| Bu gece konuşmama izin verdiğiniz için teşekkür ederim. | Open Subtitles | وأحب أن أشكركم لسماحكم لى بالتحدث الليلة |
| 24 saate veya biriyle konuşmama gerek yok. | Open Subtitles | لست أحتاج ليوم كامل لست مضطر أن أتحدث مع أحد |
| Carol, Lenny ile yalnız konuşmama izin verir misin? | Open Subtitles | كارول دعيني أتحدّث مع ليني على انفراد ، حسنًا ؟ |
| konuşmama fikri fazla uzun sürmedi. | Open Subtitles | فسرعان ما بدأت بالكلام و لم أستطع إسكاتك بعدها. |
| Bunu bilemezsin çünkü konuşmama bile izin vermedin. | Open Subtitles | لا تعرفين هذا لانك لم تسمحي لي بان اتكلم |
| Benim de şu anda nasıl hissettiğim hakkında konuşmama izin yok. | Open Subtitles | حسناً، أنا غير مسموح لي بالحديث عن كيفة شعوري حقاً الآن. |
| Dün buraya gelmeden önce sahne arkasında konuşmama çalışıyordum ve hiç fikir ayrılığı yaşanmadığını farkettim. | Open Subtitles | أوتعلمون، قبل أنّ آتي هنا اليّوم، كنتُ وراء الكواليس، أتدرّب على خطابي. و لاحظتُ عدم وجود تضارب. |
| Ne düşündüğümü söyleyeceğim, konuşmama izin verin. | Open Subtitles | الآن سأخبرك بما أعتقد دعيني أتكلّم |
| Yabancılarla konuşmama izin var mı bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعرِفُ حتّى إذا كان مسموحاً لي بالتحدّث إلى الغُرباء |
| Biraz konuşmama izin verirsen senden özür dilemek için burdayım. | Open Subtitles | هذا هو سبب رغبتي في الإعتذار لو كنت أعطيتني فرصة للحديث |
| Kimseyle konuşmama, hatta evime mesaj göndermeme bile izin vermiyor bu canavarlar. | Open Subtitles | .هؤلاءِ المتوحشين, الذين لم يدعوني أتحدث إلى أحد .أو حتى إرسال رسالة |
| konuşmama hakkına sahipsiniz. | Open Subtitles | ...لك الحق في التزام الصمت أخفضوا أسلحتكم الآن |
| konuşmama izin veriyorsun, çünkü kendi ağzımdan çıkanları duymamın yeterli bir ceza olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | تَركتَني أَتكلّمُ لأن تَعْرفَ يَسْمعُ كلماتُي عقابُ بما فيه الكفاية. أَعْرفُ ما أنت تَعْملُ. |