"kopuk" - Translation from Turkish to Arabic

    • مقطوعة
        
    • منعزلة
        
    • مقطوع
        
    • حسه
        
    • خضامٌ
        
    • المقطوع
        
    • عن الواقع
        
    Kabul etmedim. Şimdi de orada işte dünyadan ve okuldan kopuk. Open Subtitles لم تنجح، والآن هي في الداخل، مقطوعة عن العالم، وعن مدرستها.
    Bu mümkün değil, efendim. Hatlar yok. Bütün bağlantılar kopuk durumda. Open Subtitles ليتني استطيع سيدي انا خارج الخدمة كل اتصالاتنا مقطوعة الان
    Tapirler çok küçük, izole, birbirinden kopuk popülasyonlar olarak yaşarlar. TED وتوجد حيوانات التابير في مناطق صغيرة جدا منعزلة وغير متصلة
    Şimdiyse buradayım, kaynağındayım ve her zamankinden daha kopuk hissediyorum kendimi. Open Subtitles الأن أنا هنا فى المصدر وأشعر أننى منعزلة أكثر مما مضى
    Eğer birinin kopuk başını düşünmek seni üzüyorsa, bunun adı Aşk'tır. Open Subtitles عندما تزعجك فكرة رؤية شخص مقطوع الراس, ذلك يعني انك تحبة.
    Ama kendisi gerçeklerden biraz kopuk biriydi. Open Subtitles و لكنه فقد حسه بالواقع
    Aklınız çok karışık Bay Porter. kopuk kopuk düşünceler ve arzular dolanıp duruyor. Open Subtitles {\pos(192,220)}عقلكَ مُضطربٌ يا سيّد (بورتر)، خضامٌ من الأفكار غير المتصلة والمُجادلة.
    Neden benim kopuk kafam hâlâ çığlık atıyor? Open Subtitles لماذا يستمرّ رأسي المقطوع بالصراخ؟
    Kız tecavüze uğramış ve şu anda gerçeklerden kopuk bir halde. Open Subtitles هذه الفتاة تعرضت للاعتداء وهي تعيش حالة من الانفصال عن الواقع
    Şu kafası kopuk Barbielerle dolu kutu duruyor mu? Open Subtitles لا يزال لديكى هذا الصندوق الملىء بالعرائس مقطوعة الرأس ؟
    Kafası kopuk güç İmkansız bir yarayla, Ve uçamayan bir uçucu. Open Subtitles السلطة مقطوعة الرأس مع الجرح المستحيل، والطيار الذي لا يمكن أن يطير.
    Tahta elli, eli kopuk barmen. Open Subtitles نادل يده مقطوعة ويستخدم يد خشبية
    "Hey soktuğumun polisi, kopuk kafalardan dişleriyle dilleri koparan bir serseri beni takip ediyor. Open Subtitles "يا، أيتها الشرطة المتسكعة أطاردمنقبلرجل ... "من يسحب ألسنة رؤوس مقطوعة بأسنانه ...
    - İnsanlardan kopuk olmanla ilgili konuşalım. - Onu içeceğinden emin misin? Open Subtitles انا اتحدث عن كونك منعزلة عن الأشخاص هل انت متأكد انك تريد هذا ؟
    İçime kapalı, dış dünyadan kopuk olabiliyorum. Open Subtitles يمكن أن أكون منعزلة و منقطعة الاتصال
    Dışarıda kopuk bir elektrik kablosu var elektriği kesmenin bir yolu bulmalıyız. Open Subtitles حسناً، هناك سلك مقطوع بالخارج علينا أن نجد طريقة لتثبيته
    Kaldırımın kenarında da kopuk bir insan penisi duruyor. Open Subtitles يوجد هناك قضيب بشري مقطوع
    Ama kendisi gerçekten biraz kopuk biriydi. Open Subtitles و لكنه فقد حسه بالواقع
    Aklınız çok karışık Bay Porter. kopuk kopuk düşünceler ve arzular dolanıp duruyor. Open Subtitles {\pos(192,220)}عقلكَ مُضطربٌ يا سيّد (بورتر)، خضامٌ من الأفكار غير المتصلة والمُجادلة.
    Şu kafası kopuk insan evladı mı Eric? Open Subtitles أهذا هو الرجل المقطوع الرأس يا إريك؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more