| Ayrıca bu hırsızların tehlikeli olduğunu da söyledi ki bu beni biraz korkuttu. | Open Subtitles | وقد أخافني قليلاً كان محقاً بشأن الخطورة لا أظن بأنهم كانوا بهذه الخطورة |
| Evet. Beni korkuttu. Yılanlardan korkarım. | Open Subtitles | هذا صحيح ، لقد أخافني انا اخاف من الافاعي |
| -Bak bebeğim o koca aslan seni korkuttu mu? | Open Subtitles | يا طفلي الصغير الفقير هل أخافك ذلك الأسد الكبير؟ |
| Yemin ederim bir şey atları korkuttu ama ben değildim | Open Subtitles | ولكن هناك شيء أخاف الأحصنة ولم أكن الفاعل، أقسم بذلك |
| Beni korkuttu, bana enerji verdi, ve sonra hırslı bir kişi haline geldim, hırslı bir vajina. | TED | لقد أخافتني ، و أمدتني بالنّشاط وبعد ذلك اصبحت أنسانة مقادة ، مقادة بالمهبل |
| Adam beni çok korkuttu ya İyi ki bişey yapmadı sana | Open Subtitles | اوه, هذا الرجل... هذا الرجل, اخافني كليا, كان سيؤذيك |
| Bu gece beni biraz korkuttu o adam. | Open Subtitles | كان هناك ذلك الشخص الذي أخافني قليلاً الليلة |
| Evet, bu beni acayip korkuttu... çünkü onu çok zarif buluyordum. | Open Subtitles | نعم ، لقد أخافني ذلك للغاية فقد كان رقيقا جدا |
| Ama niye öyle demedin? ! Bu beni çok korkuttu, yaşlı adam! | Open Subtitles | لكن لماذا لم تقل ذلك مسبقاً أيها الرجل العجوز, لقد أخافني ذلك الشيء |
| Onu dışarı çıkardılar. Ama bu beni acaip korkuttu. | Open Subtitles | لقد أخرجوها ، لكن أخافني للموت ومن ذلك الحين إلى الآن |
| - Al-Djumeili, benim de gözümü korkuttu. - O kadın kızı mı? | Open Subtitles | الجميلي أخافني قليلا أكانت من هناك تلك أبنته؟ |
| - Alex! - Seni zavallı küçük bebek. O ciddi koca aslan seni korkuttu mu? | Open Subtitles | يا طفلي الصغير الفقير هل أخافك ذلك الأسد الكبير؟ |
| Bu teklif senin gibi bir aptalı çok mu korkuttu? | Open Subtitles | هل أخافك هذا الإقتراح المباشر أيتها الغبية؟ |
| içini zehir doldurup, rafa geri koyuyor. Başka biri bunu satın alıyor ve ölüyor. Bu insanları korkuttu. | TED | وضع فيها سما، أغلقها، أرجعها على مكانها بالرف. أحد آخر اشتراها و توفي. هذا أخاف الناس. |
| Onu dışarı çıkardılar. Ama bu beni acaip korkuttu. | Open Subtitles | لقد اخرجوها لكنها أخافتني حتى الموت والآن منذ ذلك الوقت |
| Bıçağı tutacağı aklımın ucundan bile geçmedi, korkuttu beni. | Open Subtitles | لم أتوقع أنها ستحمله هذا اخافني |
| Beni korkuttu. Yani beklentileri açısından. | Open Subtitles | أعني, هذا أرعبني, كما تعلم من خلال توقعاته |
| Bu odada oturdu ve bugün sizin görüp duyduğunuz şeyleri görüp duydu. Ama bu onu korkuttu. | Open Subtitles | وكما حدث معكم اليوم شاهد وسمع نفس الأشياء وقد أخافته. |
| Şey, ortadan kaybolman da beni korkuttu. | Open Subtitles | حسنا ، أنتِ من أفزعني بالطريقة التي اختفيتي بها. |
| Çok korkuttu ama şu anda durumu dengeli ve nefes alıyor. | Open Subtitles | لقد أخافنا كثيراً لكن حالته مستقرة ويتنفس الآن |
| Bu adam onları ölesiye korkuttu | Open Subtitles | هذا الرجل أخافهم إلى الموت أتمنى بأنه لا يستطيع أن يرى من خلالي |
| Sanırım hastanede olmam seni baya korkuttu. | Open Subtitles | اعتقد لانني كنت اعمل فى المشتسفي اخافك |
| Çoktan yaptı bile. Ana'yı korkuttu. | Open Subtitles | لقد فعل ذلك مسبقاً، غلطتهُ أنه أخافها. |
| - İyi. - Ama bizi korkuttu. | Open Subtitles | ــ هذا جيد ــ نعم، رغم أن الأمر كان مخيفاً |
| Sonra, bir de beyin tümörü vardı ki epey korkuttu beni. | Open Subtitles | ثم شككت بتورم في الدماغ و الذي كان فعليا مخيفا لي |
| Bilmiyorum, ama arkadaşımızı korkuttu. Hadi gidelim buradan. | Open Subtitles | -أنا لا أعرف , لكن صديقنا خاف هيا نخرج من هنا |