| Bitti Danny, bu sefer kemer hayatını kurtarmayacak | Open Subtitles | الضربة القاضية داني هذه المرة لن ينقذك الجرس |
| bir çeşit transa girdi sani kurtarmayacak onun türünü daha önce gördüm asyalı öğretilerine ihanet ettiklerinde içlerine kapanırlar ve ben isyana izin vermem kollarını bağlayın Bay starbuck ve arkaya zincirleyin | Open Subtitles | أنه مخنث بعض الشيئ لن ينقذك من الخوف بداخلك سيد فلايسك |
| Ağzından çıkacak hiçbir şey hayatını kurtarmayacak. | Open Subtitles | ما من كلمات تقولها يمكن أن تنقذك |
| Babacığım? Kitaplar seni kurtarmayacak. | Open Subtitles | أبي ؟ الكتب لن تنقذك |
| Ana mesajımız, teknoloji dünyayı kurtarmayacak, bunu biz yapacağız ve teknolojiyi bize yardımcı olması için kullanacağız. | TED | الرسالة الرئيسية هي أن التقنية لن تنقذ العالم، نحن فقط من سينقذ العالم ويمكن استخدام التقنية لمساعدتنا. |
| Çünkü kıtlık var ve mısır bu sene bizi kurtarmayacak. | Open Subtitles | بسبب ان هنالك جفاف و الذره لن تنقذنا هذه السنه |
| Bu şey San Quentin'de kurtarmayacak seni! | Open Subtitles | تباً ليست ستعمل يخلصك في سان كوينتين! |
| Ama yapacağın bu şey beni kurtarmayacak. | Open Subtitles | لكنماتفعله, هذا لن ينقذني |
| Ve şunu bilin ki, beni yok etseniz de etmeseniz de bu annecik ve babacığı kurtarmayacak. | Open Subtitles | و فقط كي تعلموا سواء قضيتم علي أم لا . هذا لن ينقذ والدتك و والدك |
| Buradaki aptal sizi kurtarmayacak. | Open Subtitles | هذا الشخص المغفل الذي يعيش هنا لن ينقذك |
| - ...ama bu seni kurtarmayacak. - Hep farklı oldum. | Open Subtitles | لكن هذا لن ينقذك لقد كنت دوماً مختلفه |
| Ve onunla yaptığın anlaşma seni kurtarmayacak. | Open Subtitles | وحلفك معه لن ينقذك |
| Sana inanıyorum ama bu seni kurtarmayacak. | Open Subtitles | أصدقك لكن هذا لن ينقذك |
| Teal'c, savaş esnasında inancın seni kurtarmayacak! | Open Subtitles | -في المعركهيا تيلك, ايمانك لن ينقذك. |
| Yazdıkların seni kurtarmayacak. | Open Subtitles | كتابتك لن تنقذك |
| O küçük balık sizi kurtarmayacak. | Open Subtitles | تلك الأسماك الصغيرة لن تنقذك. |
| Kankan Harvey Specter'ın bana yaptığı o çirkin tehditler seni kurtarmayacak. | Open Subtitles | و من ثم كل هذه التهديدات الفارغة (التي اخبرني بها فتاك, (هارفي سبيكتر لن تنقذك |
| Senin tıpkı benimle aynı şekilde doğduğunu söylemek ölen arkadaşlarını kurtarmayacak. | Open Subtitles | موافقتي بأنك ولدت بنفس الصورة التي ولدتُ أنا بها لن تنقذ أصدقائك المحتضرين. |
| Tek kozumu vermem onların hayatlarını kurtarmayacak. | Open Subtitles | وتسليم بطاقة ضغطي الوحيدة لن تنقذ حيواتهم. |
| O 23 arı büyük ihtimalle hayatımı kurtarmayacak. Sen benim doktorumsun. | Open Subtitles | تلك الـ23 نحلة محتمل انها لن تنقذ حياتي |
| Sözüme güven. Şu Tinker Bell bizi kurtarmayacak. | Open Subtitles | تذكّروا كلامي (تينكر بِل) هذه لن تنقذنا |
| Pohpohlamak seni kurtarmayacak. | Open Subtitles | - التملق ليست ستعمل يخلصك. |
| Kitabım, beni gazetecilikten kurtarmayacak. | Open Subtitles | كتابي لن ينقذني من الصحافة |
| Sadece benim hayatımı kurtarmayacak. Bu şirketide kurtaracak | Open Subtitles | لن ينقذ هذا حياتي فقط ولكن سينقذ الشركة أيضا |