| Bakın, duruşmada bu lekelerin %100 yanıcı maddeden kaynaklandığına emin olduğunuzu söylediniz. | Open Subtitles | لقد قلت متأكداً بالمحاكمة بأن هذه البقع هي نتيجة مسرعات لتشعل الحريق |
| Alt kattalar. O lekelerin hepsini de çıkaramadım. | Open Subtitles | إنّهم بالطابق السفلى وأنا لم أتمكّن من إخراج كلّ تلك البقع |
| lekelerin yıldızın yüzeyinde boydan boya hareket ettiğini fark etti. | Open Subtitles | أعتقد أن تلك البقع تدور حول السطح الخارجي للشمس |
| Bu kırmızı lekelerin yaya geçidiyle hiçbir alakası yok. | Open Subtitles | حسناً، هذه البقع الحمراء ليست تأكيداً جزء من عمل فني |
| Bu küçük lekelerin yönü silahın muhtemelen asansör dışından ateşlendiğini gösteriyor. | Open Subtitles | اتجاهية هذه بقع صغيرة تشير ربما أطلق سلاح من خارج المصعد. |
| Günlüğüme bu lekelerin... nasıl oluştuğunu yazardım. | Open Subtitles | لقد كنت أكتب في مذكراتي كيف أن البقع سوف تتطور |
| Siz de hırdavatçıya gidiyorsunuz ve sapındaki koyu kırmızı lekelerin barbekü sosu olduğuna ikna etmeye çalışıyorsunuz. | Open Subtitles | لذلك توجهت إلى متجر لوازم العائلة توضّح سبب وجود البقع الحمراء الداكنة التي تشبه صلصلة الشواء الموجودة على المقبض |
| Kirmizi lekelerin kan oldugunu kahverengi lekelerin de kan oldugun söyle gitsin. | Open Subtitles | أخبرهم أن البقع الحمراء دم والبقع البنية فلنقول دم |
| Ruhumdaki lekelerin aynı zamanda kollarımda da olduğunu? | Open Subtitles | بأن البقع في روحي تظهر على أكمامي أيضاً ؟ |
| Bunu biliyorum çünkü yarın Allison'la ilk randevumda giyeceğim elbisemi almak için kuru temizlemeye gittiğimde en sevdiği tişörtündeki lekelerin çıkmadığından yakınıyor olacak. | Open Subtitles | وأعرف هذا، الأن غداً عندما أذهب للمغسلة لأحضر ثيابي للموعد الغرامي سيذمر بشأن البقع التي لم تخرج من... |
| Babam bu kötü lekelerin hafızasının olduğunu söyler. | Open Subtitles | يقول أبي أن هذه البقع لديها ذكريات |
| Babam bu kötü lekelerin hafızasının olduğunu söyler. | Open Subtitles | يقول أبي أن هذه البقع لديها ذكريات |
| Tavandaki lekelerin yarısı benim yüzümden oldu. | Open Subtitles | نصف هذه البقع على الجدار كانت مني |
| Üstelik Harper'ın kıyafetinin üzerindeki lekelerin %70'i plazmaydı. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أنَّ البقع التي كانت على ملابس (هاربر) سبعون بالمائة منها كانت بلازما |
| lekelerin yalnızca pas olduğunu düşünecek. | Open Subtitles | فسيظنَ بأن البقع صدأٌ فحسب |
| Yine de bu lekelerin bir sebebi olmalı. | Open Subtitles | لا بد أن هناك سبب آخر لازالت هناك بقع بجسدي |
| Tenin kızarması, boyun ve sırtta lekelerin oluşması meme uçlarının sivrileşmesi ve vajinal ıslanmanın başlangıcı. | Open Subtitles | بقع من إحمرار الجلد، تظهر بوضوح على الرقبة والظهر، انتصاب للحلمات و بدايات تزييت مهبلي. |
| - lekelerin var. | Open Subtitles | -عليكِ بقع كثيرة |