| Ayrıca bu önlemlerin JPS ve müşterilerimiz için faydalı olacağı kanısındayım. | Open Subtitles | لذلك أعتقد أن هذه الإجراءات ستساعد جي بي إس وجميع زبائننا |
| Bazı müşterilerimiz dergi tercih ediyor. Siz de ister misiniz? | Open Subtitles | بعض زبائننا يستخدمون المجلات للمساعدة فهل تريد واحدة؟ |
| Umarım, müşterilerimiz hakkında küçük düşürücü bir şekilde konuşmuyoruzdur. | Open Subtitles | أتمنى أن لا نتحدث عن مشاكلنا الخاصه مع زبائننا |
| New York'un her yerinden müşterilerimiz vardı. | Open Subtitles | حصلنا علي زبائن من كل نيويورك نحن حتى سرقنا بضعة من زبائن سامسن. |
| Burada değil de ne demek oluyor? Mağazada müşterilerimiz var. | Open Subtitles | ماذا تعنين انها ليست موجوده هنا لدينا زبائن هنا |
| müşterilerimiz 85 yıllık iş araştırmasından fayda sağlıyor, iş örneklerinin işteki başarıyı belirleyen en önemli etkenlerden olduğu görülüyor. | TED | ويستفيد عملاؤنا من تجربتنا في الميدان لمدة 85 سنة، مما يدل على أن عينات العمل هذه واحدة من أفضل مؤشرات نجاح العمل. |
| Hepimiz için ne şans müşterilerimiz altın almıştı. | Open Subtitles | لحسن الحظ لنا جميعا زبائننا كانوا في الذهب. |
| Mille Collines, sadık müşterilerimiz için bir huzur vahasıdır. | Open Subtitles | ميل كولين تعتبر واحة الهدوء لكُلّ زبائننا المخلصين |
| müşterilerimiz hakkında bilmen gereken tek şey hepsinin kapana sıkışmış olduğudur. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي يجب أن تعرفه عن زبائننا هو أنهم جميعاً في الحفرة |
| müşterilerimiz hakkında bilmen gereken tek şey hepsinin kapana sıkışmış olduğudur. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي يجب أن تعرفه عن زبائننا هو أنهم جميعاً في الحفرة |
| Çünkü öyle olmazsak, müşterilerimiz mutlu olmaz. | Open Subtitles | لمواصلة العمل لأنه إن لم نفعل سيغضب زبائننا و عندما يغضبوا |
| Artık bunlar değerli müşterilerimiz için kullanılamaz duruma geldiler. | Open Subtitles | أوه لقد تلفوا والأن هم غير ملائمين من أجل زبائننا الكرام |
| Bence bazı müşterilerimiz, bunu zaten yapıyordu. | Open Subtitles | هناك جزء من زبائننا مستعدين كما أؤمن لفعل هذا |
| Sence müşterilerimiz birkaç sevimli motosikletlilerin dışarıda yetiştirdiği otla ilgilenir mi? | Open Subtitles | هل تعتقدين أن زبائننا ربما يكونون مهتمين بحشيش سائقي الدرجات المزروع في الخارج ؟ |
| John ve ben işimizi kurmak istiyoruz. Birkaç araba alacağız, müşterilerimiz olacak. | Open Subtitles | لذلك جون وانا نريد أن نبدا عمل نشرتي بضعة سيارات ، نحصل على بضعة زبائن |
| Gördüğün gibi, sade bir mekan, ama iyi müşterilerimiz var. | Open Subtitles | المكان بسيط كما ترى لكن لدينا زبائن ممتازون |
| Oraya satabiliriz. müşterilerimiz var. | Open Subtitles | يمكننا أن تفتح سوقاً جديداً و لدينا زبائن |
| Evet, yüksek kalite müşterilerimiz vardır. | Open Subtitles | نعم، نحن نتعامل مع زبائن راقية |
| Bazı müşterilerimiz gelecekte altının fiyatının artacağı tahminini yaparlar. | Open Subtitles | الآن بعض عملاؤنا يخمنون أن سعر الذهب سيرتفع في المستقبل |
| Kolay değil, çünkü müşterilerimiz, tanımı itibariyle, diplomatik olarak zor zamanlar geçiriyorlar. | TED | انها ليست وظيفة سهلة .. لان عملائنا .. يواجهون اوقات عصيبة دبلوماسياً |
| O seyahat tarzları insan müşterilerimiz için. | Open Subtitles | نحن نقوم بحجز هذه الأنواع من السفريات لعملائنا البشر |
| Dışarıda sakso çekilmeyi bekleyen paralı müşterilerimiz var. | Open Subtitles | نحن ندفع للزبائن بالداخل كي يملأو أفواههم بالقذف |
| Şehir içinden ya da dışından sürekli müşterilerimiz geliyor. | Open Subtitles | لدينا عملاء داخل وخارج المدينة باستمرار. |
| Ve bu müşterilerimiz için maksimum duygusallığı yaratacak. | Open Subtitles | وسوف يخلق الحساسيّة العاطفيّة. القصوى لزبائننا. |
| Fakat, bazı müşterilerimiz, ...kızların onlarla münakaşaya girmesinden hoşlanır. | Open Subtitles | لكن بَعْض الزبائنِ يقدّرْ الفتيات مَع مشاكسة صَغيرة فيهم. |
| müşterilerimiz duygusal ve peri masallarını sevmez. | Open Subtitles | ستكون على الورق قرائنا لا يهتمون بالقصص الخرافيه |
| müşterilerimiz bunun için para ödüyorlar. | Open Subtitles | هذا ما يدفع العملاء من أجله "يا سيد "لوران |